Kesici'den çarpıcı açıklamalar: Ekonomide kara kış geliyor, tırın altında kalabiliriz
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici yaptığı açıklamada "Her kışın sonu bahardır! Ancak… Her kıştan sonra bahar olmuyor! Konuşmamızın başında uyarımı yapıyorum: Kara kışa ve TIR'ın altına son süratle gidiyoruz.” ifadelerini kullandı.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Sözcü'den Aytunç Erkin'e ekonomideki son durumu böyle özetledi:
2020'de öngörülen bütçe açığı 138 milyar lira! 4 aydaki açık 139 milyar.
İhracat gelirinin dörtte biri olan 40 milyar dolar turizm geliri de sıfırlandı.
Salgın döneminde sanayi üretimi yüzde 30 küçüldü, ihracat olmayacak.
İyimser tablo yok, iktidarın bunu gördüğü zaman titremesi gerekiyor!
Kesici söze, “Ekonomide çok ciddi sıkıntı var!” diye başladı ve ekledi:
“Otomobillerin gösterge tablosu var. Bu gösterge tablosuna bakmadan süratli araba kullanmak isteyen insanlar vardır. Hıza bakmazsan birdenbire önündeki TIR'ın altına girersin. O zaman ‘eyvah' bile diyemeyebilirsin!
Başka bir örnek… Her kışın sonu bahardır! Ancak… Her kıştan sonra bahar olmuyor! Bazen kıştan sonra kara kış geliyor! Konuşmamızın başında uyarımı yapıyorum: Kara kışa ve TIR'ın altına son süratle gidiyoruz.”
DARALMA TAHMİNİ
“Karamsar bir tablo değil mi?” soruma şu yanıtı verdi Kesici: “2020'nin ilk üç çeyreğinde… Yani ocak, şubat ve mart ayına bakalım… İlk çeyrek büyümesi yüzde 4.5! Bu normal bir durum… Bunu, dünyayı fethetmiş gibi takdim etmeye çalışıyorlar. Unuttukları, salgının etkisi sıfırdı… En tehlikeli olan budur! 2020'yi en iyi gösterecek dönem, bu yılın ikinci çeyreğindeki büyümedir. Nisan, mayıs, hazirandaki büyüme hızına bakmak gerekiyor.
Sayın Bakan ve Sayın Erdoğan'ın açıklamalarına göre, bu üç ayı da büyümeyle kapatacağız. Halbuki benim kanaatim, ekonomide, en düşük – yüzde 5 ya da -7 bir daralma olacak.
IMF'NİN İKİ RAPORU
İlhan Kesici'nin tespitlerine göre ben de “Bu işsizliği de beraberinde getirecek…” diyorum: “Her şeyi beraberinde getirir. Milli gelir 1 puan büyüdüğü zaman (sektörlerine göre değişir) yıllık ortalamaya göre 125 ila 150 bin yeni istihdam yaratırız. Milli gelir 1 puan gerilediği zaman ise yıllık ortalamaya göre 125 ila 150 bin insan işini kaybeder. 2020 yılı için IMF'nin iki öngörüsü oldu. Nisan ve haziran aylarında… Her ikisinde de Türkiye için -yüzde 5 küçülmenin olacağını raporladı… IMF, bu tür ülke tahminlerini verirken genellikle iyimserdir. Ülkeleri ürkütmeyecek şekilde açıklanır… Bu rakamlara göre 1.5 milyon işsiz daha olacak.”
İŞSİZLİK, ‘KÜÇÜK KIYAMET'
Soru şu: “İşsizler ordusuna 1.5 milyon vatandaş daha eklenince ne olur?”
Kesici şu tespiti yaptı: “Büyük kıyamet, ölümdür, hastalıktır vs… İnsanın işsiz kalması ‘küçük kıyamet'tir! İşsiz kalan insan aile içinde ne yaşar? Ailenin düzeni bozulur!”
Kesici, Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı nisan ayı tablosunun somut veri olduğunu ifade etti: “Salgının olduğu dönemde sanayi üretimi, Türkiye'de yüzde 30 küçüldü. Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 14 küçülme yaşandı! Buradan can damarımız imalat sanayiine geliyorum… 25 alt sektör var! İmalat sanayinin küçülmesi yüzde 32.5! İmalat sanayiide de ihracatımızın bel kemiği üç can alıcı alt sektör var. Bunlardan birisi Motorlu Taşıtlar imalat sanayi -76, deri imalatı -70, giyim sanayi -60 küçüldü…
İstihdam bakımından hem de ihracat bakımından en önemli sektörlerimiz bunlar. İktidarın bunu gördüğü zaman tir tir titremesi gerekiyor! Öncü gösterge bu ve buna göre iyimser tablo çizmemeleri gerekiyor.”
