2022'de ekonomiyi ne bekliyor? Enflasyon, FED, yeni varyant korkusu
Dünya ekonomisi, hareketli bir yıl olan 2021'i geride bırakırken 2022'de pandemideki gelişmelerle, Fed'in sıkılaşma politikasının yaratacağı etkilerle, enerji-gıda sorunlarının ve bölgesel problemlerin yaratacağı risklerle boğuşacak.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Küresel ekonomi, 2021’de corona virüsü varyantlarının yanında yoğun bir enflasyon dalgasıyla ve enerji, gıda darboğazları gibi çeşitli sorunlarla boğuştu. 2022’de ise bu sorunların yanında ABD Merkez Bankası’nın sıkılaşma politikasının yaratacağı etkiler ve çeşitli bölgesel sorunlar yakından takip edilecek.
Küresel ekonomi 2020’de başlayan ve dünyayı kasıp kavuran corona virüsü pandemisinin getirdiği problemleri 2021’de de yaşamaya devam etti. Talep artışlarının yaşanması tedarik zincirinin yer yer zorlanmasına ve elektronik gibi sektörlerde çip kıtlığı yaşanmasına sebep oldu. Ayrıca dünya, enerji kısıtı gibi pek çok sorunla yüzleşmek zorunda kaldı.
YENİ VARYANT KORKUSU
Sözcü'den Serkan Üstün'ün haberine göre 2021 kasım ayında piyasalar omicron korkusuyla sarsılmıştı. Son derece bulaşıcı olduğu belirtilen bu corona virüsü varyantı, küresel finans ve emtia piyasalarında ciddi etkilere sebep oldu.
Sonrasında ise omicronun delta varyantından daha bulaşıcı olsa da, önceki varyantlar kadar ölümcül olmayacağına ilişkin bazı analizler geldi. Bilim insanları verileri analiz etmeye devam ederken, JP Morgan stratejistleri omicron’un ‘daha az ölümcül’ olduğu tespit edilirse pandeminin sonunun hızlanabileceğini belirtti.
Ayrıca uzmanlar pandeminin şiddetlenmesi halinde, karantinaların geri dönebileceği konusunda da uyarıyor. Karantinaların geri dönüşü halihazırda zorda olan tedarik zincirini koparabilir ve küresel ekonomik büyümeyi tehdit edebilir.
IMF Baş Ekonomisti Gita Gopinath, “COVID-19 daha uzun süreli bir etkiye sahip olsaydı, küresel gayri safi yurt içi hasılayı mevcut tahminimize göre önümüzdeki beş yıl içinde toplam 5,3 trilyon dolar azaltabilirdi” dedi. Gopinath, en önemli politika önceliğinin aşılama olduğunu da bildirdi.
Yeni varyant korkusunu en çok hisseden sektörlerin başında ise turizm geliyor. Seyahat talebinin azalması nedeniyle 2021’den istediğini alamayan turizm, havayolu taşımacılığı gibi sektörler için 2022’de kısıtlamaların sertleşmesi yıkıcı etkiler taşıyabilir.
ENFLASYON 2022’DE BAŞ GÜNDEMLERDEN OLACAK
2021’de küresel ekonominin en çok boğuştuğu sorunlardan birisi de enflasyon oldu. 2021’in başında ABD’nin yılı yüzde 2 enflasyonla kapatacağı tahmin ediliyordu. Ancak şuan yıllık enflasyon yüzde 7’ye yakın.
2022’de de bazı analistler yüksek enflasyon trendinin sürmesini bekliyor. Ayrıca bu yıl ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde çalışanlara verilen ücretlerde hızlı bir artış yaşandı. Ücretlerin yükselmesinin hem genel talebi hem de maliyetleri artıracağı varsayılıyor. Bunun da tüketici fiyatlarına yansıması gündemde.
Ayrıca 2021’de Kuzey Akım 2 gerilimi ve çeşitli tedarik sorunları nedeniyle Avrupa büyük bir doğalgaz darboğazı yaşadı. Avrupa’da hâlâ devam eden sorun enerji fiyatlarında ciddi artışa sebep oldu. Bu sorunlara Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin eklenmesi, 2022’de gaz fiyatlarının yükselmesine neden olabilir.
