Ankara'da ATO Congresium'da düzenlenen Uluslararası Yerel Yönetimlerde 6. Kadın Şurası'nda konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bundan sonraki seçimlerde kadınlarımızın daha yüksek oranlarla hem aday listelerinde hem de belediye meclislerinde yer bulabilmesi için çalışacağız" dedi. AKP'nin başarı sırlarından birinin "kadınlara ulaşması" olduğunu söyleyen Erdoğan, "Birileri yıllarca kadının ismini sıkıntısını istismar ederek kendine siyasi rant sağlamanın peşine düşerken biz her meselelerinde onların yanında olduk" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Kadın sayısını Melcis'te yüzde 17'nin üzerine çıkartmayı dönemimizde başardık.

Her ne kadar seçilenler arasında bu orana ulaşılamamışsa da eskisine göre çok daha fazla kadının belediye meclislerinde sorumluluk üstlendiğini görüyoruz. Kadınların yerel yönetimlerdeki temsili şehir sorunlarına bakışı, projeleri gibi konular ele alınacak. Böylece benzer görevlere talip olan kadınlarla tecrübe paylaşımı yapılmış oluyor.

Lütfedilerek zorlamayla verilen hakların kalıcı olması pek mümkün değildir. İnsanın kabiliyetiyle elde ettiği hakları kimse ondan alamaz. Bu bakımdan tüm kadınlarımızdan siyasetin tüm kesimlerinde daha aktif olmasını bekliyorum.

Hayatın her alanında başarılı olan kadınlarımızın siyasette de hedeflediğimiz yere geleceklerine yürekten inanıyorum. AK Partinin başarısının sırlarından biri belki de en önemlisi kadınlara ulaşması belki de gönüllerine girmesidir. Birileri yıllarca kadının ismini sıkıntısını istismar ederek kendine siyasi rant sağlamanın peşine düşerken biz her meselelerinde onların yanında olduk. Kadını dışlayan bir toplum gücünün ve potansiyelinin yarısından vazgeçmiş demektir.

Terör örgütü tarafından haince şehit edilen Aybüke Öğretmen ve Esma astsubay alçakça katledilen yüzlerce kadın bu mücadelemizin bayraklarıdır. Esma astsubayımzıla ilgili komutanlarımız ve İçişleri Bakanımın şu tespitleri çok ilginçti, özellikle bomba imha olaylarında bir bayan, kadın olarak onun kadar cesur, maharetli olan hemen hemen yok gibiydi. Bomba imha olayında da bunu yaparken şehit oldu. Tabii şehitlerimiz için söyleyeceğimiz pek bir şey yok. Onlar Peygamber efendimizin komşuları. Onlar gerek bizlere gerekse sizlere bir örnek, onlar birer kılavuz. Suriye'deki ve sınırlarımız içindeki terörle mücadelemizde çatışmaların ortasında sağlık görevlisi olan kadınlarımıza da teşekkür ediyorum. Parlamentonun içerisinde terör örgütlerinin desteği ile bulunan ve bizim hanım şehitlerimizi görmemezlikten gelen ve şehit edilen yavrularımızı görmemezlikten gelen bu terör sevicilerini neyle izah edecek, neyle anlatacağız. Lafa geldiği zaman parlamentoda ve dışarıda hep öldürülen çocuklardan bahsederler. Van'daki, Bingöl'deki katliamdan hiç bahsetmezler. Veznecilerdeki bütün o polis ve sivil kardeşlerimizin oradaki o şehadetinden hiç bahsetmezler. Onların ne günahı vardı? Bunları neyle izah edeceksiniz? Adınızın parti olması bunu izah etmez. Er veya geç bunun hesabını sandıklarda, şurada, burada vereceksiniz.

Ağızlarını her açtıklarında insan haklarından bahsedenlerin terör örgütlerinin hayatlarını söndürdüğü çocuklar için sustuklarını unutmadık.

ORHAN PAMUK AÇIKLAMASI

Bakın bir NOBEL skandalı yaşandı. Özellikle NOBEL skandalıyla ilgili bakir izzet kardeşimizin teşekkürüne ben de bir teşekkürle Türkiye'den cevap veriyorum. Bu onurlu duruşa destek veren tüm siyasi liderlere şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Medeni bir dünya için NOBEL'in böyle bir ödülü bu vampir aydınlar grubu temsilcisine vermesi adeta bir vampirler topluluğunun oluştuğunu ortaya koymaktadır. Bizim indimizde NOBEL diye bir örgüt artık gerçekten adil hakkaniyet içerisinde ödüller veren bir örgüt olarak değerlendirilemez. Tamamiyle terör örgütlerini yanında yer alan bir örgüttür. Sizin verdiğiniz bu ödüller kusura bakmayın kimseyi ikna etmez. Bu verdiğiniz örgüt bir Aziz Sancar hocamıza verilen ödül değildir, bir Orhan Pamuk'a verilmiş bir ödül değildir. Kimseyi aldatamazsınız, aldatamayacaksınız.

Adaletsizlikleri yanlış ve eksik anlayışları ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bu çerçevede kararında atılan her adım kadının statüsünü güçlendirdiği gibi yanlış adım da çabaları boşa çıkarmış olur. Kadınlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağız. Türkiye'nin geleceğini kadınlarımızla birlikte inşa edeceğiz. Kadının olduğu bir yerde aileden bahsetmemek olmaz. Kadın ailenin direğidir. Kadının dirayeti olmasa aile kurumunun ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Bu yaklaşımın kadınlara çok büyük bir yükü yüklediğinin farkındayız ama kadınlar bu yüklü kaldıracak azme sahiptir.

Geçtiğimiz günlerde İİT sosyal gelişim bakanları toplantısında tüm bu konuları enine boyuna konuştuk.

Batı'da yükselen yabancı düşmanlığının gerisindeki sebeplerden biri de aile yapısının yıkılması sebebiyle nüfuslarının azalıyor olmasından kaynaklanan bir endişedir. Güçlü bir aile yapınız yoksa yok oluşunuz mukadderdir. Türkiye olarak bu duruma düşmemek için gereken tedbirleri almaya çalışıyoruz. Dostlarımıza da aynı şekilde davranmayı öneriyoruz."