Dolar yükselince yurtdışından indirim talepleri geliyor!

İhracatçılar kurdaki hızlı artışın, döviz borçları ve pahalı girdi nedeniyle avantajdan çok risk yarattığını belirtiyor.

  • | Son Güncelleme:
  • | Patronlar TV

Reel döviz kuru endeksi ağustos ayında 63,71 seviyesine geriledi. Böylece reel efektif kur endeksi, son 23 ayın en düşüğü olarak gerçekleşti. Daha uzun vadede bakıldığında TL, 2008’den bu yana yarı yarıya değer kaybetti.

Sektör temsilcileri, 2008’den bu yana TL’nin yarı yarıya değer kaybetmesine rağmen ihracatın yalnızca yüzde 36 arttığını belirterek, bunun en önemli nedenlerini de yüksek ithal girdi ve döviz cinsi borçluluk ve enerji ithalatı olduğunu söyledi. Geçtiğimiz yıl 90 milyar dolar ile en fazla ihracat yapan otomotiv, kimya, hazırgiyim, demir ve çelik sektörü temsilcileri, yüksek kurdan ziyade dengeli kurun önemine dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu:

Öztiryaki: Yurtdışından indirim talepleri geliyor

#reklam#

2019’da 8.1 milyar dolarlık ihracata imza atan demir ve demir dışı metaller sektörü de kurda istikrardan yana. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki, TL’deki değer kaybının ihracatçı açısından avantajının sınırlı olduğunu savundu. Öztiryaki, “TL, 2008'den beri yarı yarıya değer kaybederken aynı dönemde ihracatımız sadece yüzde 36 arttı. Yani TL’nin değeri tek faktör değil” dedi.

Bunun en önemli nedenlerinden birinin yüksek ithal girdi oranı olduğuna dikkat çeken Öztiryaki, “Rekabetçi kur önemli ama bu da dengeli bir noktada olmalı. Yarı yarıya gerileyen kur, ithalatı da o ölçüde kısabilmiş değil. Çünkü dönüp dolaşıp yine zorunlu ithal ham madde, aramalı ve ithal enerji noktasına gelip tıkanıyoruz. Geçen 10 yılda birim ihraç fiyatımızda rekabetçi kura rağmen arzu edilen noktaya gelinemediğini gözlemledik” diye konuştu. Öztiryaki, “TL’nin aşırı değer kaybı, ülkemizin döviz cinsinden borçluluğunun yüksek olması nedeniyle de riskler barındırıyor”dedi.

Dolar /TL’nin 6,5-7,0 aralığında olduğu bir kur düzeyinin şu an için rekabetçi olduğu görüşünü savunan Öztiryaki, sıcak paranın etkisiyle TL’nin aşırı değerlendiği dönemlerin de yaşandığını belirterek, gereksiz ithalatı körükleyecek bu aşırı değerlenmeye de tekrar imkan verilmemesi gerektiğini vurguladı. Öztiryaki, “TL’nin değer kaybı ile yurtdışından indirim talepleri geliyor. O nedenle rekabetçi kur ihracata bire bir olumlu yansımıyor” şeklinde konuştu.Aslan: Cari açığı dengeleyecek kura yaklaştık

2019’u 13.8 milyar dolar ihracat ile kapatan çelik sektörü de rekabetçi kurun tek yol olmadığını savunuyor. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan rekabetçiliğin sadece döviz kuru ile sağlanamayacağını belirtti. Yapısal adımlar, teşvikler, güven gibi daha birçok faktörün de göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Aslan, “Artışa geçen kur sayesinde çelik ürünlerinin dünya çelik piyasasında dönemsel olarak avantajlı hale gelmesini sağladı, bu durum sektörün rekabet gücünü artırdı. Ancak kurdaki artış, yurt içinde elde edilen TL gelirleri ile dövize bağlı hammadde tedariki arasında dengesizlik yaratmakta. Satış ve hammadde tedariki arasında geçen sürede yükselen kur maliyet dezavantajına yol açıyor” dedi.

