Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde: 

- Putin ile Suriye'deki meseleleri konuşacağız.

- 2200 kilometrekarelik alan terörden arındırıldı, 444 kilometrenin terörden temizlenmesini hedefliyoruz.

- ABD'nin bize verdiği sözler tutulmazsa Barış Pınarı Harekatı kaldığı yerden daha büyük bir kararlılıkla devam edecek.

- Vicdan ve vizyon sahibi tüm ülkelerin, Suriyelilerin vatan hasretini sonlandıracak bu projeye destek vermesini bekliyoruz. Yoksa Türkiye 8 yıldır tek başına sırtında taşıdığı bu yükü kaldıramaz. 

- Şimdiye kadar İran'ın da katkılarıyla sahada sükunetin sağlanması için çok büyük bir çaba harcadık. 

- Türkiye ile Rusya, terörün her türlüsüyle mücadele konusunda hemfikirdir. 

?- Barış Pınarı Harekatı, Türkiye'nin güvenliğinin yanında Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini de garanti altına alacaktır. 

- Suriye'nin geleceğinde YPG, PKK gibi örgütlere yer yoktur, olmayacaktır.

- Putin ile rejim unsurlarının bulunduğu alanlardaki YPG varlığının sonlandırılması konusunda da görüşmelerde bulunacağız. 

- (Macron'un 'Çatışmasızlık süresi uzatılsın' teklifi üzerine) Macron'dan bana böyle bir teklif gelmedi, kendisi zaten bu tür konuları genellikle teröristlerle görüşmeyi tercih ediyor. Bizim bu konudaki muhatabımız Fransa değil ABD'dir. 

- 8 yıldır mültecileri ağırlıyoruz. 40 milyar doların üzerinde harcama yaptık, AB sözünü tutmadı.

- Şu anda çekilme devam ediyor. Savunma Bakanımdan aldığım son bilgilere göre 700-800 kişi civarında bir çekilme oldu. 

- (İran'ın Barış Pınarı Harekatı açıklaması üzerine) İran'dan gelen bazı açıklamalar gerçekten bende ciddi manada üzüntüye sebep olmuştur. İran aslında 15-20 yıl öncesine varıncaya kadar geçmişine bakarsa, nükleer başlıklı silahlar konusunda Erdoğan'ın İran'la ilgili takındığı tavırları tüm dünya bilir. Biz tüm bu tavrı her şeye rağmen yaptık ama İran'dan bazı çatlak sesler çıkıyor. Sayın Ruhani'den değil, yanındaki mesai arkadaşlarından bazı çatlak sesler çıkıyor. Tabii bunları başta Sayın Ruhani olmak üzere susturmaları gerekirdi. Ve bu, başta şahsım olmak üzere tüm mesai arkadaşlarımı ciddi manada rahatsız etmektedir. Zira biz şu anda Soçi mutabakatının 3 ülkesiyiz, biz bu süreci nasıl yürüteceğiz? Astana'dan başlayan ve Soçi'yle devam eden bu süreçte ortaklık içerisinde bulunan ülkeler birbirine bu şekilde ihanet eder mi? Bu yapılanlar yanlıştır ve bu süreçle ilgili olarak ben kendilerini ciddi manada kınıyorum. 

- (Çekilmenin ardından YPG'nin silahları ile ilgili gelen soru üzerine) Çekilirken taşıyabildiklerini taşıyorlar, taşıyamadıkları depolarda kalıyor. Bütün bunlar konusunda biz söylediklerimizin yine arkasındayız. Ankara Sayın Pence ile Pompeo ile yapılan görüşmelerde bu konuların hepsi konuşuldu. Götürebildiklerini götürecekler o ayrı konu, ama kalanları biz toparlayacağız.