KREDİ 4 AYDA TÜKENDİ
Araya giriyorum ve “İktidar yetkilileri ekonomide çok iyimser tablo çiziyor” diyorum: “Bütçe açığı ilk dört ayda 139 milyar lira, yılın tamamı için öngörü 138 milyar lira! Kredimiz 4 ayda bitti! Kara kış dediğim, TIR'ın altına girme bu! Üretim yok, sanayi sektörü daraldı, ihracat yapamayacaksın!
Turizm sıfırlandı, döviz geliri olmayacak. Bütçe açığı ortada… Bunları bir araya getirdiğinde bizim orada ‘Var hesab eyle' denir!”
‘660 BİN ÇİFTÇİ TARIM SİGORTASINDAN ÇIKTI!'
Kesici tarım ve hayvancılık için şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu yıl 660 bin çiftçi tarım sigortasından çıktı. Çünkü… Sigorta primini ödeyemiyor! 500 milyonluk Avrupa Birliği'nin, ‘Ortak Tarım Politikası'nda, 2020 için 1.5 milyon çiftçiye ayırdığı bütçe 45 milyar dolar! Çiftçi başına 30 bin dolar yani 200 bin lira!
Türkiye'ye gelelim… 2020 bütçesinde çiftçiye 22 milyar lira ayrıldı. 2 milyon çiftçimiz var bizim. Kişi başına 11 bin lira destek… Böyle bir politika olmaz!”
“DEVLETİ YÖNETENLER TOPLANTI YAPMIYOR”
İlhan Kesici “Tecrübesi olanlar bulut hareketine baktığı zaman yağmurun yağacağını tahmin eder… Devleti yönetenler de böyle olmalıdır! Devlet toplantılarda öğrenilir! Ben uzmanım demekle uzman olunmaz!” dedi:
“Eskiden iyi kötü haftada bir Bakanlar Kurulu toplantısı olurdu. Şimdi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonucunda sıfır toplantı! Türk devlet geleneğinin en önemli kurulu Yüksek Planlama Kurulu'dur. YPK, Bakanlar Kurulu içinden oluşur. Başbakan, beş bakan, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı, üç müsteşar yardımcısı ve ilgili kamu bürokrasisinin müsteşarları!
Devletin çakacağı çivi varsa YPK'da karar altına alınır. Namık Kemal'in dediği gibi… ‘Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar.' Yani hakikat, fikirlerin müzakere edilmesi, fikirlerin çarpışmasıyla ortaya çıkar! Toplantı olmadığı için kimin neyi bildiği ya da bilmediğinden haberimiz yok!”
1963-1977 ARASINDAKİ YÜZDE 6’LIK BÜYÜMEYİ BU İKTİDAR YAKALAYAMADI
Usta siyasetçi Kesici, 1963-1977 yıllarını anlattı… Dinleyelim: “15 yıla bakalım… Bu iktidarında 17 yılını aklınızda tutun. 63-77 arası burada üç tane, beş yıllık kalkınma dönemi planı var. 1963'ten 1965'e kadar İsmet Paşa koalisyon hükümeti… 1965-71 dönemi, Süleyman Demirel tek parti dönemi…
1971'de askeri darbe… 1971-73 arası üç başbakan… 1973-74 arası CHP-MSP koalisyonu… 1974-1977'de iki Milliyetçi Cephe hükümeti… Arada Kıbrıs Barış Harekatı… ABD ambargosu… Bu dönemde, petrol 1970 yılında 1 dolardı, 1973 yılında yüzde 300 arttı. Siyaseten de iktisaden de ne kadar kötü değil mi?
Bu dönemin yıllık ortalama büyümesi yüzde 6'dır… AK Parti'nin 17 yıllık iktidarında, dünyanın en imkan veren ekonomik şartlarının olduğu dönem…
Tek başına iktidar, 1963-1977 arasındaki yüzde 6'lık büyüme oranını yakalayamıyor. Çünkü… Ülkeyi yönetenler kamu bürokrasisidir! Yüksek Planlama Kurulu var…
Türkiye'nin bütün meselelerini bilen ve her partiden müsteşar kurulda… Koalisyon bile olsa asıl devlet çatısı yerli yerinde duruyor! Şimdi böyle bir devlet yok.”
YORUMLAR
Yorum Yap