İş dünyası ticari kredi düzenlemesini nasıl yorumladı: Endişeyle izliyoruz
BDDK’nın TL kredi kullanımında şirketlere döviz varlığı sınırı getirmesi piyasaları endişelendirdi.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
İş dünyası temsilcileri, şirketlerin döviz varlığı bulundurmak zorunda olduğunu savunurken, kredilerde sert fren olarak yorumlanan kararın ihracatı olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) 24 Haziran Cuma akşamı açıkladığı ‘TL kredi kullanımında döviz varlığı şartı’ aranmasına ilişkin karar piyasanın ana gündemi oldu.
Kontrollü döviz piyasasına geçiş olarak adlandırılan karar ile kredi kullanımının kısıtlanacak olması, özellikle yatırım planlayan ihracatçılar tarafından endişeyle karşılandı.
Piyasadaki liralaşma adımlarının en çarpıcısı olarak tarif edilen kararın işletme sermayesi ihtiyacını artırması ve yatırımları sekteye uğratması beklenirken, ihracatta düşüş ile fiyatlarda yukarı yönlü baskı oluşturması kararın muhtemel sonuçları arasında sıralanıyor.
Dünya'dan Merve Yiğitcan'ın haberine göre piyasadaki dolarizasyonu engellemek adına atılan adımların en yenisi olan karara göre, şirketler TL kredi kullanmak istiyorlarsa BDDK’nın getirdiği sınır kadar döviz varlığı olmak zorunda.
Sınır ise şirketlerin döviz varlıklarının 15 milyon TL’yi aşmaması. Eğer 15 milyon TL’yi aşıyor veya şirketin cirosu ile aktif büyüklüğünün yüzde 10’undan fazla dövizi varsa bu şirketler TL kredi kullanamayacak. 15 milyon TL’yi aşmayan şirketler ise sınırı aşmama sözü vererek TL kredi kullanabilecek.
Prof. Aslanoğlu: Liralaşmada önemli adım
Peki kredilerde frene basan BDDK’nın bu kararı ne anlama geliyor? Konuyla ilgili DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, BDDK’nın aldığı kararı TCMB’nin liralaşma stratejisini desteklemeye yönelik önemli adımlardan birisi olarak okunabileceğini söyledi.
“Liralaşma çerçevesinde atılan bu adımlar serbest döviz piyasasından gittikçe kontrollü bir döviz piyasasına geçişi de getiriyor” diyen Aslanoğlu, temmuz ayından itibaren şirketlerin KKM dönüşünün döviz talebi yaratma riski bulunduğunu, bu adımın da olası bir talebi kesmeye, hatta daha fazlasını, şirketleri, belirlenen kriterlere göre döviz satmaya iterek döviz arzını arttırmaya yönelik bir çaba olarak görülebileceğini dile getirdi.
“Firmaları kapasite artışından uzaklaştırabilir”
Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) dolaylı yoldan dolarizasyonu arttıran bir sonuç getirdiğine işaret eden Aslanoğlu, şöyle devam etti:
“Ekonomik birimler maliyet ve fiyat hesaplamasını gittikçe daha fazla döviz cinsinden yapıp, TL olarak kısa vadeli duyurmaya başladılar. Şirketlerin döviz talebi somut bir gerçeklikten kaynaklanıyor. İthal girdi bağımlılığı çok yüksek. Kur riskinden korunmak için döviz tutma eğilimleri yüksek oluyor. İhracatçının dövizlerini gittikçe daha fazla Merkez Bankası’na satma zorunluluğu, arkasından o dövizi almasına yol açıyor ve talep yaratıyordu. Şimdi de firmalar gerektikçe kendi dövizini kullanmak yerine döviz talebi yaratmak zorunda kalacaklar. Kur riski algısını ve oynaklığı muhtemel arttıracaktır.” Yüksek enfl asyon ortamında firmaların işletme sermayesi ihtiyacının gittikçe arttığını vurgulayan Aslanoğlu, dış talebi karşılamak için bazı sektörlerde kapasite artırımına yönelik yatırım ihtiyacı olduğunu, kredi kullanmanın ağırlaşmasının firmaları kapasite artışından uzaklaştırabileceğine dikkat çekti. Aslanoğlu, “Arz yetersizliği ve işletme sermayesi ihtiyacı fiyatlara daha da yukarı yönlü baskı getirebilir” uyarısında bulundu.
