En büyük çöplüğü tasarımcılar yapıyor!
DDF Kurucu Ortağı Arhan Kayar ve Heavenly Made Kurucusu Haldun Demirhisar, dünyanın giderek yok olmasında en büyük suçlunun tasarımcılar ve modacılar olduğunu öne sürdü.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
MARKA Konferansı’nın ikinci gününde oldukça renkli konuşmalar oldu.
Pakistanlı yazar ve aktivist Fatima Bhutto, yeni kitabı New Kings of the World’ü ve araştırmalarını paylaştı. Bhutto, yüz yıl boyunca dünyada egemen kültürün Amerikan kültürü olduğunu, bunun sembolünün da Rambo ve saldırganlıkla olduğunu belirterek artık işin değiştiğine dikkat çekti. Bollywood, Türk dizileri ve K-Pop’un (Güney Kore popu) dünyayı ele geçirmeye başladığını vurgulayan Bhutto şöyle konuştu: “Bollywood’da yılda 200 bin tane film yapılıyor ve bu her ülkeden fazla. Türk dizileri dünyada ABD’den sonra en fazla izlenen ve ihraç edilen diziler. K-Pop ise kendi kültürünü yaymada çok hızlı.”
Bhutto Türk dizilerinin dünyanın her yerinde reytinglerde öne çıkmasının sebebinin sadece güzel kadınlar ve hikayeler olmadığını dile getirerek “Kültürel olarak hem basit hem karmaşık bir yapınız var. Ailece izlenebilecek bir dizi. Ve dünyanın herhangi bir yerinde izleyen dizi kahramanları yerine kendini koyabiliyor” dedi.
2. Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin kültürüyle dünyada hızla yayıldığını anımsatan Bhutto, şunları söyledi: “Kültür bir silahtır, evde de bölgede de dünyada da kullanılır. Gelecekte herkes bunu kullanacak. Pakistan ve türkiye Malezya biz bir televizyon kanalı kuracağız ve İslami fobi ile savaşacağız dedi. Netflix çok popüler. Tiktok’un aylık kullanıcı sayısı Snapchat’ten fazla. Unutmayın Tiktok Çin şirketi. Bu videolardaki sevimli hayvanlar kültür savaşlarının yeni yüzü olacak.”
YÜRÜ BE İSTANBUL
Adım Adım Derneği’nin kurucularından şu an ise Spor İstanbul AŞ’nin Genel Müdürü Reyhan Onur, gazeteci Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı. Onur, İstanbul Maratonu’nda bugün kadar 80 bin gönüllünün koşu aracılığıyla bağış yaparak 220 bin kişinin hayatının değiştirmesini sağladığını kaydederek 75 milyon lira bağış toplandığını vurguladı. İstanbul’un her yerde birlikte spor yapılan bir metropole dönüştürmeyi hedeflediklerini açıklayan Onur, 2020 Temmuz’unda ilk kez İstanbul deniz festivali yapılacağını ve daha çok yürüyen İstanbulluyu ödüllendirecekleri bir ‘Yürü be İstanbul’ isimli aplikasyon geliştirdiklerinin müjdesini verdi. Onur, aplikasyonla İstanbulluların yürüdükçe tiyatro bileti, kontör gibi bir çok belediye hizmetinden yararlanmalarını sağlayacaklarını duyurdu.
Babası Hasan Doğan ve amcalarının kurduğu erkek giyim markasını kadın kuzenleriyle birlikte yöneten Zeynep Doğan, tüm çalışanlarının yüzde 52’sinin kadınlardan oluştuğuna dikkat çekti. Doğan, “Spor kulüplerinin giyim sponsoru değil felsefelerine ortak olmak istiyoruz. 10 yıl önce Liverpool’da da öyleydi şimdi Altınordu kulübü için de öyle. Altınordu, iyi futbolcu, iyi vatandaş yetiştirme hedefiyle geleceğe yatırım yapıyor” dedi. Doğan’ın konuşmasının ardından Altınordu’da yetiştirilen küçük futbolcular Deha Bayramoğlu, Hüseyin Maldar Onur Taha Takır, Oğulcan Ülgün gelecek hayallerini katılımcılarla paylaştı.
Opet Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Zengin, gazeteci Aslı Şafak ile şirkette yaratılan değişim serüvenini paylaştı.
EKMEK PARAMI MÜŞTERİDEN KAZANIYORUM
Sir Paul Smith, GQ UK Genel Yayın Yönetmeni Dylan Jones’un moderatörlüğünde başarısının sırrını paylaştı. 9 metrekarelik küçücük bir butikte bu işe başladığını söyleyen Smith, önemli olanın yüreğimiz ve kalbimizle çalışmak olduğunu vurguladı. Smith, şöyle konuştu: “Biz snop değil, kaliteli, küçük, esprisi olan bir markayız. Adım adım geliştik, erkekler önce feminen görünürüm sandı ama yavaş yavaş kabullendiler. Kredi kullanmadık kazandığımız parayı hep şirketimize yatırdık. Yavaş yavaş ilerledik, durduk nefeslendik devam ettik.”
