1.3 ton kokain Mersin Limanı'na nasıl geldi?
Mersin Limanı’nda 16 Haziran 2021’de 1.3 ton kokain yakalanmasıyla ilgili iddianame tamamlandı. 16 sayfalık iddianame 5 sanık ile sınırlı kaldı.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Kokainin nasıl ve kimlerce sevk edileceği, para trafiğinin nasıl işlediği gibi sorular yanıtsız. Suç organizasyonuna ulaşamadan davaların nasıl kapandığı çok iyi anlaşılıyor.
16 Haziran 2021 günü, Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığı konusunda bir dönüm noktası oldu. Ekvador’dan Mersin Limanı’na gelen gemideki iki konteynerde 1,3 ton kokain ele geçirildi. Bu, Türkiye tarihinin açık ara kokain yakalama rekoruydu. Türkiye’de bir yılda yakalanan kokaine eşit.
Birgün'den Timur Soykan'ın haberine göre olayla ilgili iddianame 5 ay sonra tamamlandı.
İddianame sadece 16 sayfa. Sanıklar; kokain çıkan iki konteynerdeki muzların Mersin’deki alıcı firmasının sahibi, oğlu ve üç şirket çalışanından ibaret. Tüm sanıklar konteynerlerdeki uyuşturucudan haberlerinin olmadığını söylüyor. Türkiye’deki rekor kokain yakalamasının iddianamesi akılda onlarca soruyla bitiyor.
Peki, büyük zehir organizasyonuna ulaşacak kanallar nasıl kapanıyor? Bunu iddianameden olayı da anlatarak inceleyelim.
1,3 TON KOKAİN NASIL GELDİ?
24 Mayıs 2021 - Ekvador
Türkiye merkezli Yıldırım Holding’in şirketi Yılport’un 2016’dan beri işlettiği Ekvador’un Bolivar Limanı’nda ‘MSC Capucine R’ isimli gemiye yükleme yapılıyordu. Gemideki konteynerden biri ‘TEMU958118-0’ numaralıydı. Konteynerin göndericisi Ekvador’daki Coragrofrut S.A. ve merkezi Slovenya’da bulunan büyük gıda şirketi Rastoder’in Ekvador’daki firmasıydı. Alıcı ise yine Slovenya’daki Rastoder’in merkezi görünüyordu.
Gemiye yüklenen başka bir muz konteyneri ise ‘SZLU912122-2’ numaralıydı. Göndericisi Ekvador merkezli Asoagribal ve Rastoder’in Ekvador’daki şirketiydi. Alıcı ise Mersin Limanı Serbest Bölge’de faaliyet gösteren Öz Şimşekler Gıda Şirketi’ydi. Gemi yüklemenin ardından limandan ayrıldı.
KOKAİNDEN NASIL HABERDAR OLUNDU?
14 Haziran 2021, saat 14.40-Ankara
Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü’ne detaylı bir ihbar geldi. İhbarda şöyle deniliyordu:
“14-16 Haziran 2021 arasında Mersin Limanı’na gelecek MSC CAPUCİNE R adlı gemi içerisinde yer alan meyve yüklü TEMU958118-0 numaralı konteyner içerisinde yüklü miktarda kokain var.”
Konteyner evrakları incelemeye alındı. Rastoder şirketi henüz gemide olan konteynerin Öz Şimşekler Gıda Şirketi’ne yönlendirilmesi için talimat vermiş ve bu kayıt altına alınmıştı.
15 Haziran 2021- Mersin
Mersin Limanı Serbest Bölge’de faaliyet gösteren Öz Şimşekler firmasının sahibi ve çalışanlarının telefonları dinlemeye alındı. Ancak suçla bağlantılı konuşmaları yoktu.
16 Haziran 2021, saat 08.00- Mersin
Mersin Limanı’na yanaşan gemide Öz Şimşekler Şirketi’nin 89 konteyner muz siparişi vardı. Gemi yanaşınca Mersin Gümrük Muhafaza ekipleri düğmeye bastı. 4 konteynerin ivedilikle indirilmesini istediler.
KOKAİN YOLDA YÜKLENMİŞ OLABİLİR Mİ?
Konteynerlerin hepsinde mühürler sağlamdı, yani yolculuk boyunca açılmamışlardı. X-Ray cihazında şüpheli yoğunluk tespit edilince konteynerler arama hangarına götürüldü. İhbarda numarası verilen konteynere giren dedektör köpekler Lia, Nixe, Odin ve Jack uyuşturucunun kokusunu aldı ve işaret verdiler.
