Xiaomi, ABD Savunma Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı tarafından "Çin ordusu bağlantılı şirket" olarak listeye dahil edilmiş ve şirket bu nedenle yıl başında ABD hükümetine dava açmıştı. ABD Savunma Bakanlığı Xiaomi’nin kara listeden çıkarılmasının uygun olacağı konusunda uzlaştı.

ABD Savunma Bakanlığı’nın eski başkan Donald Trump döneminde kara listeye alınan Çinli teknoloji şirketi Xiaomi’yi kara listeden çıkaracağı bildirildi.

Eski Başkan Donald Trump’ın görevindeki son günlerde, ABD Savunma Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı tarafından "Çin ordusu bağlantılı şirket" olarak adlandırılarak kara listeye alınan Xiaomi’nin kara listeden çıkarılmasının uygun olacağı konusunda uzlaşma sağlandı.

Kararın ardından şirket hisseleri Hong Kong borsasında yüzde 6 artarken konuyla ilgili fikri sorulan Xiaomi sözcüsü, şirketin en son gelişmeleri ayrıntıya girmeden yakından izlediğini söyledi.

Şirket hisseleri Ocak ayında kara listeye alındığı günden bu yana yüzde 20 düşerken şirketin kara listeye alınması sebebiyle ABD’li yatırımcıların şirkete yatırım yapamamasının bu durumda etkili olduğu bildirildi.

Donald Trump yönetimi tarafından Xiaomi’nin kara listeye alınmasının ardından şirket ABD hükümetine karşı bir dava açarak, durumu "yasa dışı ve anayasaya aykırı" olarak nitelendirerek ve Çin ordusuyla herhangi bir bağı olduğu iddialarını reddetmişti.

NE OLMUŞTU?

ABD Başkanı Donald Trump, koltuğu devretmeye sayılı günler kala Çin ordusu veya hükümetine yardım etme şüphesinden dolayı aralarında Xiaomi'nin de yer aldığı dokuz Çinli şirketi kara listeye aldı.

Karara göre ABD'li yatırımcıların Xioami'ye yatırım yapması yasaklandı ve yatırımlarını geri çekmesi istendi.

Xiaomi ise kara listeye alınmasının ardından yayınladığı resmi açıklamada, “Şirket, 29 Ocak 2021 tarihinde ABD Columbia Bölgesi Bölge Mahkemesi’nde, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı aleyhine dava açmış bulunmaktadır. Şirket, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı tarafından kara listeye dahil edilmesi kararının gerçekle örtüşmediğine ve şirketi hukuki süreçlerden yoksun bıraktığına inanmaktadır” ifadelerini kullanmıştı.