Gazeteci Kadri Gürsel hakkında tahliye kararı verildi
Cumhuriyet gazetesi eski yönetici ve yazarları hakkında açılan dava kapsamında, 2 yıl 6 ay hapis cezası onanan gazeteci Kadri Gürsel, denetimli serbestlik hükümleri için cezaevine gönderildi. Gürsel hakkında daha sonra tahliye kararı veridi.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Cumhuriyet gazetesi davasında yargılanan Kadri Gürsel için verdiği “kişi güvenliği ve özgürlüğü ile ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği” kararına rağmen savcılığın 2,5 yıllık hapis hükmünün infazı için kendisini çağırdı. Kadri Gürsel saat 14:00 sıralarında Çağlayan Adliyesi’ne geldi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, eski Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının da arasında bulunduğu 18 sanığa verilen kararların temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 19 Şubat'ta verdiği kararla, 18 sanık hakkında, yerel mahkemece verilen hapis cezaları ile beraat hükümlerini usul ve yasaya uygun buldu.
Bu kapsamda, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan 2 yıl 6 aylık hapis cezası onanan ve kendisine tebliğ edilen Gürsel, İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek teslim oldu.
Gürsel, infaz müdürülüğündeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından, denetimli serbestlik hükümleriyle ilgili işlemlerinin başlatılması için cezaevine gönderildi.
HAKİMLİK, TALEBİN KABULÜNE KARAR VERDİ
Bakırköy İnfaz Hakimliği kararında, Metris 1 Nolu T Tipi Ceze İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığı ile dilekçe gönderen hükümlü Kadri Gürsel'in kalan cezasını denetimli serbestlik tedbiri altında geçirme isteminde bulunduğunu belirtti.
İnfaz Hakimliği de kararında; "Kadri Gürsel'in 5275 sayılı yasanın 105/A maddesinden yararlanabileceği sabit olmakla güvenlik gerekçesi dikkate alınarak kapalı ceza infaz kurumunda kendi iradesi dışındaki bir nedenle kalmakta olduğunun kabulünün gerektiği, koşullu salıverilme tarihinin 15 Mayıs 2020 olduğu, ceza infaz kurumunda iyi halli bir hükümlü olup, herhangi bir disiplin cezasının bulunmadığı bildirildiğinden ve yine yasanın getirmiş olduğu ana unsurlardan olan kendi iradesi dışında bir nedenle ceza infaz kurumunda bulunma koşulunun da gerçekleştiği anlaşılmakla yönetmeliğin açık ceza infaz kurumuna ayrılamayacak gruplar arasında saydığı bir suçtan dolayı hükümlü olmadığı görülmekle talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir" denildi.
TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ
Kadri Gürsel'in 5275 sayılı yasanın 105/A maddesine göre talebinin kabul eden Bakırköy İnfaz Hakimliği, Gürsel'in tahliyesini kararlaştırdı. Bakırköy İnfaz Hakimliği, Gürsel'in adresinin bağlı olduğu Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü'nce infazının gerçekleştirilmesine de karar verdi.
"NORMALDE HİÇ CEZAEVİNE GİRMEMEM GEREKİYOR"
Bu sırada basın mensuplarının soruları üzerine Gürsel, "Bana 20 Mayıs'ta tebligat geldi. 10 gün içinde savcılığa gelmem istenildi. Ben de süre dolmadan geldim. Bana yapılan suçlama tamamen gazetecilik faaliyetidir. 11 ay cezaevinde yattığım için şu an yasaya göre, benim denetimli serbestlik hakkını kazanmış olmam lazım. Normalde hiç cezaevine girmemem gerekiyor. Ama yasadaki bu durum nedeniyle şimdi tekrar cezaevine gireceğim. Anayasa Mahkemesi de hak ihlali başvurumuzu kabul etmiş ve haklılığımız kanıtlanmıştır. İnfazın durdurularak yeniden yargılanmam ve beraat kararı verilmesi gerekiyor" dedi. Gürsel sağlık kontrolünün ardından polis eşliğinde önce adliye karakoluna götürüldü. Bir süre burada bekletilen Gürsel, daha sonra polis aracına bindirilerek cezaevine gönderildi. Gürsel'in prosedür gereği önce Metris Cezaevi'ne daha sonra da Silivri Cezaevi'ne gönderilmesi bekleniyor. Gürsel'in denetimli serbestlik başvurusu kabul edilirse işlemlerinin ardından cezaevinden çıkacak.