PAKETLERde FARKLI İŞARETLER VAR
Kutularda muzların altına gizlenmiş paketler çıkartmakla bitmiyordu. Bin paket kokain vardı ve toplam ağırlığı 1 ton 156 kiloydu. 244 paketin üzerinde ‘Maserati’ yazısı, 216 paketin üzerinde ‘Libetrad Orden’ yazısı ve renkli bayrak şekli, 232 paketin üzerindeyse ‘H’ harfi vardı. 308 pakette yazı ve şekil yoktu. Büyük uyuşturucu sevkiyatlarında her zaman ortak alıcılar vardır. Bu sayede on milyonlarca dolarlık risk bölüşülür. Paketlerdeki işaretler kokainin en az 4 farklı alıcısı olduğunu ortaya koyuyor.
İhbarda bahsedilmeyen ‘SZLU912122-2’ numaralı konteynerde de 120 paket halinde 145 kilo kokain vardı. Bu konteynerin alıcısı da Öz Şimşekler’di. Kokainlerin yanında GPS Takip Cihazı bulunmuştu. Yani uyuşturucu kaçakçıları, uydudan sevkiyatı izlemişti. Yakalanan kokain miktarı 1 ton 301 kiloya çıkmıştı.
İki konteynerin Türkiye’ye sevkinin Slovenya merkezli ve Avrupa’nın en büyük gıda şirketlerinden Rastoder tarafından yapıldığı konşimento ve diğer belgelerde yazılıydı.
ALICI FİRMANIN HABERİ VAR MIYDI?
Kokain bulunan konteynerler yakalanmasa Mersin Limanı’ndan Serbest Bölge’deki Öz Şimşekler’in deposuna taşınacaktı.
1,3 ton kokainin yakalanmasından sonra Öz Şimşekler Gıda Şirketi’nin sahibi Nimet Şimşek (56), oğlu Halil İbrahim Şimşek (32), çalışanları Erdal Şakırdak (52), Mesut Sekin (46), Rojbun Soylu (27) tutuklandı. Başka operasyon ve tutuklama olmadı. Sanıkların tamamı konteynerdeki kokainden haberlerinin olmadığını söyledi. Türkiye’deki uyuşturucu davalarının kilitlendiği nokta tam olarak burasıdır.
KOKAİNİN SAHİPLERİ NASIL BELİRSİZ KALIYOR?
Şirketin tek sahibi Nimet Şimşek, ifadesinde özetle şöyle dedi:
“24 yıldır muz işi ile uğraşıyorum. En çok Rastoder firmasıyla ticari ilişkimiz vardır. Rastoder’in sahibi İzet Rastoder ile telefonla görüştüm. Denizde muz olduğunu söyledi ben de 60 konteyner muz satın aldım. Deniz üzerindeyken alıp parasını bankadan gönderdim. Bize gelen her konteynerin X-Ray’den geçirilmesi için resmi dilekçeyle başvuru yapmış bir şirketiz. Böyle bir riski neden alayım. Benim uyuşturucuyla kesinlikle bir ilgim yok.”
Nimet Şimşek’in 1 ton 156 kilo kokain yakalanan konteyneri gemideyken aldığına yönelik sözlerini konşimento belgeleri doğruluyor.
Ancak 145 kilo kokain bulunan konteyner ise Ekvador’daki Asoagribal ve Rastoder Şirketi tarafından doğrudan Öz Şimşekler’e gönderilmişti.
KOKAİN LİMANDAN KİMLERE GİDECEKTİ?
Bu sorunun yanıtı, Türkiye’yi bir kokain rotasına çevirenlerin şemasını çözmek için çok önemli. Nimet Şimşek’e “Bu konteynerleri sizden almak isteyen var mıydı?” diye soruldu.
Nimet Şimşek şu yanıtı verdi:
“Muzları X-Ray’den sonra soğuk hava depomuza indiriyoruz. Kalite kontrollerini yapıyoruz. Sonra diğer ülkelere transit olarak gönderiyoruz ya da ithalat işlemi yapıyoruz. Mersin Limanı’na gelen muzları depomun haricinde hiçbir yere indirmem. Konteyner ile birlikte kesinlikle muz satmam. Bu muzları benden almak isteyen birisi olmadı.”
Diğer sanıklar da ifadelerinde konteynerlerdeki muzların mutlaka depoya ya da araçlara indirildiğini konteyner ile satış yapılmadığını anlattı.
