Erdoğan’ın söylediği ‘acı reçete’ Türk ekonomisi için ne anlama geliyor?
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifası ekonomide taşları yerinden oynattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomide acı reçeteyi uygulamaktan kaçınmayacaklarını söyledi. Ekonomistlere göre Türkiye için acı reçete yüksek faiz, ilave vergi ve kemer sıkma demek.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Ekonomide yaşanan görev değişimlerinin ardından faizlerin artacağı ve daha piyasa dostu bir yönetimin iş başına geldiği beklentileri ile TL dolar karışısında yüzde 10 değer kazandı.
Bu gelişmeler karşısında dün ekranlara çıkan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomide doğru adımların atılacağı sinyallerini vererek ‘acı reçeteyi uygulayacağız' ifadelerini kullandı.
Peki ya Erdoğan acı reçete derken ne demek istedi?
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Cem Başlevent'e göre Erdoğan acı reçete ile kredi faizlerinin yükseleceğini işaret ediyor.
Başlevent, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkın borçlanarak da olsa belli bir alım gücüne sahip olduğu ve ekonomik büyümeye destek verdiği düşük faiz ortamını tercih ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla ‘acı reçete' tabiriyle kastettiği, öncelikle, kredi faizlerinin yükselmesi ve bunun da durgunluğa yol açacak olması” diye konuştu.
Başlevent döviz kurlarının eski yıllardaki düzeyine inmeyeceği için halkın alım gücünde kayıp yaşanacağını aktarırken“Döviz kurlarının da eski yıllardaki düzeylerine inmeyecek olması, halkın alım gücündeki kaybın devamı anlamına gelecek. Böyle bir ortamda istihdam da çok fazla artamayacağı için işsizlik de önemli bir sorun olmaya devam edecek. Sokaktaki insanı zor günler beklerken, finansal piyasalarda bir toparlanma var. Zira, ekonominin gerçek durumunun kısmen de olsa kabulünün, bundan sonra daha rasyonel adımlar atılacağı anlamına geleceği umuluyor. Bu beklentinin ne derece gerçekleşeceğini zaman gösterecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan hiç böyle konuşmamıştı: Gerekirse acı reçete uygularız
‘İLAVE VERGİLER, PAHALI BİR HAYAT’
Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç Dr. Evren Bolgün ise acı reçetenin vergi artışları ve ilave yeni vergiler anlamına geldiğini söylüyor. Bolgün, “Türkiye'nin ekonomik anlamda geldiği durum herkesin malumu. 7-8 yıldır özellikle ekonomi kötü. Acı reçeteden anlayacağımız 2021 için vergi artışı, ilave vergiler. Mali gevşeme 250 milyara yaklaştı ve eksi bir açıkla yılı tamamlayacak gözüküyor. Bu eski yıllardaki tek seferlik vergi afları, sicil afları, 2B, bedelli askerlik gibi artık yeni yapılacak bir şey kalmadığı için, 2021 yılında vatandaşlar az kazanacak ama yüksek vergiler ile karşı karşıya kalacak, hayat pahalılığı artacak” ifadelerini kullandı.
‘YABANCI YATIRIMCILARA MAVİ BONCUK’
Türkiye'nin yabancı yatırımcıları cezbedilmek için mavi boncuk dağıttığını söyleyen Bolgün, “Merkez Bankası'nın toplantısı bekleniyor. Yabancı yatırımcılarda yüksek faiz yapılacağı beklentisi var” ifadelerini kullandı.
‘KEMER SIKMA POLİTİKASI’
Yalova Üniversitesi İktisat Bölüm Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baki Demirel, Erdoğan'ın acı reçete ifadelerinin kemer sıkma politikası anlamına geldiğini söyledi.
“Acı reçete politikası kemer sıkma politikası anlamına geliyor. Sıkı para ve maliye politikası uygulamaları gelebilir. Yeni Ekonomi Politikası (YEP)'nın makro hedefleri çöktü, gerçekçi bir plan hazırlamak lazım. Sıkı para politikası kısmında da, faizler yukarı çekilerek düşürülebilir. Enflasyonist beklentileri düzenleyip hedefle uyumlu hale getirebilirsek o zaman uzun vadeli faizler de düşecektir.” ifadelerini kullandı.
‘YOKSULLUĞU AZALTACAK GELİR YARATMAK LAZIM’
Sıkılaştırıcı politikalardan dolayı ekonominin bir süre daralacağını vurgulayan Demirel, “Maliye tarafı sıkılaşırsa yani kemer sıkılırsa hem ücretlerin baskılanması hem tarıma verilen destekler hem de transfer harcamalarında kısıtlamalar olursa, kamu yatırımların azaltılması gibi kesintiler olursa, bu faizleri yukarı çeker. Bunun yaratacağı üretim kayıpları ve yoksulluğun artması aslında yapılan işi terse çevirir ve yeniden kur enflasyon baskısı hissedilir. Para politikasında sıkılaşma, maliye politikasında da yeniden düzenlemeye ihtiyaç var. Burada yoksulluğu azaltacak gelir yaratmak lazım ve özel sektörün yatırım yapmadığı yerlerde kamu yatırımlarını arttırmak lazım” sözlerini kaydetti.
‘VATANDAŞ DAHA ÇOK YOKSULLAŞACAK’
Köprü ve havaalanlarında yapılan dövizli sözleşmelerin yeniden düzenlenmesi ve bazı projelerden vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Demirel, “Vatandaşın acı reçeteden gelirlerinin düşeceğini ve daha çok yoksullaşacağını anlaması gerek” dedi.
Sibel Gülersöyler/Sözcü
YORUMLAR
Yorum Yap