Kahveci: Ankara’nın İTİBAR harcamalarına bakarsanız Türkiye’mizin hiç sorunu yok
'İşin özeti şu ki, defalarca tekrar yazıyoruz ama maalesef Ülkemizin sorunlarının ciddiyetinin farkına varılmış değil. Zaten Ankara’nın İTİBAR harcamalarına bakarsanız Türkiye’mizin hiç sorunu yok sanırsınız. Uçaklar, arabalar, büyük odalı binalar, koltuklar, süsler vs vs...'
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
İbrahim Kahveci'nin köşe yazısından alıntı
Emeklilik
Sosyal güvenlik sistemimiz ‘EYT’ olmasa bile çökmüş durumda. Yılda 200 milyar lira merkezi bütçeden para aktarmaz isek, çalışanlardan kesilen primle emeklilere ödenecek ortalama aylık 730 TL’dir. Yani birileri 300-400 alacak, diğerleri 1000 - 1200 TL; o kadar.
Bir kere şunu kabul edelim: Ülkemizin emeklilik sistemini çökerten ilk hareket rahmetli Özal’ın süper emeklilik örneğidir. Ama asıl büyük vurucu darbeyi rahmetli Demirel’in ekonomist yönetmeni Tansu Çiller ile yaptığı ‘erken emeklilik’ hamlesi gerçekleştirdi. Erdoğan'dan EYT açıklaması: Seçim kaybetsek de bu işte yokum
İnsanlar 38-40 yaşında emekli edildiler.
Kısaca herkes bilsin ki, erken emeklilik (60-65 yaş altı emeklilik) bir hak değil, ülkenin geleceğinin GASP edilmesidir.
Bu arada kaç kez yazdım hatırlamıyorum ama bu satırları yazan ben de EYT tabir ettiğiniz sistemdeyim.
Ne yani ülke batsın ama ben kurtulayım mı demeliyim. Ama siyasetin kilitlediği ve kördüğüm ettiği düzenin değişmesi için de yıllardır uğraş veriyorum.
Emekliliği çökertip, ardından BES modeli çıkartıp yüzde 25 Hazine yardımı koyulmasına sanırım benim kadar karşı çıkan da olmadı.
Mevcut düzende ne çalışan kazanıyor ne de emekli diye yıllardır yazıyorum. Ama bakın kendilerine EYT’li diyenlerin tepkileri neler:
“Devlet ben işime başlarken 1991yılında 25 yıl sigortalılık süresi ve içinde 5 bin gün prim yatır emeklilik hakkın olsun dedi. Hiçbir şekilde devlet yalan söylemez. Vatandaşını aldatmaz, tuzak kurmaz, kamu eliyle gasp yapamaz vatandaşı kanunu geriye işletip ödeyeceği maaşını gasp edemez. Kanunu geriye dönük işletip ödemediği ve ertelediği maaş gasptır. Devletin ilk getirdiği kanuna güvenmeyelim mi?”
İyi de kardeşim bir siyasi lider iktidar hırsı uğruna ülkeyi batıracak bir yasa yapmış ve ülke bu açığı artık kaldırmıyor. Demirel’den önce de işe başlayanlar 60 yaşlarında emeklilik beklerken birden seçim uğruna 38 yaşında emekli oldular. Ve o faturayı bugün elektrik zammı, doğal gaz zammı ve yeni vergiler ile aslında biz hâlâ ödüyoruz.
Kamu para yaratmaz, sadece sana verirse öbür yerden de alır. Bir çalışan 25 yıl ve 5 bin prim günü ile nasıl emekli olabilir. En az 35-40 yıl çalışma ve 12-13 bin prim günü gerekir. Ya da yaşı 65’e yaklaşınca çalışma süresi ve prim günü dolmazsa da emekli olabilir. 5 bin prim günü de nedir? Bunun üzerinden emekli olacaksak yan gelip yatalım hepimiz.
“Siz bana İngiltere’deki çalışma koşullarını, çalışanın iş garantisini, özlük ve sosyal haklarının aynısını Türkiye de sağlayın ben 70 yaşında emekli olmayı planlayayım.”
Zaten bunun için yazıp duruyoruz. Çalışma koşullarının ve iş imkanları artırılmadan emeklilik istemeyin demek bugünün siyasetinin en büyük hatası ve sorunu çözememesinin nedeni.
“Erken emeklilik istemek ülke batsın demektir. Muhalefetin yaptığı da EYT gurubuna gaz vererek hükümeti köşeye sıkıştırmak ve akabinde ekonomiyi iflasa sürükleyerek Osmanlı’nın yeniden doğuşunu geciktirmek.”
Sistemi asıl kilitleyen 2008 reformu ile AK Parti’dir. Bugünkü muhalefet ne yapmış ki? 2008 yılında maaş bağlama oranını yüzde 50’den yüzde 35’e düşürmesek ve sadece yaşı ve prim gününü yükseltsek en azından insanlar çalıştıkça maaşları düşmez, tersine artardı. Bugün emeklilik günü gelenler yaş dolmadığından çalışıyorlar ama bu seferde emeklilik maaşları düşüyor. Asıl sorun burada.
Ve bu sorunu veya bu sistemi kilitleyen AK Parti’nin 2008 reformudur.
Çalıştıkça maaşı artan sistem kurmak çok mu zor. Ama maalesef ekonomi yönetimi buna hiç yaklaşmıyor. ‘Asgari emekli maaşı’ sistemi ile tabandaki kendi seçmenini mutlu ediyor ve gerisine bakmıyor.
“Sn. Yazar özellikle kamuda belli bir yaştan sonra insanlar istemeden çalışıyor verimsiz oluyor. En iyi çözüm kademeli emeklilik. Mesela, 55 yaşında emekli olmak isteyen vatandaşa maaşının yüzde kırkını, 60 yaşında emekli olmak isteyen vatandaşa yüzde altmışını, 65 yaşında emekli olmak isteyene de yüzde yetmiş beşini emekli maaşı olarak bağlanırsa kimse mecbur olmadıkça erken emekli olmak istemez. Zaten çalışmak istemeyenler ve verimli olmayanlarda erken emekli olur. Bunun da kamuya pek zararı olmaz.”
Bu öneri aslında özel sektöre de uygulanabilir. Ödenen prim belli, alınacak maaş süresi de... 50 yaşında emekli olursan 1000 lira maaş alırsın ama 60 yaşında olursan 2000 lira gibi seçenekler çalışana sunulabilir. Zaten mesele çalışmayı teşvik etmeyen ama yasayla zorunlu kılan bir sistem olmasından geliyor. İlerleyen yaşlarda iş bulma sorunu da çözülmezse EYT’ye karşı çıkmanın bir anlamı kalmıyor ki.
Ama EYT’li denilenler de çözüm istemiyor, illa emekli olalım istiyor. Sorunu çözecek zeminin sağlanması gerekiyor.
İşin özeti şu ki, defalarca tekrar yazıyoruz ama maalesef Ülkemizin sorunlarının ciddiyetinin farkına varılmış değil. Zaten Ankara’nın İTİBAR harcamalarına bakarsanız Türkiye’mizin hiç sorunu yok sanırsınız. Uçaklar, arabalar, büyük odalı binalar, koltuklar, süsler vs vs...
O zaman Milletin EYT isteğine niye karşı çıkıyoruz?
Kaynak: Karar
YORUMLAR
Yorum Yap