Gültepe: Dolar, hazırgiyimciyi ABD pazarında güçlendirdi

#reklam#

2019’u 17,7 milyar dolar ihracat ile kapatan hazır giyim sektörü de kurda ‘istikrar’ diyor. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, kurda sert ve ani dalgalanmaların olduğu dönemlerde ihracatçının önünü görmesinin zorlaştığını vurgulayarak, “Uzun vadeli plan yapabilme imkanı kalmıyor. Örneğin sipariş aldığımızdaki kurun seviyesi ile 3 ay sonra teslimat tarihindeki seviye arasındaki makas açıldığında sorun olabiliyor. Kur teslimat tarihinde aşağıya doğru gidiyorsa bu da ihracatçı için zarar anlamına geliyor. Kur aşırı yükseldiğinde ise alıcıların indirim baskısı ile karşı karşıya kalıyoruz ” dedi. İhracatın yarıdan fazlasının da Euro ile yapıldığını, Euro / dolar parkesinin de bugün için hazır giyim ihracatçıları açısından ideal seviyede bulunduğunu söyleyen Gültepe, “Doların geldiği seviye salgına rağmen 8 ayda ihracatımızı yüzde 19 artırdığımız ABD pazarında rekabet gücümüzü artırıyor” diye konuştu.

Pelister: İhracat anlaşmaları rekabete engel oluyor

Ocak-Ağustos döneminde 11.4, 2019’un tamamında ise 20,5 milyar dolarlık ihracata imza atan kimya sektörü, reel efektif döviz kurunun tek başına özel sektörün rekabet gücünü belirleyen bir etken olmadığı görüşünde. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, kurun aşırı yükselmesinin ihracatı olumlu etkileyebildiğini ancak diğer taraftan girdi maliyetlerini de aynı oranda artırdığını söyledi. Bilindiği üzere kimya sektöründe ithal girdi oranı yüzde 70 gibi yüksek bir seviyede seyrediyor. Bu da sektörün rekabetçi kurdan faydalanmasının önünde en büyük engel. Peki ithal girdilerdeki artış ihracat kalemlerine yansıtılarak bu sorun çözülebilir mi? Pelister, farkı derhal yansıtmanın çoğu zaman mümkün olmadığını söyledi. Pelister, “İhracat pazarlarımızda tüketim eski değerlerine ulaşırsa ihracatımız daha fazla artacaktır. İşte o zaman düşük değerli para birimimiz için rekabetçi kur avantajından bahsedilebilir” dedi. Diğer yandan ihracat anlaşmaları nedeniyle uzun süre aynı kur seviyesinden satış yapıldığına dikkat çeken Pelister, “Başka bir etki de para birimimizin değer kaybı enflasyonumuzu da olumsuz etkileyebildiğinden, enerji, taşımacılık, işçilik gibi başlıca gider kalemlerimizi de yükseltiyor bu ise ürün maliyetlerimize direkt olarak olumsuz yönde etki ediyor” diye konuştu.

Çelik: Otomotivciler öngörülebilirlik istiyor

#reklam#

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, döviz kurlarında makul düzeyde yükselmenin rekabetçilik açısından olumlu olduğunu söyledi. Ancak bu durumun dezavantajlarının da bulunduğuna dikkat çeken Çelik, “Sürekli yüksek seyreden döviz kurları ihracat yapan firmalarımızın girdi maliyetlerini artırıyor, bu da ihracatçılarımıza yük olarak yansıyor. Yüksek döviz kurları, yüksek ithalat maliyeti anlamına geliyor. Bizim üzerinde durduğumuz konu öngörülebilirlik. Döviz kurlarında yaşanan yüksek oranlı dalgalanmalar ihracatçılarımızı zor durumda bırakıyor. Bu nedenle rekabetçi, istikrarlı ve mümkün olduğunca öngörülebilir bir kur politikası sürdürülebilir ihracat için önem taşıyor” dedi.

Yener Karadeniz/Dünya

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz