'Kapıları açmaktan başka çare yok' diyen Erdoğan: Biraz da onlar düşünsün

Erdoğan, AB ülkelerinin destek sözüyle ilgili olarak, "Güvenli Bölge oldu oldu, olmadı kapıları açmaktan başka çare yok. Hep biz mi düşüneceğiz, biraz da onlar düşünsün" dedi

  • | Son Güncelleme:
  • | Patronlar TV

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Eskişehir İl Teşkilatı yemeğinde konuştu. Yemekte konuşan Erdoğan, Eskişehir'in tüm ilçelerine ve vatandaşlara selam gönderdi.

Milletin bugüne kadar, diğerlerinden farklı olması nedeniyle AK Parti'ye destek verdiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: "Ülkemizde siyasetin milletten koptuğu, sadece belirli kadroların ve çevrelerin çıkarlarını savunma işi haline geldiği dönemde AK Parti, milletin davasının sözcülüğünü ve mücadelesini üstlenerek ortaya çıkmıştır. Biz milletimize ne kadar büyük hizmetler verdiysek milletimizin bize verdiği destek de o derece güçlü olmuştur. Şayet bugün bazı yerlerde hedeflerimizin gerisinde kalmışsak, geçen döneme göre belediye başkanlıklarında birçok belediyeyi kaybettiysek bunun sebebini millete değil yine kendimize faturasını keseceğiz. Demek bir yerde yanlışımız var, eksiklerimiz var, bunları gidermemiz lazım." 

'GALATASARAY LİSESİ'NİN ÖNÜNDE TOPLANIYORLARDI, KIYAMET KOPUYORDU'

#reklam#

Milletin her kesimine sahipsiz olmadığını hissettirmeleri gerektiğini anlatan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: "AK Parti sadece milletin hizmetkarı değil aynı zamanda vicdanıdır. Mesela bir süredir İstanbul başta olmak üzere çeşitli belediyelerden işten çıkartılan insanların feryatlarını duyuyoruz. Tam tersi bir durum olsa AK Parti'li belediyelerde bu tür işten çıkartmalar olsa gök kubbeyi bizim üzerimize yıkmaya çalışacak olanlara bakıyoruz, en küçük bir ses, seda yok. Bu neyi gösteriyor? Bu, ikiyüzlülüğü gösteriyor. Samimi değiller. Bizim belediyelerimizde böyle bir şey oldu mu? Olmadı ama bunlar hemen gelir gelmez işçileri iş yerlerinden çıkarmaya, tam okulların açılacağı bir dönemde bunları acaba neyi var, neyi yok bakmadan kapıların önüne koydular. Aynı şekilde Diyarbakır'da analar evlatlarını, bölücü örgütün elinden kurtarmak için destansı bir mücadele veriyor. Yine 'kadın hakları, çocuk hakları, insan hakları' diyerek her fırsatta ortalığı ayağa kaldıranlardan en küçük bir ses seda duydunuz mu? Yok. Hani vardı ya 'Galatasaray anneleri', Galatasaray Lisesi'nin önünde toplanıyorlardı, 'cumartesi anneleri' diye nam salmışlardı. Kıyamet kopuyor muydu? Kopuyordu. Peki, o zaman oraya gelip giden bu sanatçılar vesaireler şimdi Diyarbakır'da çocukları dağa kaçırılan bu hanım kardeşlerimizin yanına uğradılar mı? Herhangi bir açıklamaları var mı? Yok. Üstelik de dalga geçiyorlar. Bu ikiyüzlüler ekmeklerinin peşindeki işçilerimizi, evlatlarının peşindeki anaları yalnız bırakıyor diye biz de geri duracak değiliz."

'BU KADAR ORMAN YAKILIRKEN GEZİ'CİLERİN SESİ ÇIKIYOR MU?'

#reklam#

PKK'nın orman yangınlarını üstlendiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Peki Taksim'de 12 tane ağacın yeri değiştirildi diye kıyamet koparanlar, o 'Gezi'ciler bu kadar orman yakılırken şu anda bunların sesi çıkıyor mu? Hani çevre dostu bir parti var ya bu partiden bir ses var mı? Yok. Buradan şimdi yine teşkilatlarımıza çağrıda bulunuyorum. Tüm gücümüzle bizler bu ikiyüzlüleri milletimize anlatmamız lazım. Kimin çevre dostu olduğunu, milletimize anlatmamız lazım. Bu canım ormanlarımızı yakanları milletimize anlatmamız lazım. Bu HDP denilen partinin nasıl bir parti olduğunu, PKK'nın bunun arkasında ne gibi bir örgütlenmenin peşinde olduğunu anlatmamız lazım. Bu terör örgütü olarak bu insanları, 14, 15, 16 yaşındaki çocukları dağa kaçıranları bunun yanında öğretmenlerimizi kaçıranları bunları anlatmamız lazım. Tüm gücümüzle ekmeklerinin peşindeki işçilerin de evlatlarına kavuşmaktan başka gayeleri olmayan anaların da yanlarında olacağız. Hatta şov yapmaktan başka bir işe yaradıklarını görmediğimiz muhalefet belediyelerinin bıraktığı boşlukları diğer kurumlarımız ve imkanlarımızla biz kapatacak, hiç kimsenin mağduriyet yaşamasına mahal vermeyeceğiz." 

