140 mağazası olan Batik nasıl battı! Danışmanlara inandı, battı...
Türkiye'de köklü hazır giyim markalarından biri olan Batik zor günler geçiriyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden etkilenen firmanın sahipleri bankalara olan borcu ödemek için kasım ayında çok sayıda gayrimenkul attıklarını, 20'ye yakın mağazayı da çalışanlara devrettiklerini açıkladı.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Jale Özgentürk'ün yazısından alıntı
Batik Türkiye’de 40 yıllık hazır giyim markalarından. Zor günlerden geçen Malatyalı Ziyal Ailesi bir yandan bankalara olan borçlarını ödeyebilmek için çok sayıda gayrimenkul satarken, 20’ye yakın mağazayı da çalışanlara devretti. Ortaklardan Namık ve Tarık Ziyal, “4 kardeş olarak yarattığımız markamızın yaşaması için dişimizi tırnağımıza taktık, kurtuluş mücadelesi veriyoruz” diyor.
Malatyalı terzi Talat Ziyal ile başlıyor öykü. 1925 doğumlu Talat Bey, oğulları Namık, Tarık, Metin ve Cevdet Ziyal’i de çocukluk yıllarından itibaren tekstil sektörünün içinde büyütüyor.
1980’lere gelindiğinde Türkiye’de tekstil ve hazır giyim, dışa açılma politikalarının başrol oyuncularından biri oluyor. Dört kardeş de Batik Örme şirketini kurarak triko alanında üretici ve
ihracatçı bir şirketle, baba mesleğini bir adım öteye taşıyorlar.
Üretimdeki başarıları yıllar içinde Almanya’nın Hugo Boss markasından, İtalyan Armani’ye kadar onlarca dünya devi markanın tedarikçisi haline getiriyor Ziylan Ailesi’ni.
O yıllarda Batik Örme markasıyla mağazacılık da devreye giriyor. 1990’lar ise Türkiye’nin alışveriş merkezleriyle tanışma zamanı. Batik, adındaki Örme’yi kaldırarak İstanbul’da Atrium AVM’de ilk mağazasını açıyor.
Aynı yıllarda Çin’in akıl almaz rekabeti ile triko sektörü zora girince Ziyal Ailesi de üretimi bırakarak markalaşma yolunda ilerlemeye karar veriyor. Marka çeşitlemesini ise 1990’ların efsane
markası Tiffany&Tomato’yu satın alarak 2012’de gerçekleştiriyor.
İşte geçen hafta “Yolun sonu mu?” başlıklı yazıma konu olan Batik’i bugünlere getiren öykü böyle…
Kısaca hatırlatayım. Batik, önemli bir erkek giyim markası sahibinin sözleriyle “AVM furyasında son vagona atlamış”, ancak 2013’den itibaren Türkiye ekonomisini zora sokan ekonomik ve siyasi gelişmelerin rüzgarıyla sıkıntıya düşmüştü. 2019’da ise amiral gemisi sayılacak mağazalar kapanmış, ailenin üç üyesi ise şirketteki ortaklıktan ayrılmıştı.
Markalarının başına gelenleri anlatmak isteyen Namık ve Tarık Ziyal kardeşler, dün Dünya Gazetesi’ne geldi. Samimiyetle hatalarını da pişmanlıklarını da hayallerini de anlattı.
İLK HATA: FONLARA HAYIR DEDİK, DANIŞMANLARA İNANDIK
Tarık ve Namık Ziyal, öncelikle Batik markasının aile için ne kadar önemli olduğunu dile getirerek başlıyorlar sözlerine. Hızlı büyüdüklerini kabul ediyorlar ancak “Fizibilite yapmadan büyümedik. Danışmanlık firmalarıyla çalıştık. Mağaza açalım mı dedik, korkmayın açın dediler. Borçlanalım mı dedik, borçlanın dediler. O dönem herkes alkışlıyordu. Şimdi ‘hata yaptınız’ diyorlar” şeklinde açıklıyorlar yaşadıklarını.
140 Batik, 60 Tiff any&Tomato mağazasına, bin 600 çalışana ulaştıkları bir dönemde Türkiye’nin sorunlarının başladığını söyleyen Tarık Ziyal, döviz kurlarının artması ile AVM’lerde sıkıntıların da arttığına işaret ediyor. 2017’de uç veren sıkıntıları ortaklık görüşmeleri nedeniyle çözmekte geciktiklerini de anlatan Ziyal, alıcı vazgeçince sıkıntıların biriktiğini dile getiriyor. Ziyal kardeşlerin en büyük pişmanlıkları ise şöyle;
“2013’den önce fonlar ve ortaklıklar gündemdeydi. Koton, İpekyol gibi markalar çok doğru kararlar aldı. Bize de çok iyi teklifler geldi ama kabul etmedik. Bu büyük hataydı.”
20 MAĞAZADA ÇALIŞANLARA DEVİR
Namık Ziyal, şirketten ayrılmanın aile arasında bir anlaşmazlıktan kaynaklanmadığını söylüyor. “Aksine birbirimize daha fazla kenetlendik. Bir marka kolay yaratılmıyor. Bizim 40 yılımız geçti. Markamızın yaşamasını istiyoruz. Dişimizi tırnağımıza taktık, kurtuluş savaşı veriyoruz” diyor.
Neler yapıyorlar? Bu soruyu da Tarık Ziyal yanıtlıyor: “Çok sayıda gayrimenkulümüzü sattık. Banka borçlarımızın yüzde 90’ını ödedik. 20 mağazamızı ise çalışanlarımıza devrettik. Batik markasını da bir şirkete devretmek için görüşüyoruz. Biz fiziksel olarak değil ama duygusal olarak onların arkasında olacağız.”
Batik’in küllerinden yeniden doğacağını ve bu kötü dönemin geçeceğini söyleyen Ziyal kardeşler, “Yaptığımız araştırmalarda halkın Batik markasına ilgisinde hiçbir azalma yok. Mağazaların yeni sahipleri markamızı büyütecekler. Hedefleri yıl içinde 100’e yakın mağaza açmak” diyorlar.
TİFFANY’İ ELDEN ÇIKARDIK
Tarık Ziyal, 2012’de markayı çeşitlendirmek için 35 milyon dolara aldıkları Tiff any&Tomato’nun da elden çıkarıldığını dile getiriyor. 60’a yakın mağazaya sahipken, bu süreçte yaşanan sıkıntıya yenilen markanın geçen yıl icradan Merterli tekstilci Ayriss’in patronu Özgür Yıldırım’a satıldığını söylüyor.
Tarık ve Namık Ziyal, hayallerini de şöyle anlatıyor: “Türkiye’den marka çıkarmak artık daha zor. Batik markasının önü ise son derece açık. Yok olmaması en büyük hayalimiz.”
Sonuç olarak Türkiye’de son zamanlarda çok sayıda markanın başına gelen Batik’in de başına gelmiş. AVM furyasında rüzgara kapılıp büyümenin bedelini Ziyal ailesi ciddi bir servet kaybıyla ödüyor. Başlarına geleni bu kadar samimi anlatmalarının nedeni ise hem örnek olsun, hem de kolay oluşmayan markalara biraz daha önem verilsin diye!
Dünya Gazetesi
YORUMLAR
Yorum Yap