Mağazacılığın bugün artık çok zor olduğunu e-ticaretin çok yayıldığını dile getiren Smith, kendilerinin de en büyük cirolarının 2004’te açtıkları e-ticaretten geldiğini kaydetti. Bu zor şartlarda ayakta kalmanın yolunu ise müşteri ile iyi ilişki ve sohbetten geçtiğini vurgulayan Smith, “Her cumartesi iki üç saatimi butiğimde geçiririm. Tezgahtarlık yaparım. Ekmek paramızı müşterilerimizden kazanıyoruz. Gidip çalışacaksın mağazada, bu itibarımız ve basın için çok iyi oluyor. Felsefem bu” dedi. Smith, müşteriyle sohbet eder ve mağazada bir konsept yaratırsanız başarılı olacağınızı vurguladı.
Smith, 50’nci yılını kutladıkları işlerinde son 20 yıldır ortaklık ve satın alma teklifleriyle çok karşılaştıklarını ama hep reddettiğini söyleyerek “Ortağım olsa Los Angeles California’daki çingene pembe binamı açmam zor olurdu. Şimdi traş olurken karar verdim ve açtık” diye konuştu.
ARAMAKTAN ASLA VAZGEÇME
Dlyan Jones’un sorularını yanıtlayan Sahir Erozan gençlere tavsiyelerle başladığı konuşmasında “Aramaktan vazgeçmeyin yolunuzu elbet bulacaksınız” dedi. Hayatta bazen şans gerektiğini kaydeden Erozan, “Çok şanslıydım ilk işim ABD’nin ilk Michelen yıldızlı restoranında garsonluktu. Tüm gençlere önce garson olmalarını öneriyorum. Çok şey öğretecek size” diye konuştu.
Artık sadeliğin öne çıktığını kendilerinin de tüm işlerinde buna dikkat ettiklerini kaydeden Erozan şöyle devam etti: “Annemin yolundan gittim Bodrum’da kendi markasıyla bir karakter yaratmıştı. Çok önemli bilgi birikimimi getirdim. Biz Maça Kızı’nda doğal güzellikleri öne çıkarmaya çalışıyoruz yani doğa zaten güzel ona dokunmuyoruz. İnsanlar daha sadeleşmeye başladılar. Müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak istiyorum. Starwars buluşması istemiyorum, kalabalıkların arasında müşteri toplamak istemiyorum. Tek tek müşteri kazanmak istiyorum.” Erozan, Bodrum’ta açacakları yeni yaşam tarzı köyünün de müjdesini verdi.
İSTANBUL’DA SANAT İÇİN UZUN HAFTA SONU
İKSV yöneticileri Görgün Taner, Yeşim Gürer Oymak ve Özlem Ece, gazeteci Şirin Payzın moderatörlüğünde 17 Aralık’ta gerçekleştirilen kültür sanat çalıştayının sonuçlarını paylaştı. Kültür sanatın tüm aktörlerinin katıldığı çalıştaydan çıkan en önemli üç sonucu İKSV yöneticileri anlattı. Taner, önceliğin İstanbul’un çok kültürlülüğünü unutmamak gerektiğini bunun gelecekte de böyle olacağını vurgulayarak “Bu kentte herkes için bir şey var ve herkese yer var” dedi. Oymak ise çıkan somut projelere ilişkin şunları söyledi: “Müthiş bir coğrafyadayız şehir bize onlarca hikaye verebilir. Öncelikle Topkapı Sarayı’nda 2006’ya kadar sahnelenen Saraydan Kız Kaçırma’nın tekrar sergilenmeli bunu da sahneye Ferzan Özpetek koymalı. Mozart’ın operası “Cosi fun totte’ (tüm kadınlar böyle yapar) kadınları en iyi tanımlayan yönetmen Pedro Almodovar filmi ile izleyebilsek ne güzel olur. Son olarak da tüm kültür sanat kurumlarının ajandalarını birleştireceği İstanbul’da uzun hafta sonu etkinliği yapmak istiyoruz. 24 saat boyunca şehrin her yerinde sabahtan akşama kadar sanat olsun istiyoruz. Tüm bunları tek başımıza yapmamız mümkün değil yerel yönetimler ve kamu da destek olmalı.”
Ece ise finansal sıkıntıların çözümü için tüm paydaşların katılacağı şeffaf bir yönetime ve özel sektörün sanata sponsorluğunda yaratılacak değişime ihtiyaç olduğunu vurguladı.
EN BÜYÜK ÇÖPLÜK MODACILARDAN
Hiçbir şeyin ölmesine izin vermeyen ve geri dönüşüm ile eskiyi yeni yapan DDF Kurucu Ortağı Arhan Kayar ve Heavenly Made Kurucusu Haldun Demirhisar, dünyanın giderek yok olmasına sürekli üretilen yeninin eskiyi çöpe döndürmesine karşı işe başlamışlar. Demirhisar ağaç evleri hem kurtardıklarını hem de o ağaçlardan yeni mobilyalar yaptıklarını belirtirken yeninin hikayesini eskiyi dinleyerek yarattıklarına dikkat çekti. Kayar, dünyanın en büyük çöplüğünü modacıların oluşturduğunu söyleyerek geri dönüşüme dikkat çekmek için 2020 yılında İstanbul ve Alaçatı’da iki büyük etkinlik yapacaklarını duyurdu.
YORUMLAR
Yorum Yap