CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

Erdoğdu, yaptığı paylaşımda, “Neden evinizde sefalet içinde donarken fahiş doğalgaz faturaları ödüyorsunuz? Sebep, doğalgaz alımlarında yapılan milyarlarca dolarlık yolsuzluk iddiaları...” diyerek bahsettiği yolsuzluk iddialarını sıraladı.

CHP Milletvekili Aydoğdu, iddiaların “Azerbaycan halkını yaralamasını istemediğini” ancak AKP üst yönetimiyle akçeli iş tutan kişi ve kuruluşların bir şekilde bu işlere kaçınılmaz” olduğunu söyledi.

Türkiye ile Azerbaycan arasında 12 Mart 2001 tarihinde bir doğalgaz anlaşması yapıldığını hatırlatan Erdoğdu, AKP’nin “şartları en iyi uluslararası anlaşma” olan bu anlaşmayı “hiç ettiğini” iddia etti.

Erdoğdu, şunları söyledi:

‘Yolsuzluk iddiaları bu şartlar üzerine kurulu...’

“Anlaşmaya göre doğalgazın birim fiyatı 70 doların altına inmeyecek, eğer inerse Türkiye 70 dolar ödemeyi garanti edecek ve 120 doların üzerine çıkmayacak ve fiyat nereye çıkarsa çıksın Türkiye 120 dolar ödeyecekti. Yani, 70−120−120 arasında fiyat bandı vardı. Ayrıca Türkiye isterse aldığı gazı istediği fiyattan ihraç edebilecekti. Hem fiyat bandı hem de ihraç hakkı Türkiye’nin lehine şartlardı. Bu şartları aklınızda tutun. Çünkü milyarlarca dolarlık yolsuzluk iddiaları tam da bu şartlar üzerine kurulu”.

2007 yılından itibaren Azerbaycan’dan gaz alınmaya başlandığını, yapılan anlaşmada gazın üst fiyat bandının 120 dolar olduğunu ve alınan gazın ilk faturasının da 120 dolar üzerinden ödendiğini dile getiren Erdoğdu, "Azerbaycan 2008 yılı içinde fiyat revizyonu için, 11 Nisan 2008’de Türkiye’ye başvurdu. AKP yönetimi, 15 Nisan 2008’den itibaren geçerli olacak şekilde fiyat revizyonu müzakerelerine başladı” dedi.

Sözlerine devam eden Erdoğdu, müzakerelerin 4 Haziran 2010 tarihinde Azerbaycan lehine sonlandığını, fiyat bandının 15 Nisan 2008’den itibaren kaldırılmış olduğunu ve ihraç hakkından da vazgeçilerek Türkiye’nin milyarlarca dolarlık zarar uğradığını ifade etti.

Tüm dediklerinin Sayıştay tarafından tespit edilerek TBMM KİT Komisyonuna rapor edildiğini vurgulayan Erdoğdu, paylaşımında şunları aktardı:

‘1 milyar 400 milyon dolar fazladan ödeme’

“Revizyon talebi geçmişe yürütülünce 15 Nisan 2008’den sonra alınan gazların faturası anlaşmada belirtilen 120 dolar üst sınırının çok üstünde hesaplanarak Türkiye’ye fatura edildi. Anlaşma değişikliğiyle Türkiye 1 milyar 400 milyon dolar fazladan ödeme yapmak zorunda kaldı. Bu anlaşmanın 15 yıllık olacağı, yıllara sari alınan gazın hem miktarının hem fiyatının yükseldiği düşünüldüğünde, yapılan anlaşma değişikliğiyle Türkiye’nin zararının en az 5 Milyar Dolar olduğunu tahmin ediyoruz”.

‘NABUCCO projesi bitti, TANAP projesi sahnede...’

Açıklamalarına devam eden ve “aynı yıllarda AKP’nin Ermenistan açılımına kızan Aliyev Türkiye için hayati önem taşıyan NABUCCO projesinin ipini çekip, NABUCCO yerine Türkiye’ye hiçbir avantaj sağlamayan TANAP projesini masaya yatırdığını” söyleyen Erdoğdu şunları vurguladı:

‘Türkiye neden bu kadar maliyete katlandı?’

“Türkiye için çok avantajlı olan NABUCCO projesi yerine konulan TANAP projesine göre boru hatları için topraklarını açan Türkiye’nin hiçbir avantajı yoktu. Üstelik TANAP projesinde Türkiye kendi topraklarından geçen gaz için Eskişehir çıkışında 79 dolar, Trakya çıkışında 103 dolar ödemek zorunda kalacak. Buna ek olarak Türközü’nden alacağımız gaza da İtalya çıkış fiyatı vermek zorunda kalacağız. Peki Türkiye TANAP’ta neden bu kadar maliyete katlandı? Bunu anlamak mümkün değil. Ancak TANAP’ın 6-7 milyar dolar inşaat ve boru döşeme ihalesini unutmamak lazım”.

Son olarak Tekfen, Yüksel-Akkord ve Fernas şirketleriyle, Mansimov ve SOCAR’dan bahseden CHP Milletvekili açıklamalarını şöyle sonlandırdı:

“TANAP’ın inşaat ihalesini üç Şirket aldı. İlk lot Fernas, ikinci lot Yüksel-Akkord ve üçüncü lot TEKFEN tarafından alındı. Fernas Şirketini Enerji Bakanlığında birçok şüpheli işte görebilirsiniz. Fernas Şirketi ileride anlatacağım olaylarda bolca karşınıza çıkacak. TEKFEN Şirketi ise, şirketin hisselerinin yüzde ellisini Mansimov’un almasıyla gündeme geldi”.

‘Mansimov’dan Erdoğan’a, Sedat Peker videolarından SOCAR’a...’

“Peki kim bu Mansimov? Sedat Peker’in videolarında bolca adı geçiyor. Mansimov’un adı Bodrum Marinadan Man Adasına, Erdoğan ailesine gemi hediye edilmesinden SOCAR’a kadar birçok olayda adı geçiyor. Mansimov ile Erdoğan ailesi arasında birçok karanlık işlem var. Bu karanlık işlemlerden biri olan Man adası dosyasını ayrıca anlatacağım. Erdoğan Aliyev arasında bu karışık ve karanlık ilişkiler sürerken Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri olan Petkim’in yüzde 51’i Azerbaycan Şirketi SOCAR’A devir edildi ve bu devirden sonra SOCAR’a büyük avantajlar ve teşvikler sağlandı”.