GIDA FİYATLARI
İklim değişikliğinin daha yıkıcı hava olaylarını beraberinde getirmesiyle birlikte gıda fiyatları da artmaya devam edebilir. 2021’de Brezilya’daki olumsuz hava olayları kahve fiyatının artmasına sebep olmuştu. Aynı şekilde dünya genelindeki kuraklık nedeniyle buğday başta olmak üzere tahıl rekoltelerinde gerileme yaşanmıştı. Tüm bunlar 2022’de de devam ederse gıda fiyatlarında ciddi artışlar meydana gelebilir.
Gıda fiyatlarındaki sert artış 2022’de açlık ve yoksulluk sorunu yaşayan ülkeleri daha çok vurabilir. Ülke nüfusunun çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında olduğu Sudan, Yemen, Lübnan gibi ülkeler 2022’de daha çok açlıkla boğuşabilir. 2011’de yaşanan gıda krizleri Tunus’tan başlayarak Ortadoğu çapında sert bir gösteri dalgasını tetiklemiş, bölgeye dış güçlerin de müdahil olmasıyla pek çok denklem bozulmuştu.
FED DALGASI
2021’in özellikle ilk yarısında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) pandemi nedeniyle parasal gevşeme politikasına devam etmesi gelişen piyasalarda likit bolluğu yaşanmasına sebep oldu. ABD’de enflasyon hariç ekonomik göstergelerin pozitif seyretmesi, Fed’in 2021’in son çeyreğinden itibaren parasal sıkılaşma politikasını başlatmasının önünü açtı.
2022’de de Fed para politikasında sıkılaşmanın devam edeceğini, faiz artışlarının geleceğini duyurdu. Fed’in sıkılaşması 2013’te gelişen piyasalarda ciddi sorunlara neden olmuştu. Bu nedenle Fed 2022’de gerçekleştireceği hamleler öncesinde ciddi bir iletişim yaptı ve gelişen piyasaların merkez bankaları önlem alarak faiz artışlarına gitmeye başladı.
Daha yüksek ABD faizleri, doların değerini artıracağı gibi gelişmekte olan ekonomilerde sermaye çıkışlarını ve duruma göre çeşitli parasal krizleri tetikleyebilir.
2013 ve 2018’deki parasal sıkılaşmadan en çok zarar gören ülkeler Arjantin, Güney Afrika ve Türkiye olmuştu. Bloomberg’in yaptığı hesaplamalarda, bu ülkelerin yanında 2022’de Brezilya ve Mısır’ın da ciddi risk altında olduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan, Rusya ve Tayvan ise dış borç yükünün azlığı ve güçlü cari hesap bakiyeleri nedeniyle daha az riskli olarak görülüyor.
ÇİN EKONOMİSİNDE RİSKLER BÜYÜYOR
2021’in üçüncü çeyreğinde Çin ekonomisi durma noktasına geldi. Evergrande’nin borç krizi ile başlayan emlak sektöründeki problemler ve tekrarlanan corona virüsü karantinaları ile enerji problemleri Çin’in yıllık ekonomik büyümesini yüzde 0,8’e düşürdü.
2022’de enerji krizinin hafiflemesi beklenirken diğer sorunların sürebileceği öngörülüyor. Çin’in sıfır vaka politikası sert karantinaları da beraberinde getirebilir. Ayrıca talebin zayıf olması ve finansman kısıtı nedeniyle Çin ekonomisinin yaklaşık yüzde 25’ini oluşturan emlak sektörü daha da gerileyebilir. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde yaşanacak olası problemler küresel ekonomideki riskleri artıracak en önemli etkenlerden biri olarak görülüyor.
POLİTİK KARGAŞA
Dünyanın pek çok yerine meydana gelen bölgesel problemler küresel ekonominin karşılaması gereken riskler olacak. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim ile Çin ve ABD arasındaki Tayvan gerilimi bunlardan bazıları.
Süper güçler arasındaki gerilim, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki bağları donduracak yaptırımları içerebilir. Dünyanın en büyük akıllı telefon, elektronik ve otomobil parçası üreticilerinden olan Tayvan’da işlerin durması, küresel ekonomi için ciddi sorunlar doğurabilir.
Brezilya seçimleri, Türkiye’de erken seçim olasılığı ve Türk lirasındaki sert kayıplar da dünya ekonomisini takip edecek olanların yakından izleyeceği gelişmeler olacak.
YORUMLAR
Yorum Yap