Yani ifadelere göre; konteynerin Öz Şimşekler’in deposu dışında gideceği adres yoktu.
Sanıklar ve yetkililer, Mersin Limanı’ndan Serbest Bölge’ye giderken konteynerlerin açılıp içindekilerin alınamayacağını, sıkı kontrol ve kameralar olduğunu söylüyor.
DEPODAKİLER Mİ SORUMLUYDU?
Savcılık konteynerlerin depoya ulaşması ve buraya indirilmesiyle sorumlu şirket çalışanlarını sanık yaptı. Gerekçe olarak depoya inecek 1.3 ton kokaini fark etmemelerinin imkansız olduğunu belirtti.
Nimet Şimşek’in oğlu sanık Halil İbrahim Şimşek ifadesinde “Babamın yapmış olduğu ticaretlere ilişkin resmi belgelerin takibini yaparım. Kesinlikle uyuşturucudan haberim yoktu” dedi.
Tutuklu sanık Erdal Şaldırdak, Öz Şimşekler’e ait deponun sorumlusu. İfadesinde şöyle dedi:
“Konteynerlerden bir kutu alıp kalite kontrolü yaparız. Çok fazla muz kolisi gelir, hepsini kontrol etmek mümkün değildir. Muzlar satılmışsa ve araç varsa direkt konteynerden araca aktarılır, diğer kalanlar da 1 ya da 2 günlüğüne depoya alınır, sonrasında TIR’lara yüklenerek gönderilir. Bir suçum yoktur.”
Tutuklu sanık Mesut Sekin ise Öz Şimşekler’in gümrük ve operasyon işlemlerini yapıyordu. 5 bin TL maaşla çalıştığını ve uyuşturucudan kesinlikle haberinin olmadığını söyledi.
Sanık Rojbun Soylu’nun şirketteki görevi, muzların zirai denetimlerini yaptırıp gerekli belgeleri almaktı. İfadesinde “Gönderen kişiler bu uyuşturucuları neden böyle göndermiş hiçbir fikrim yok” dedi.
TELEFON KAYITLARINDAN BAĞLANTI BULUNDU MU?
Nimet Şimşek ve oğlu Halil İbrahim Şimşek’in 1 Ocak 2021-18 Haziran 2021 arasında İtalya, Malta, Yunanistan, İsviçre, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Birleşik Krallık ülkelerindeki numaralarla çok sık internet görüşmesi ve mesajlaşmalarının olduğu tespit edildi. Diğer üç sanığın ise yurt dışı görüşmesi yoktu. Yapılan testlerle sanıkların uyuşturucu kullanmadığı belirlendi.
TAKİP CİHAZI ÇÖZÜLEMEDİ
İddianamede GPS Takip Cihazı’nın incelemesinden bir sonuç alınmadığı anlatıldı. Değer tespit tutanağında ise kokainin 533 milyon 383 bin TL değerinde (Suç tarihindeki kur ile 63 milyon 878 bin dolar) olduğu belirtildi. Bu kokain hedef ülkelere ulaşsaydı değeri iki kattan fazla artacaktı.
Savcı, “5 sanık fikir ve eylem birliği içerisinde uyuşturucu maddeleri yurda soktu” iddiasında bulundu. Hepsinin ‘uyuşturucu kaçakçılığı’ suçundan 45’er yıldan 67 yıl 6’şar aya kadar hapislerini istedi.
20 Ekim 2021 günü Mersin Limanı’nda Öz Şimşekler’e gelen bir muz konteynerinde 61 kilo kokain daha yakalandı. Nimet Şimşek’in diğer oğlu da tutuklandı.
GERİYE KALAN SORULAR
Sonuçta; Türkiye tarihinin rekor kokain yakalamasından geriye büyük sorular kaldı. Asıl organizatörler perde arkasında saklanmayı başardı mı? Mersin Limanı’ndan çıkabilse uyuşturucuyu kimler teslim alacaktı? Para trafiği nasıl işliyor? Devlete böylesi büyük bir sevkiyat hakkında hiç istihbarat ulaşmadı mı? Çok detaylı ihbarı yapan kişi de bu organizasyon hakkında hiçbir bilgi vermedi mi?
Türkiye’deki uyuşturucu soruşturmaları ve davaları çoğu zaman bunun gibi sorular yanıtlanmadan bitiyor. Bu nedenle zehir ticareti onlarca yıldır katlanarak artıyor.
YORUMLAR
Yorum Yap