Eroğlu: Açıklık getirilmezse piyasa kitlenir
Kararın muhatabı olan iş dünyasında ise endişe söz konusu. Özellikle BDDK kararının tam olarak hangi kredileri kapsadığı konusunda bir netlik olmaması piyasa aktörlerinin kafasını karıştırmış durumda. Uygulamanın bu haliyle çok muğlak olduğu eleştirisini yapan TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayii Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu, “Özellikle iki konuda açıklık şart. Birincisi bu uygulama yeni kredi limit başvurularını mı etkileyecek, yoksa firmanın daha önce başvurup edindiği limitin kullandırımı için mi geçerli? Bunun netleştirilmesi lazım. Firmanın belli limiti olduğu halde bu krediyi kullandırmıyorum denirse çok daha büyük etkileri olacak. İkincisi muğlak taraf ise bu hangi kredileri etkileyecek? Sadece ticari krediler mi, yoksa yatırım kredileri de kapsama giriyor mu? Siz yatırım yapıyorsunuz, teşvik belgesi aldınız, makine siparişi verdiniz, ön ödemelerini yaptınız. Ancak yatırımın devamıyla ilgili hesabınızda döviz varsa kredi vermiyoruz mu denecek? Öte yandan yatırım kredileri de kendi içinde ayrılıyor. Bankaların kullandırdığı krediler ile devlet destekli yatırım kredileri var. Ama neyi kapsadığı belli değil. Özellikle bu iki noktada açıklık kazandırılması gerekiyor. Eğer pazartesi günü (Bugün) buna açıklık getirilmezse piyasa kitlenir” diye konuştu.
“Mevzuatın sürekli değişmesi istikrarı bozuyor”
Karar özünde kredi uygulamasında sert fren anlamına geldiğine işaret eden Eroğlu, şöyle devam etti: “Bu tür uygulamalar ticari hayatın olağan akışı içinde çok kolay adapte olunabilecek konular değil. İnanılmaz güçlükler doğuruyor. Türkiye’nin mevcut konjonktürde karşı karşıya kaldığı güçlükler var, bunu görüyoruz, anlıyoruz. Çözüm üretebilmek için tedbirler alınıyor. Ama daha basit çözümler tercih edilebilir. Türkiye’nin sanayisi, katma değerli üretimi için istikrara ihtiyaç var. Oyun sahası olan mevzuatın sürekli değişmesi istikrarı bozuyor. Tam yatırım yapacaksınız, yeni bir karala planlar baştan aşağı değişiyor.”
İŞ DÜNYASI KARARI NASIL YORUMLADI?
“FİRMALAR ENDİŞEYLE İZLİYOR”
Adnan Dalgakıran -Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Başkanı
Sanayini çarkları kredilerle dönüyor. Şirketlerin kredi ihtiyaçları ciddi boyutta arttı. Burada bankalar TL limit veriyorlar. Hem döviz arttı, hem enfl asyon var, hem de şirketlerin özellikle ihracatta büyümesi var. Dolayısıyla şirketlerin 2 yıl öncesine göre 3 kat daha fazla limite ihtiyaçları var. Haliyle burada firmalar süreci endişeyle izliyorlar. Ümit ediyoruz ki kredi musluklarında hiçbir sıkıntı olmaz. Yatırım ve ticari kredilerinin etkilenmeyeceğini umut ediyoruz.
“GEÇİCİ OLACAĞINI DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIZ”
Veysel Yayan- TOBB Demir ve Demir Dışı Metaller Sanayi Meclis Başkanı
Kademeli bir şekilde devletin dövize geçme eğilimlerini sınırlandırma çalışmaları var. Bir yandan da KKM ve GES gibi cazip alternatifl er sunma çabası var. Bunun içinde yaşadığımız şartlarla ilgili bir durum olduğunu ve kalıcı olmadığını düşünüyorum. Piyasalarda suni bir gelişme yaşandı ve dövizde pozisyon almak daha avantajlı göründü. Düşük faizli kredilerin dövize yatırılmasını engelleyecek bir durum olduğunu düşünmek lazım. Şartlar makul seviyeye gediğinde kaldırılacağını düşünüyorum. Elbette sınırlamayı kimse istemez. Bunun geçici olacağını düşünmek zorundayız.
