Erdoğdu konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, temeli 2013 yılında dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından atılan ve Adana, Mersin ve Osmaniye illerine de hizmet vermesi planlanan Çukurova Bölgesel Havalimanı ihalesinin 26 Ekim’de yeniden yapılacağına işaret ederek şunları söyledi:

“Projenin ilk ihalesi 357 milyon Euro yatırım maliyeti ve yap-işlet-devret modeli ile 2011 yılında yapılmıştı. Ancak ihaleyi alan firmanın verilen garantilere rağmen kredi bulamaması nedeniyle ihale 2015 yılında iptal edilmiş ve proje altyapı ve üstyapı olarak ikiye ayrılmıştı. Daha sonra bu yıl Corona salgının Türkiye’de yayılmaya başladığı günlerde 16 Mart’ta ihale açılmış ve 100 milyon Euro yatırım maliyetiyle ihaleyi Günbeton İnşaat  ile Terminal Yapı Ticaret Ortak Girişimi kazanmıştı. İhaleye katılan saray müteahhitleri, yani Limak-Kalyon-Cengiz İnşaat Ortak Girişimi elenmişti. Ancak ihale, saray müteahhitlerinin kazanamaması üzerine iptal edildi ve hatta Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turhan görevinden alındı. Şimdi duyuyoruz ki, ihale şartnamesinde, idareyi devre dışı bırakacak değişiklikler yapılmış ve ödeme dengeleri tamamen yüklenici lehine düzenlenmiş.”

İHALENİN GİDECEĞİ ADRES BELLİ

Şartnamede bu yönde yapılan değişikliklerin ihalenin verileceği adresi işaret ettiğini kaydeden Erdoğdu, “Yüklenici lehine yapılan bu revizyonlar ihalenin gideceği adresi şimdiden ilan ediyor. 26 Ekim’de yapılacak ihalede bu sonucu hep birlikte göreceğiz. Umarım beni yanıltırlar” dedi. Yapılacak Çukurova Havalimanı’nın Adana Şakirpaşa Havalimanı’na 40 km mesafede bulunduğuna da işaret eden Erdoğdu, şöyle devam etti:

“Hemen yanında büyük bir havalimanı olan Çukurova Havalimanı için 12 milyon yolcu garantisi verildiği söyleniyor. Adana Şakirpaşa Havalimanı’nın yıllık kapasitesi 5 milyon olduğu ortadayken bu havalimanı için 12 milyon yolcu garantisi verilmesinin izahı yok. Çünkü son 5 yılda Adana Havalimanı’ndaki yolcu sayısı belli. 2016’da 5 milyon 585 bin olan yolcu sayısı, 2018’de yerinde sayarak 5 milyon 630 bin olmuş. 2019’da ise ekonomik durgunlukla beraber 5 milyon 57 bine gerilemiş. Bu rakamlar ortadayken 12 milyon yolcu garantisi vermeleri, vatandaşın dişinden tırnağından artırarak ödediği vergileri, bu müteahhitlere aktaracaklarını gösteriyor.”

Kamu özel işbirliği (KÖİ) ile yapılan havalimanlarının hazineye maliyeti ortadayken, bu havalimanında da aynı modelin tercih edilmesinin yanlışlığına vurgu yapan Erdoğdu, “Türkiye’de bir yağma düzeni yarattılar. KÖİ mevzuatının dağınık olduğu ve çerçeve bir kanun gerekliliği resmi raporlarda ifade edilirken, AKP iktidarı hala KÖİ projelerini, yandaş müteahhitlerinin bütün risklerini halkın sırtına yüklemeye ve ülkenin önemli bir kaynağını bunlara aktarmak amacıyla kullanmakta ısrar ediyor” diye konuştu. 

İPTAL GEREKÇESİ TAM OLARAK AÇIKLANMALI

Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun, 16 Mart’ta yapılan ihalenin iptaline gerekçe olarak gösterdiği “güvensizliğin” ne olduğunu açıklamak zorunda olduğunu da söyleyen Erdoğdu, şu görüşleri dile getirdi:

“İhale tarihi ile iptal tarihi arasında ne değişmiştir ki, ihale hemen kısa bir süre içinde iptal edilmiştir. Bu durum kamuoyuna açıklamalıdır. Hemen yanında devletin işlettiği Adana Şakirpaşa Havalimanı’na rakip fakat özel sektörün işleteceği yeni bir havalimanı açmanın amacı nedir? Çukurova Havalimanı’nın geleceği de Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak arasına inşa edilmiş Zafer Havalimanı’na benzeyecek. Zafer Havalimanı için yıllık 1 milyon 279 bin yolcu garantisi verilmişti. Ancak 2019’da toplam 82 bin yolcu bu havalimanını kullandı. Aradaki bu korkunç fark nedeniyle her yıl yüklenici şirketin cebine kamudan milyonlarca Euro aktarılıyor. Aynısının bu havalimanında da olacağını görmek için kahin olmaya gerek yok, AKP’nin 18 yıllık icraatına bakmak yeterli.”

Doğrudan AKP destekçisi olan üç sermaye grubunun aldığı KÖİ ihalelerinin bedelinin, Dünya Bankası’nın KÖİ raporundaki verilere göre 130 milyar dolar seviyesinde olduğunu bildiren Erdoğdu, “KÖİ sisteminin böyle devam etmesine izin verilemez. 2018 seçimlerine giderken kamu ihalelerinde kurulmuş olan yağma düzenini ortadan kaldıracak, adil ve rekabetçi bir ihale düzeni oluşturacağımızı vaat etmiştik. İktidara geldiğimizde, Kamu İhale Kanunu’nu uluslararası standartlara uygun hale getirecek, kanuna getirilen bütün istisnaları kaldıracağız. Döviz cinsinden fiyatlandırılan otoyol ve köprü geçiş ücretlerini Türk Lirası üzerinden belirleyecek, yüklenici firmaların haksız kar sağlamasına ve kamu zararına yol açan yüksek garantileri inceleyip hukuk çerçevesi içinde sorumlularında hesap soracağız” diyerek açıklamasını tamamladı.