Doktor Karağaç tarafından imzalanan bonodaki kaşede doktorun ikinci isminin yer aldığı, orijinal kaşede ise doktorun ikinci isminin yer almadığı belirlenince dolandırıcılar hakkında dava açıldı.

Emekli Doktor Mahmut Karaağaç, Sarıyer'de bir yalıda ikamet ediyordu. 92 yaşındaki doktorun yalısına 11 Şubat günü İstanbul İcra Müdürlüğü görevlileri gitti. Eve haciz işlemleri için geldiğini söyleyen görevli memurlara kendisinin böyle bir borcu olmadığını alacaklı tarafları tanımadığını söyleyen Karaağaç, Aşkın Akçay isimli kişiden alacaklı olduğu bu alacağını bonoyu ciro ederek Selahattin Altınkaya'ya borçlu duruma getirildiğini öğrendi.

5.3 MİLYON DOLARLIK SAHTE BONO 

Bunun üzerine savcılığa başvuran Karaağaç, Aşkın Akçay'ın 5 milyon 300 bin dolarlık borcuna kefil olduğu görünen bono ile hakkında başlatılan icra takibinin usulsüz ve dolandırıcılığa teşebbüs olduğu ortaya çıktı. Bonadaki kaşesinde ikinci ismi Tahir'inde bulunduğunu fakat meslek yaşantısı boyunca "Tahir" ikinci ismini hiç kullanmadığını ve hileli yollarla ve sahtecilik yapmak suretiyle haksız olarak kendisini borçlandıran ve haciz işlemleri başlatan şahıslardan şikâyetçi oldu.

SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİLER

İfadesi alınan Selahattin Altınkaya'ya Aşkın Akçay ile tanıştıklarını ve kendisine emekli doktorun iş hanının satılık olduğunu, bu yerin paydaşının çok olduğunu, toparlanması için paraya ihtiyacı olduğunu söylediğini, kabul ettiğini anlattı. Altınkaya, Aşkın'a toplamda üç sefer toplamda 10 milyon 600 bin dolar ödediğini, suçlamayı kabul etmediğini dile getirdi. Aşkın Akçay ise; emlakçılık yaptığını, Mahmut K.'yı tanıdığını fakat samimiyeti olmadığını, bir gün kendisinden iş hanını satmasını istediğini, kabul ettiğini, Mahmut Karaağaç'a ait iş hanını satabileceğini söylediğini, bu yeri satın alması için arkadaşı otel işletmecisi Selahattin A.'ya teklif ettiğini, ve kendisine verilen paraları emekli doktora teslim ettiğini dile getirerek suçlamaları reddetti.

GERÇEK ORTAYA ÇIKTI

Soruşturmada, Karaağaç hakkında başlatılan icra takibinin tebligatı sahibi olduğu çay ocağı çalışanının aldığı, icraya konu bononun imzasının kendisine ait olmadığı ortaya çıktı. Beyanları alınan şüphelilerin suçtan kurtulmaya yönelik olup gerçeği yansıtmadığını, iletişime geçtiklerimi ve hepsinin iş birliği içerisinde oldukları anlaşıldı.

15'ER YIL HAPİSLERİ İSTENİYOR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonunda Aşkın Akçay, Selahattin Altınkaya ve Mehmet Polat'ın hakkında iddianame düzenlendi. Savcı Ali Akın Doğuşlu tarafından hazırlanan iddianamede, şüphelilerin fikir, irade ve eylem birliği içerisinde birlikte hareket ederek hayli ilerleyen yaşı dolayısı ile algılama yeteneği zayıflamış ve geçirdiği ameliyatlar nedeniyle sahibi olduğu iş hanına gelemeyen Dr. Karaağaç'ın bu durumundan istifade ederek hileli davranışlarla bono kağıdının metninden uzak köşesine ve/veya arka yüzüne değişik bahanelerle sadece imzasını almak suretiyle toplamda üç adet resmi belge hükmünde bono düzenledikleri, sahte olarak düzenlenen bu bonoları icra müdürlüğü marifetiyle ve haciz işlemi ile tahsil etmeye çalıştıkları anlatıldı.

Yine iddianamede, Sahtecilik yaparak kamu kurumlarını aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunun icrasına elverişli davranışlar ile başladıkları, müştekinin, ailesinin ve avukatlarının bu gibi bir borçları olmadıklarından bahisle icra müdürlük ve mahkemelerine yapmış oldukları itiraz ve şikayetler ile ikame ettikleri davalar ile tahsil işlemi gerçekleşmediği, bu nedenlerden dolayı dolandırıcılığın tamamlayamayarak teşebbüs aşamasında kaldığı kaydedildi. 15'er yıla kadar hapsi istenen şüpheliler, Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.

Dilek Yaman/Sabah