Yaklaşık 1.7 trilyon euro tutarında fon yöneten Avrupa’nın en büyük varlık yöneticisi Amundi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Nisan ayından 300 baz puan faiz indirimine gitmesinin kendilerini şaşırtmayacağını açıkladı.

Amundi Asset Management’ın gelişmekte olan ülkeler biriminin başında bulunan Yerlan Syzdykov, “Resmi faiz oranı tahminimizi yeniden oluşturmadan önce Merkez Bankası’nın ileriye dönük açıklamalarını görmeyi bekliyoruz ancak yeni gelen başkanın atacağı ilk adımın gevşek para politikası sinyali vermek için faizleri düşürmek olacağını düşünüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ağbal yerine kendisi gibi yüksek faizi eleştiren Profesör Doktor Şahap Kavcıoğlu’nu atadı. Görevden alma beklentilerin üzerinde 200 baz puanlık faiz artışından sadece iki gün sonra geldi.

S&P: SERMAYE KONTROLÜ DIŞINDAKİ SEÇENEKLER DAHA OLASI

Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global, Türkiye’nin sermaye kontrolü uygulaması ihtimalinin “yükseldiğini” ancak bunun dışındaki seçeneklerin daha olası olduğunu belirtti.

S&P analistleri yaptıkları değerlendirmede “Son dönemde yaşanan değişiklikler bir kez daha Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın operasyonel bağımsızlığının sınırlı olduğunu ve ekonomi politikasının genel olarak düşük tahmin edilebilirliğine gözler önüne sermektedir” dedi.

S&P analistleri, “Bizce kısa vadede yakından takip edilmesi gereken en önemli şeylerden biri yurt içinde yerleşik mevduat sahiplerinin davranışları ve yaşananların ardından dövize yönelip yönelmedikleri… Sermaye kontrolü yaşanması riski arttı ancak bizce bu halen baz senaryomuz değil” dedi.

İLK AÇIKLAMADA “ARAÇLAR ETKİN KULLANILACAK” DEDİ

Yeni Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu yaptığı ilk açıklamada, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Kanun’la belirlenmiş görev ve yetkiler çerçevesinde enflasyonda kalıcı düşüşü sağlama temel hedefi doğrultusunda para politikası araçlarını etkin bir şekilde kullanmaya devam edecektir.” ifadelerine yer vermişti.

Kavcıoğlu, “Enflasyondaki gerileme, ülke risk primlerindeki düşüş ve finansman maliyetlerindeki kalıcı iyileşme yoluyla makroekonomik istikrarı olumlu etkilerken, yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı arttırıcı sürdürülebilir büyüme için de gerekli koşulların oluşmasına katkı sağlayacaktır.

Bu bağlamda Para Politikası Kurulu toplantıları, daha önce kamuoyuna ilan edilen takvime uygun şekilde yapılacak olup uygulanacak politikalarda şeffaflık ve öngörülebilirlik ilkeleri doğrultusunda tüm paydaşlar ile iletişim kanalları etkin bir şekilde kullanılacaktır.” demişti.