'SEÇİMİ KAZANAMAMAK KENDİ SORUMLULUĞUMUZ, SONUÇLARININ MİLLETE FATURA EDİLMESİNE GÖZ YUMAMAYIZ'
Konuşmasında seçimi kazanamamanın kendi sorumlulukları olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun sonuçlarının millete fatura edilmesine göz yumamayacaklarını söyledi. Erdoğan, "Eğer bir yerde kimsesiz çocuklar sokağa atılmışsa, yaşlıların bakımı ihmal edilmişse, gariplere yapılan yardımlar kesilmişse hemen bunlara biz sahip çıkacağız. Ekmeklerinden edilen işçilerimizin mücadelelerine hem insani hem hukuki hem sosyal her türlü desteği biz vereceğiz. Çünkü biz, işte böyle bir davanın, medeniyetin, kültürün temsilcisi olan AK Parti'yiz, farkımız bu." diye konuştu. 

#reklam#

Enflasyonun düştüğüne ve faizlerin indiğine dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye'nin önünde kritik alanlar var. Biz Türkiye'yi 17 yılda bölgesinin en güçlü ülkesi haline getirirken nice sıkıntılar aştık. Enflasyon düşüyor, faizler iniyor daha da inecek. Perşembe günü para piyasası kurulu toplanıyor. Ben inanıyorum ki daha da düşecek.  'Cumhurbaşkanımız bunu demişti' diyeceksiniz. Faiz düştükçe enflasyon da düşecektir bunu göreceksiniz. Kur istikrarı sağlandı. İstihdam artıyor, ihracatımız rekorlar kırıyor. 170 milyar doları zorluyoruz. Ekonomimizin en büyük zaafı olarak gösterilen cari açığımız tarihimizde hiç olmadığı kadar iyi bir seviyeye geldi. Piyasalarda gözle görülür bir toparlanma başladı" ifadelerini kullandı. 

'SURİYE'DE ÜLKEMİZE KURULAN TUZAĞI KISMEN BOZDUK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik tehditleriyle Türkiye'yi tecrit etme girişimlerinin tamamını boşa çıkardıklarına da işaret ederek, "Suriye'de ülkemize kurulan tuzağı kısmen bozduk. "Şimdi gündemimizde Fırat'ın doğusu var. Onu da inşallah birkaç haftaya kadar öyle veya böyle ama mutlaka çözüm yoluna koymuş olacağız." diye konuştu. 

Eylül'ün 21-22'sinden sonra ABD'ye giderek, Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Büyük ihtimalle Sayın Trump'la da orada ayrıca görüşmemiz olacak. Bu konuları tekrar bundan bir hafta kadar önce telefonla görüşmüştük, orada yüz yüze tekrar ele alacağız ve böylece Fırat'ın doğusunda ne gibi adımlar atacağımızı konuşacağız. Çünkü uygulama ile söylenenler birbirini tutmuyor, onun için bunu çözmemiz lazım. Yani eğer kalkıp da Suriye'nin kuzeyinde YPG/PYD gibi terör örgütlerine eğitim veriliyorsa bizim bunu hazmetmemiz, kabul etmemiz mümkün değil. Neden? Çünkü 30 bin tırı aşkın bu bölgeye ne yazık ki silah, mühimmat, araç-gereç Amerika tarafından gönderildi, Irak üstünden. Bunlar buraya niye gelir? Kiminle savaşacak bunlar, savaşacakları tek ülke var Türkiye. Biz bunlara eyvallah eder miyiz, bunlara sessiz kalabilir miyiz? Şimdi bize bazı verilen sözler var, bu verilen sözlerin ne denli yerine getirildiğini göreceğiz."

'BİRAZ DA ONLAR DÜŞÜNSÜN'

#reklam#

 

İdlib'de Türkiye'ye göç tehdidi oluşturacak şekilde birtakım sorunlar yaşandığını aktaran Erdoğan, "Avrupa başta olmak üzere tüm dünyaya İdlib'den kaynaklanacak sıkıntıları asla tek başımıza yüklenmeyeceğimizi açıkça ilan ettik, perşembe günü. Dedik ki 'Ya bu yükü paylaşacaksınız, paylaşmamanız halinde kapıları açarız.' Çünkü şu ana kadar 40 milyar dolar gibi bir rakamı biz harcadık ama Avrupa Birliği'nden Kızılay'ımıza, AFAD'a gelen destek 3 milyar avro civarında. Yani Türkiye, bu 4 milyon mültecinin yüküne nasıl katlanacak. Kusura bakmasınlar, burada oldu oldu, olmadı kapıları açmaktan başka çare yok. Hep biz mi düşüneceğiz, biraz da onlar düşünsün." değerlendirmesinde bulundu. 

