İngiltere Kraliyet Ailesi'ndeki kamusal görevlerini ve onursal unvanlarını bırakarak ABD'ye yerleşen Sussex Dükü Harry ve Düşesi Meghan Markle'ın CBS kanalı için TV yıldızı Oprah Winfrey'ye verdiği merakla beklenen röportajın tamamı yayınlandı.

Başta 90 dakika olarak planlanan ama sonra 2 saate çıkarılan röportajın ilk bölümünde Winfrey ile baş başa olan Markle nasıl intiharın eşiğine geldiğini ve şu an 1 yaşında olan oğulları Archie'ye daha doğmadan ırkçılık yapıldığını anlattı. İkinci bölümde röportaja da Harry de katıldı, ailesiyle ilişkilerini ve ayrılma gerekçelerini detaylandırdı. Çift ikinci çocuklarının cinsiyetinin de kız olduğunu açıkladı. 

Archie'ye henüz cinsiyeti bilinmezken protokolden farklı olarak 'prens' ya da 'prenses' unvanı vermek istemediklerini söyleyen Markle, "Hamileyken doğacak çocuğuma güvenlik sağlanmayacağı, unvan verilmeyeceğiyle ilgili konuşmalar yapıyorduk. Ayrıca ten renginin ne kadar koyu olabileceğiyle ilgili endişeler ve konuşmalar vardı" ifadelerini kullandı.

Bu konuşmaların aile tarafından Harry ile yapıldığını ve kendisine de tüm söylenenleri eşinin aktardığını belirten Markle, "Onlara çok zarar vereceğini düşünüyorum" diyerek Harry ile konuşanların kimliğini açıklamadı. Harry de bu konuşmaları asla paylaşmayacağını ama o dönem şoke olduğunu söyledi.

Markle'ın henüz 6 yaşındayken babasından boşanan annesi Doria Ragland, siyah bir ABD'li. Baba ise İrlanda-Hollanda kökenli.

Markle'ın açıklamalarındaki bir diğer önemli kısım 5 aylık hamileyken intiharı düşündüğünü paylaşması oldu. O dönem hayatına son vermenin herkes için en iyisi olacağına inandığını söyleyen Markle, "Bunu biriyle paylaşmasaydım biliyordum ki yapardım. Artık yaşamak istemiyordum" derken gözyaşlarını tutamadı.

Bu düşüncelerini dile getirdiğinde Harry'nin kendisine nasıl destek olduğundan da bahseden Markle, yardım almak için bir yerlere gitmesi gerektiğine dair 'kurumdan' destek istediğini ama bunun 'kurum' için iyi olmayacağından reddedildiğini anlattı. Markle, "O konuşmayı daha dünmüş gibi hatırlıyorum. 'Seni anlıyoruz, ne kadar kötü olduğunu görüyoruz ama seni korumak için yapabileceğimiz bir şey yok çünkü kurumun ücretli bir çalışanı değilsin' dediler" ifadelerini kullandı.

Markle, düğünleri öncesinde Harry'nin ağabeyi Prens William'ın eşi Kate Middleton'ı çiçek taşıyacak kızların kıyafetleri konusunda ağlattığı iddialarına de değindi. Olayın tam tersinin yaşandığını ve her şeyi değiştiren şeyin de bu olduğunu söyleyen Markle şöyle konuştu: 

"Düğünden birkaç gün önce çiçek taşıyacak kızların kıyafetleriyle ilgili bir konuda üzgündü ve beni ağlattı. Beni gerçekten incitti." Middleton'ın daha sonra özür dilediğini ve kendisini de affettiğini anlatan Markle, Middleton'ı kötüleme amacının olmadığının da altını çizdi.

Sessiz kalmanın kendi tercihi olmadığını ve susturulduğunu savunan Markle, Harry ile flört etmeye başladığının ortaya çıktığı andan itibaren 'herkesten yorum yapmamasına dair çok açık talimat aldığını' söyledi. O zamanlar Saray tarafından korunduğuna inanan ama evlendikten sonra işlerin kötüleştiğini belirten Markle, hem kimsenin kendisini korumadığını hem de ailenin diğer üyelerini korumak için yalan söylemeye istekli olduklarını söyledi. Markle "Ama beni ve kocamı korumak için yalan söylemeye istekli değillerdi" notu da düştü.

Kraliyet ailesi ile 'kurumu idare edenlerin' iki ayrı şey olduğunu ve bölümlendirmeleri iyi yapmak gerektiğini vurgulayan Markle, örneğin Kraliçe 2. Elizabeth'in kendisine muhteşem davrandığını aktardı.

Mayıs 2018'de aslında resmi düğün töreninden 3 gün önce evlendiklerini açıklayan Markle, "Kariyerimi, hayatımı, her şeyi bıraktım çünkü Harry'yi seviyordum" dedi. https://www.patronlardunyasi.com/

Düğün günlerinin kendi günleri değil dünya için planlanmış olduğunu düşünen Markle, kraliyet ailesine girdiğinde çok naif olduğunu çünkü aile hakkında pek bir şey bilmeden büyüdüğünü, Harry ile ilgili de hiç internet araması yapmadığını söyledi.

