Abdurrahman Yıldırım: Fırtınanın şiddeti arttı
Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım son yazısında ekonomik durum daha kötüleşebilir.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Abdurrahman Yıldırım son yazısında Türk ekonomisinin mevcut durumunu özetledi. İşte o yazı:
Dünyada ticaret savaşlarına bağlı ciddi bir türbülans yaşanırken, hem dünyanın etkisinde hem de siyasi ve ekonomik belirsizliklerden dolayı Türkiye negatif ayrışıyor, her türlü olumsuzluk da katlanarak yansıyor. Yakalandığımız çifte fırtına şiddetini artırarak devam ediyor. Neden?
-Yurt dışında Türkiye hakkında çıkan negatif yazı ve yorumlar yabancı yatırımcıları etkiliyor. Yabancılar Türkiye risklerini azaltma yoluna gidiyor.
-ABD’nin ticaret savaşlarının başlaması için kurduğu kronometre çalışmaya ve sona yaklaşıyor. Dünya piyasalarında da stres artıyor.
-Hem iç hem dışarıdan esen çifte fırtınayla Türkiye piyasaları zor günler yaşıyor.
MARTTAN SONRAKİ EN ZOR GÜN
-Dün de denilebilir ki, mart sonrasının en zor günü oldu.
-Dolar ağustos sonrası ilk kez 6.20’nin üzerine çıkarak 6.25’e dayandı. Dolardaki bu artış aslında dünya piyasalarında doların zayıfladığı ve Dolar Endeksi’nin 97.375’ten 97.50’ye kadar indiği bir günde gerçekleşti.
-Ancak TL’ye karşı daha fazla artan euroydu. Euro ağustos sonrası ilk kez 7 TL’nin üzerini gördü.
-Hazine faizleri yüzde 25’i aşarak geçen Eylül ayının en yükseğine vardı.
-Türkiye CDS’i de 485’e vararak ağustos sonrasının en yükseğine çıktı.
-Borsa ise değer kaybını sürdürerek 90 binin altına sarktı.
MERKEZ KAYITSIZ KALAMADI
-Piyasaların daha da kötüleşmesini Merkez Bankası’nın kura yaptığı müdahale önledi. Tıpkı Mart ayının sonuna doğru yaşanan swap krizinde olduğu gibi, TCMB bir yandan TL likiditesini sıkıştırma ve faizini artırma yoluna gitti. Diğer yandan da zorunlu karşılıklarda yeni bir ayarlamayla piyasaya döviz likiditesi bıraktı. TL’yi sıkıp, dövizi gevşetti.
-Peki istenen amaca ulaşıldı mı? İlk günden bunun kararını vermek için erken. Ancak müdahalelerden pek sonuç alınamadığı da doğru. Olsa olsa hareketi zayıflatıyor. Dünkü müdahale de en azından tırmanmakta olan döviz kurlarının hızını kesti. CDS’lerin faizleri de duruldu gibi.
-Parasal otoritelerin bu tür müdahaleleri çoğu kez kalıcı etki yaratmıyor. Ana neden ortada durdukça finansal piyasalarda başlayan eğilimler devam ediyor.
-Türkiye’de de kuru yeniden hareketlendiren, TL faizlerini yükselten, borsayı düşüren, toplamda tüm TL varlıklarına değer kaybettiren bir kaç temel neden var.
-Bu nedenlerin ikisi üzerinde kısmen durduk. Ticaret görüşmelerinin tıkanması ve Türkiye’nin seçimleri 23 Haziran’a kadar sarkıtması geçen hafta sonundan beri piyasaları vuruyor.
-Diğer neden ise ABD ile gerginleşen ve büyüyen sorunlar yumağı giderek Türkiye’yi ve piyasaları tehdit ediyor. Son olarak buna İran yaptırımlarının eklenmesi ile Türkiye’nin doğrudan zarar görmeye başlaması eklendi.
EGE’DE SORUN VE KIRILGAN EKONOMİ
-Türkiye için yeni potansiyel risk alanı ise Ege’de doğalgaz araması. Hem AB hem de ABD ile yeni gerginlikler yaratacak nitelikte ve önümüzdeki dönemde daha çok gündeme geleceğe benziyor.
-Türkiye piyasalarının çifte türbülans yaşamasında elbette ekonomisindeki kırılganlıkların artması da etkili. Büyüme daralmaya döndü. İşsizlik yüzde 15.7 ile son 10 yılın rekorunda. Enflasyon da yüzde 20 eşiğinde ve son 15 yılın en yüksek düzeyinde. Cari açık azalıyor ama buna karşılık bütçe açığı büyüyor.
BU YILIN YENİ SORUNU BÜTÇE
-Yılın 4 aylık döneminde Hazine nakit açığı 52.1 milyar liraya yükseldi. Geçen yılki düzeyi 32.6 milyar ve artış 19.4 milyar lira. Son bir yılda enflasyon yüzde 19.5 iken, nakit dengesi veya bütçenin açığı yüzde 59.5 büyüdü.
-Açığın büyümesinde asıl harcamaların artması etkiliydi. Çünkü faiz giderleri yüzde 50.7 artarak 37.1 milyar liraya yükseldi. Turpun büyüğü ise faiz dışı giderlerin 69 milyar lira artmasında ve 302 milyar liraya çıkmasında. Buradaki artış oranı yüzde 31 ile daha düşük ama tutarı büyük.
TOPARLAMAYA ZAMAN KALMAYACAK
-Bütçede yıllık açık hedef 81 milyar lirayken 4 ayda bunun 52 milyar lirasını gerçekleştirmek seçim harcamalarına bağlanabilir. Ancak seçim bitmedi ve yıl ortasına kadar sürecek. Bırakalım ilk dört aydaki açığı toparlamayı, açık artmaya devam edecek.
-Sonra da bütçeyi toparlamaya zaman kalmayacak. Mecburen içeriden borçlanmaya yükleneceğiz ve açığı finanse edeceğiz. Bir seçenek de yeni vergiler koymak ama en azından seçim ortasında konuşulacak konu değil.
Habertürk
YORUMLAR
Yorum Yap