Kadri Gürsel, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Hakkımdaki 2,5 yıllık hükmün infazı için aldığım çağrıya uyarak bugün Başsavcılığa başvurdum. 11 aylık tutukluluğum, 2,5 yılın hapisteki infaz süresini karşılamaktadır. İnfaz gerekçesiyle yeniden hapsedilmem hukuka aykırıdır. Cumhuriyet davasında verilen 11 aylık süresini tutuklu geçirdiğim 2,5 yıllık hapsin infazı, yasa gereği denetimli serbestlik yoluyla olmak zorundadır. Buna rağmen hapse konulmam söz konusudur." ifadelerini kullandı.
Yerel mahkemenin kararı
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan 2018'de açıkladığı kararında, Twitter'daki "jeansbiri" hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu'yu "terör örgütüne üye olma" suçundan 10 yıl, "terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan ise Akın Atalay'ı 7 yıl 13 ay 15 gün, Mehmet Orhan Erinç'i 6 yıl 3 ay, Mehmet Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Aydın Engin'i 7 yıl altışar ay, Hikmet Aslan Çetinkaya'yı da 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırmıştı.
Aynı suçtan, sanıklar Bülent Utku'nun 4 yıl 6 ay, Yusuf Emre İper'in 3 yıl 1 ay 15 gün, Kadri Gürsel'in 2 yıl 6 ay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik'in de 3 yıl dokuzar ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmeden heyet, sanıklar Bülent Yener, Günseli Özaltay ve Turhan Günay'ın tüm suçlardan beraatini, firari olan gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ile İlhan Tanır'ın ise dosyalarının ayrılmasını karara bağlamıştı.
Twitter’dan savcılığa başvurduğunu açıklayan Gürsel şunları kaydetti:
Delilsiz, keyfi biçimde 11 ay hapiste tutulduğum Cumhuriyet soruşturması davasında gazetecilik faaliyetimin suçlanması nedeniyle hakkımda verilen, onanan 2,5 yıllık hapis hükmünün infazı için 20 Mayıs’ta 10 gün içinde savcılıkta olmam istendi.
Hakkımdaki 2,5 yıllık hükmün infazı için aldığım çağrıya uyarak bugün Başsavcılığa başvurdum. 11 aylık tutukluluğum, 2,5 yılın hapisteki infaz süresini karşılamaktadır. İnfaz gerekçesiyle yeniden hapsedilmem hukuka aykırıdır.
Cumhuriyet davasında verilen 11 aylık süresini tutuklu geçirdiğim 2,5 yıllık hapsin infazı, yasa gereği denetimli serbestlik yoluyla olmak zorundadır. Buna rağmen hapse konulmam söz konusudur.
Cumhuriyet davasında verilen ve tutuklulukta peşinen infaz edilmiş olan haksız ve delilsiz hüküm nedeniyle, değil birkaç gün, bir saniye için dahi hapsedilmem hukuken mümkün değildir, olursa, bu hukukun ağır bir ihlalidir.
AYM’nin hak ihlali başvurumdan 28,5 ay sonra nihayet 2 Mayıs’ta verdiği, ifade özgürlüğü hakkımın ihlal edildiği yönündeki kararı, aleyhimdeki sözde delili, dolayısıyla suçlamayı ve mahkumiyeti düşürür niteliktedir.
Aleyhimdeki delili, suçlamayı ve mahkumiyeti hukuken geçersiz kılarak yeniden yargılanıp beraat etmemin yolunu açması gereken AYM kararı varken, tutukluğum sırasında infaz edilmiş bir hüküm için hapsedilmem hukuksuzluğu büyütüyor.
Gazetecilik faaliyetimden dolayı delilsiz, haksız hukuksuz olarak verilmiş ve 11 aylık tutukluluğum ile peşinen, tamamı infaz edilmiş bir hüküm gerekçe gösterilerek hapse konulmam, maruz kaldığım adaletsizliği daha da artırıyor.
YORUMLAR
Yorum Yap