Bir gün 'Küçük Deniz Kızı' filmine denk geldiğini anlatan Meghan, izledikten sonra "Aman tanrım, prense aşık oluyor ve bu yüzden sesini kaybediyor" diye düşündüğünü ama sonunda deniz kızının sesini geri aldığını söyledi. Markle, Winfrey'nin "Sana da bu oldu. Sesini yeniden kazanmış gibisin" ifadesine de "Evet" yanıtını verdi.

Bu anlattıklarına Saray'dan tepki bekleyip beklemediği sorulan Markle, "Korkarak yaşayacak değilim. Saray, hakkımızdaki yalanların sürdürülmesinde aktif bir rol oynuyorsa, bunca zaman sonra sessiz kalmamızı nasıl bekleyebilir bilmiyorum. Bunları anlattığım için bazı şeyleri kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaksam... Zaten çok şey yitirdik" ifadelerini kullandı. Markle bu kısımda 'saray' için 'The Firm' (Şirket) ifadesini tercih etti.

Harry ise 'kapana kısıldığı kraliyet hayatından' kendisini Markle'ın mı kurtardığına dair bir soruya "Evet, hiç şüphesiz beni kurtardı" yanıtını verdi. Onursal unvanlarını bırakma kararını aileyle paylaşıp paylaşmadığı da sorulan Harry, büyükannesi Kraliçe'ye büyük saygı duyduğunu ve konuyla ilgili onunla 3 kez konuştuğunu ama babası Prens Charles ile durumun farklı olduğunu vurguladı. Babasıyla iki kez konuştuğunu, ardından ise babasının telefonlara cevap vermediğini ve her şeyi yazılı olarak iletmesini istediğini açıklayan Harry, "Kararım kimse için sürpriz değildi. Bu noktaya gelinmiş olması üzücü ama kendimin, eşimin ve Archie'nin akıl sağlığı için bir şeyler yapmak zorundaydım" ifadelerini kullandı.

İngiliz bulvar basınının tavrından bahsederken 1996'da Prens Charles'tan boşanan annesi Lady Diana'nın, 1997'de magazinciler tarafından takip edilirken yaptığı kazada hayatını kaybetmesine de atıfta bulunan Harry, "En büyük endişem tarihin tekerrür etmesiydi ki bunu daha önce de birçok kez açıkça dile getirdim. Tarih tekerrür ettiğini görüyordum ama bu kez çok daha tehlikeli ilerliyordu çünkü işin içine ırk ve sosyal medya da girdi. Tarihin tekerrür etmesi derken annemin başına gelenleri kastediyorum" diye konuştu.

Annesi yaşasaydı yaşananlar karşısında çok sinirleneceğini ama nihayetinde hep onların mutlu olmasını istediğini söyleyen Harry, Markle olmasa aileden ayrılıp ayrılmayacağı sorusuna yanıtladı: "Hayır. Yapamazdım çünkü kapana kısılmıştım. Kapana kısılmıştım çünkü kapana kısıldığımın farkında değildim. Ailenin geri kalanı gibi. Babam, ağabeyim kapana kısılmış durumda. Benimle aynı kararı vermeyecekler ve bunu anlayışla karşılıyorum. Birçok kişinin içine sıkıp kaldığı bir çevre. Yardım isteyecek kimse yoktu. Aile genelde 'İşler böyle, böyle olması gerekiyor, değiştiremezsin, bu yollardan hepimiz geçtik' düşüncesinde. Benim durumumda farklı olan şey ırk unsuruydu çünkü bu artık sadece Meghan ile ilgili değil temsil ettiği şeyle alakalıydı."

Markle ile ilgili ırkçı haberlere ailesinin tepki göstermemesinin kendisinde hayal kırıklığı yarattığını söyleyen Harry, ailenin bulvar gazetelerinin kendilerini hedef almasından da çekindiğini belirtti.

Ağabeyi William ile ilişkisinden de bahseden Harry, kendisini elbette ki sevdiğini ama yollarının farklı olduğunu, şu an mesafeli olduklarını, zamanın her şeyi iyileştirmesini umduğunu dile getirdi.

Aileden ayrılma kararları neticesinde önce Kanada'ya, ardından ABD'ye gittiklerini hatırlatan Harry, finansal kaynaklarının kesildiğini söyledi.

PARASAL KRİZ YAŞADIK

Annesi Diana'dan kalan parayı kullandıklarını ve Netflix ve Spotify ile anlaşma imzalamak zorunda kaldıklarını anlatan Harry, Saray'ın faturaları ödemek için Markle'ın oyunculuğa geri dönmesini istediğini de ekledi.

Röportajın sonunda ise Winfrey, Markle'a Harry ile neticede mutlu sona ulaşıp ulaşmadığını sordu. Markle da bu soruya "Şimdiye kadar okuduğunuz masalların hepsinden daha güzel" yanıtını verdi.