“OYUN ALANIMIZ DARALIYOR”
Yalçın Ertan-Ege Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı
Oyunun kurallarının bu kadar sık değiştirilmesi insanlara bilhassa ihracatçılara büyük zorluklar teşkil ediyor. Bu gereksinimi BDDK hissetti ki yaptı ancak son 4 aydır çok sık kurallar değişiyor. İnsanlar ihracat mı yapacak bu kurallara mı adapte olmaya çalışacak? Bu iş dünyasının ihracata konsantre olmasını engelliyor. Biz sektör olarak yüzde 70-75 dövize ihtiyaç duyan sektörleriz. Her sektörün kendine has ihtiyaçları var. Serbest ticaretin vidalarını sıktıkça başka yerlerden gıcırtı sesleri çoğalmaya başladı. Bunlar oyun alanımızı daraltıyor. Şimdi biz bu uygulamaların olumsuz yansımalarını ihracat rakamlarında görebiliriz.
“BU HAMLE SIKILAŞTIRMANIN DİĞER YOLU”
Adil Pelister-İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı
Karar, özellikle döviz pozisyonu olan şirketlerin TL kullanmasını engelliyor. Alıştığımız serbest piyasa koşullarına göre farklı bir uygulama ama burada bir sıkılaştırma uygulaması söz konusu… Merkez Bankası’nın da bir likidite ihtiyacı var. Her hafta neredeyse 100 milyon dolar kredi sağlıyor piyasaya. Dolayısıyla bu hamle sıkılaştırmanın diğer yolu. (Kapsama giren) Şirketler döviz varlığını harcayarak ihtiyaçlarını karşılayacak. Kullandığı krediyle döviz alanlar vardı. Bunu engellemek istiyorlar. Dövize talebi azaltmaya çalışıyorlar. Bu yönüyle destekliyorum.
“PALYATİF TEDBİR OLARAK GÖRÜNÜYOR”
Şeref Fayat-TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı
Herkes keyifsiz. Çünkü hiçbir şirket dövizi dövizden para kazanmak için tutmuyor; orta-uzun vadede döviz yükümlülüklerini gerçekleştirebilmek için tutuyor. Yatırıma, büyümeye ihtiyacı olan ve TL kredileri yatırımları için kullanacak şirketlerin bir yandan dolar yatırımlarını bozacak olması keyifl i değil. Şirketler gereksinimi olan dövizi bilançolarda tutmak zorundalar. Bu nedenle karar hiç olumlu görünmüyor. Bu ülkemizde en iyi giden ihracatı da sıkıntıya sokabilir. Yaşayarak göreceğiz. Şu an Türkiye’nin olmazsa olmaz döviz kazandıracağı dal ihracatken bu tedbirler palyatif tedbir olarak görünüyor.
ALINAN KARAR FİRMALARA DÖVİZ ALIMINI YASAKLAR NİTELİKTE”
Nilüfer Çevikel-TÜGİAD Genel Başkanı
15 milyon TL üzerinde döviz varlığı olan şirketler, kredi kullanamayacak. 15 milyonun altında olanlar ise bu oranı aşmama sözü verecek. Birçok etkenlerden ötürü zaten sıkıntıda olan ihracatçı firmalar bu karardan olumsuz etkilenecekler. Çünkü, ihracat yapabilmek için aramalı kullanan firmalar mecburen döviz bulundurmak zorunda. Günümüzde işletme sermayesi kullanan ya da ihracat için TL kredi kullanmadan iş yapan şirket sayısı çok az. Alınan bu karar ise firmalara neredeyse döviz alımını yasaklar nitelikte.
Bugün ortalama bir daire fiyatının 2-3 milyon TL olduğu ortamda, 15 milyon TL sınırlama getirilmesi ise ayrı bir konu. Türkiye’nin birçok ilindeki üyelerimiz ile konuşuyoruz sorunlarımız aynı. Ülkemizin üretime, istihdama, ihracata ihtiyacı var. Bizler de bunu sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ancak, alınan bu kararın ve getirilen kısıtlamaların ardından şirketlere alternatif çözüm arayışına girebilirler. Hatta, yatırımlarını yurt dışına taşımak isteyenler olabilir. Büyümek için yurtdışında yeni yatırım yapmak olumlu bir gelişme ancak, sorunlara çözüm bulmak için yatırımını yurt dışına taşımak hepimiz için sıkıntı yaratacağı gibi, üretmekten başka bir seçeneği bulunmayan Türkiye'nin ekonomik performansını olumsuz etkiler.
YORUMLAR
Yorum Yap