'GÜVENLİ BÖLGE OLUŞMAZSA BU İŞİ AŞAMAYIZ'

Erdoğan, ülkemizdeki Suriyelilerden 350 binini kendilerinin güvenli hale getirdiği yerlere yerleştirdiklerini anımsatarak, "Diyoruz ki gelin güvenli bölge ilan edelim, bu güvenli bölgeye bunları yerleştirelim. Bunu Sayın Trump'a, Sayın Putin'e, Merkel'e söyledim, hepsine söyledim." diye konuştu. 

Onların da bu teklifi güzel bulduklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Güzel bir teklifse gelin bunları yapalım. Biz inşaatları üstlenelim ama sizler bize mali, lojistik destek verin ve şöyle bir 30 kilometre derinlikte, 450 kilometrekarelik bir alana bu işi yerleştirelim. Güzel, güzelse hadi desteği verin. Oraya gelince ses yok. Biz bu adımı atmaya mecburuz. Eğer bu güvenli bölge oluşmazsa bu işi aşamayız. Fırat'ın doğusundaki güvenli bölge çalışmamızı tamamladığımızda en az 1 milyon insanı da orada iskan etmeyi planlıyoruz derdimiz bu. Diğer bölgelerde istikrar sağlandıkça dönüşler artacak ve mülteci akını sebebiyle karşılaştığımız sosyal ve ekonomik sorunlar da kendiliğinden çözüm yoluna girmiş olacaklar. Görüldüğü gibi ümitvar olmak için sebebimiz çok, yeter ki biz kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi kardeşliğimizi güçlü tutalım. Bilhassa AK Parti'ye yönelik siyaset mühendisliği oyunlarına karşı uyanık olalım ve asla saflarımızda gedik açılmasına izin vermeyelim."  

'AK PARTİ HİÇBİR ZAMAN DEĞİŞİME DİRENMEMİŞTİR'

#reklam#

"7. Olağan Büyük Kongre takvimimizi 7 Ekim'de başlatarak AK Parti'yi milletimize daha iyi hizmet edecek şekilde tahkim ve tadil etme sürecine giriyoruz. AK Parti hiçbir zaman hayatın ayrılmaz bir parçası olan değişime direnmemiştir. Tam tersine hep olumlu yönde değişimin önünü açmıştır. Aynı şekilde diğer hizmet alanlarında da milletimizin beklentilerine ve taleplerine uygun şekilde değişim kanallarını işletmeyi sürdüreceğiz."  "Yaptığımız bir yıllık değerlendirme Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin başarıyla işlediğini, sadece uygulama ile ilgili küçük dokunuşlara ihtiyaç olduğunu gösterdi." diyen Erdoğan, yargı reformu müjdesini milletle paylaştıklarını anımsattı. 

'KANAAT ÖNDERLERİNİ BULACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı reformunun somut adımlarını atmaya başlayacaklarını belirterek, "Gelirken ne dedik; eğitim, sağlık, adalet, emniyet dedik. Türkiye'yi bu dört temel taş üzerinde yükselteceğiz dedik. Ardından ulaşım, enerji, tarım. Bütün bunlarla beraber işte yanıbaşınızda Polatlı, adeta tarımın merkezi halinde." şeklinde konuştu. 

#reklam#

Çiftçinin yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Hep söylediğimiz gibi durmak yok yola devam. Eskişehir'de aynı anlayışla gece gündüz çalışacağınıza inanıyorum. Bu duygular içerisinde kongrelerimizi yaparken özellikle başta ilçelerimizin, ilimizin Ömerlerini bulacağız. Ne demek; kanaat önderlerini bulacağız ve onlarla yönetimlerimizi oluşturacağız. Bazıları bunu farklı yere çekerler, çeksinler. Bununla ne demek istediğimiz belli. Büyük kongreye girerken de inşallah Merkez Karar Yönetim Kurulumuzu da böyle oluşturacağız.  Aynı şekilde kadın kollarımızı böyle oluşturacağız; Ayşeler, Haticeler, Fatmalar... Böyle oluşturacağız, böyle seçeceğiz. Buna dikkat edeceğiz. Gençler yine bu şekilde olacak ve bu gençleri de iyi seçeceğiz. Onlar da bulunduğu ilçenin aynı şekilde seçilmişi, sevileni olacak. Bizim gençlerimizin kimlerden oluştuğunu biliyorsunuz, burada hassas olacağız." 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz