Kılıçdaroğlu'ndan YSK'daki 7 hakime: Sizde ahlak, onur, haysiyet varsa istifa edersiniz
İnançların siyasete alet edilmemesi gerektiğini ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 'özgürlükçü', AK Parti'nin ise 'yasakçı' bir parti olduğunu söyledi.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
31 Mart'ta yapılan ve CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline karar veren YSK hakimlerine seslenen Kılıçdaroğlu, "Yedili çeteye söylüyorum, sizde haysiyet ve onur varsa görevi bırakırsınız" dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, gündeme dair pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Cumartesi Anneleri ve çocukları açlık grevinde olan annelere uygulanan polis şiddetine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Çocukları ölmesin diye hapishane önünde bekleyen anneleri de copluyorlar, onları da aşağılıyorlar. Çocuğun kabahati olabilir, kusuru olabilir ama kimse unutmasın onun bir annesi var ve onun için en değerli varlık. Annenin çocuğunun ölmemesi için kapıda beklemesinden doğal ne olabilir. Hangi anne göz göre göre çocuğunun ölmesini ister. Yazıktır günahtır, bir anneye el kalkmaz, bir anneye cop kalkmaz, bir anne dövülmez. Bir anneye yapılacak tek şey vardır, ona saygı duymak."
Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında şair Ahmet Erhan'ın 'Oğul' adlı şiirinden bir bölümü okudu: "Anne ben geldim, ağdaki balık / Bardaktaki su kadar umarsızım / Dizlerin duruyor mu başımı koyacak? / Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın."
?'İNSANLARIN İNANÇLARI DOLAYISIYLA ÖTEKİLEŞTİRİLMESİ ASLA KABUL EDİLEMEZ'
Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ'a saldıranları serbest bırakan savcıyı da eleştiren Kılıçdaroğlu, "Senin başına böyle bir şey gelseydi ne olurdu? Eşin, çocukların sopayla dövülseydi ne olurdu?" ifadeleriyle seslendi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bütün vatandaşlarımın huzur içinde bir Ramazan geçirmelerini, huzur içinde bir bayram geçirmelerini diliyorum. İnançlara saygı duymak hepimizin ortak görevidir. Eğer insansak, yüreğimiz ne diyorsa dudaklarımızdan da aynı şey çıkmalı. İnsanların inançları dolayısıyla ötekileştirilmesi asla kabul edeceğimiz bir şey değildir.
Ramazan sofraları kuruluyor. Dualar okunuyor. Sonra bir kişi kürsüye çıkıyor ağza alınmadık ne varsa her şeyi söylüyor. Bu olmaz bu doğru değildir. Sofraya gelen vatandaş ben buraya ibadet mi geldim diye düşünürken kendisini adeta cehennemin ortasında buluyor.
Biz özgürlükçü bir partiyiz, yasakçı bir parti değiliz. Bir daha söylüyorum; biz özgürlükçü bir partiyiz, yasakçı bir parti değiliz.
'BİRİLERİ MİLLETİNİ RADESİYLE OYNADI, İMAMOĞLU'NUN MAZBATASINI ELİNDEN ALDI'
Allah büyük ya bugün bir kez daha ortaya çıkıyor ki Cumhuriyet Halk Partisi özgürlükçü bir parti, AK Parti yasakçı bir partidir. Hiçbir inanç siyasete kurban edilmemelidir. Hiç kimsenin inancını siyasete malzeme etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz.
Bütün eczacıların Eczacılar Günü'nü yürekten kutluyorum. İstanbul'daki 8 bin 800 eczacıdan görev bekliyoruz. 23 Haziran'da gidip oy kullanacaksınız.
Yeni bir reçeteye ihtiyacımız var, yeni bir güzelliğe ihtiyacımız var. Birileri milletin iradesiyle oynadı, Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını elinden aldı. Bu mağduriyeti gidereceklerin başında 8 bin 800 eczacı da gelmektedir.
'SOMA'DA ADALET YERİNİ BULDU MU? HAYIR'
Soma'da 301 madencimiz hayatını kaybetti. Adalet yerini buldu mu? Hayır. Hala adalet arayan aileler var. Biz Soma faciasını unutmayacağız. 301 işçinin öldüğü Soma faciasının üzerinden 5 yıl geçti. Bu 5 yıl içinde 299 madenci daha hayatını kaybetti.
Gazeteci Yavuz Selim Demirağ'ı uğradığı saldırı sonrası hastanede ziyaret ettim. Tüm detaylarıyla dinledim saldırıyı. Failleri bulundu ama serbest bırakıldı, onların tutuklanması için bir gazetecinin ölmesi mi gerekiyor? Bu savcıya sormak gerekiyor, senin başına böyle bir şey gelseydi ne olurdu?
Sopayla insanları linç etmeye kalkmanın karşılığı ne zamandan beri serbest bırakmak oldu? Acaba bir yerlerden talimat mı aldı bu savcı? Bunu araştıracağız.
'BİZ SİZİN HAKLARINIZI SAVUNUYORUZ, SİZ KARŞI CEPHEYE GEÇİYORSUNUZ'
Bütün engellilerin birleşmesi lazım. Biz sizin hakkınızı savunuyoruz, siz karşı cepheye geçiyorsunuz. Ondan sonra da ağlıyorsunuz. Ağlamayacaksınız. Hakkınızı sonuna kadar savunacaksınız. Hakkınızı savunanların yanında olacaksınız.
Geçtiğimiz pazar anneler günüydü. Evlatları okusun diye yemeyip yediren giymeyip giydiren anneler, evladı hasta olunca hasta olan anneler, askere giderken evladının eline kına yakıp gönderen anneler. Anneler evin temel direğidir.
Anneler hepimizin başının tacı. Anneler kutsalımızdır. Bütün annelere saygı duymamız lazım. Yaşı ne olursa olsun tüm annelerimizin ellerinden öpüyorum.
'CUMARTESİ ANNELERİ TAM 24 YILDIR ÇOCUKLARINI ARIYOR'
Tam 24 yıldır Cumartesi Anneleri çocuklarını arıyor. Tam 24 yıldır. Bu anneler ne istiyorlar? Bu annelerin tek isteği var 'Oğlumuzun kemiklerini verin, hiç değilse bir mezarı olsun' diyorlar.
Galatasaray Meydanı'nda oturdular, sadece evlatlarının yerini öğrenmek istediler. Buna rağmen biber gazıyla dağıtıldılar. Siyaset kurumunun bu annelerin talebini yerine getirmesi gerekmez mi? Bu nasıl vicdansızlıktır? Çocuğumu arıyorum diyorlar, joplanıyorlar. Cumartesi annelerinin vebali kimin boynunadır? Yazık günah değil mi o annelere, oturmalarına bile izin verilmiyor.
Cumartesi Anneleri, 737 haftadır evlatlarını arıyor. Dönemin Başbakan'ı Erdoğan'la da görüştüler. 'Failleri bulacağız' diye söz de verildi. Verilen sözler tutulmadı. Berfo Ana’nın vebali kimin boynunda? Bir anne joplanmaz, bir anne tekmelenmez, bir anne yerlerde sürüklenmez. Bir anneye ancak saygı duyulur.
'İŞSİZLİK SOSYAL BİR YARADIR'
Bugün işsizlik sosyal bir yaradır. Oğlun babaya, babanın oğula bakacak yüzü kalmadı. Ayrı ayrı odalarda oturuyorlar. Çünkü ikisi de işsiz. İşsiz bir babanın, annenin, evladın bir evde nasıl yaşadığından iktidarın haberi var mıdır? Her evde bir işsiz var.
Acaba iktidar sahiplerinin çocukları işsiz mi? Hepsinin bir eli yağda, bir eli balda. Çocuğuna pantolon alamadım diye intihar eden babanın dramını acaba iktidar sahipleri biliyorlar mı? İşsizlikle, enflasyonla, kurla nasıl mücadele ettiler gördük. Devletin hazinesini damada teslim ettiklerini gördük.
'HALKINA YALAN SÖYLEYEN KİŞİDEN CUMHURBAŞKANI OLMAZ'
Halkına yalan söyleyen kişiden Cumhurbaşkanı olmaz. Üzerinden 1 yıl geçmedi, hani işsizliği önleyeceklerdi? İlk işleri, devletin hazinesini damata teslim etmek oldu. 19 Haziran 2018’de siz bu kardeşinize yetkiyi verin, enflasyonla nasıl mücadele edilirmiş göreceksiniz dedi. Yetki verildi mi verildi. Sonuç yok.
TL dolar karşısında kar gibi eridi. 1 milyona yakın kişi işten atıldı, esnaflar kepenk kapattı. Kendini yakan çiftçi, borcunu ödeyemeyen sanayicilerin intihar ettiğini gördük.
'SARAYDAKİLERİN EFULİLERLE BESLENDİĞİNİ GÖRDÜK'
Fakirin temel gıdası soğan ve patatesin fiyatları uçtu. Milyonlar işsiz. Esnaf, iş insanı borç batağında. 50 milyon dolar için Tank Palet Fabrikası Katarlılara satıldı. Ekonomi Londra’daki tefecilere peşkeş çekildi. Buna karşın Saray lüks içinde yaşıyor. Millet 1 kilo soğan için tanzim satış kuyruğuna girerken, Saraydakilerin efulilerle beslendiğini gördük.
29 Mart'ta itiraf etti, 'Türkiye ekonomisindeki her şeyin sorumlusu benim' dedi. O fakirlerle de 'varlık kuyruğuna giriyorlar' diyerek dalga geçti. Fakir fukara ile dalga geçmenin hesabını elbette soracağız. Nerede soracağız? İstanbul’da, sandıkta soracağız.
'ADI ADALET VE KALKINMA PARTİSİ AMA NE ADALET KALDI NE KALKINMA'
Adı Adalet ve Kalkınma Partisi ama ne adalet kaldı ne kalkınma. Sorumlusu sensin. Seçmenlerine söylemiyorum, yöneticilerine söylüyorum. AK Parti dediler milleti kandırdılar, yüz binlerce fakir var. Adalet dediler, hangi adalet? Gelen her şehidin vebali senin boynunadır.
Savaşa hiç onların çocukları gitmedi. Biz şehit cenazesine gidince de 'Vay efendim nasıl gidersin' buraya. Ben giderim, şehitlerin bizim başımızın üstünde yeri vardır.
7 YSK ÜYESİNE İSTİFA ÇAĞRISI
Adaleti yok eden yargının kendisidir. Bunlardan hakim olmaz. Bunlar kul hakkı yiyenlerdir. Kapıkuludur bunlar. YSK, hakimlerden oluşuyor, yüksek hakimlerden oluşuyor. 3 ayrı olayı anlatacağım. İtiraz ettiler, 'bu seçimlerde hile yapıldı' dediler. Geçersiz oylar sayıldı, 6 ilçede tüm oylar sayıldı, 22 ilçede sondajlama usulüyle sayım yapıldı. Tablo değişmedi. 41 bin 132 kısıtlı seçmen oy kullandı dediler, 776 kısıtlı seçmen çıktı.
YSK'nın bazı hakimleri AK Partililere telefon ettiler. 'Şöyle yapmayın böyle yapın, böyle olursa iptal ederiz' dediler. Kim dedi, YSK'daki çete. Sandıkların oluşumunda hile var dediler. Bu 7 kişiye, çete mensubuna sesleniyorum, sizde ahlak, onur haysiyet varsa istifa edersiniz. Bunlar yoksa koltuğunuzda oturacaksınız.
Bir başka olay, sandık aynı, seçmen aynı, kurul aynı, pusula aynı. Vatandaş oyunu kullandı, 4 pusula aynı zarfa atıldı. YSK, sadece İBB seçiminde yanlışlık var diyor. Akıl sahibi bunu düşünebilir mi? Sadece büyükşehiri iptal ediyoruz dediler. Yedili çeteye söylüyorum, sizde haysiyet ve onur varsa görevi bırakırsınız. Size değil eşinizle çocuklarınıza acıyorum. O çocuklar 'babam YSK'da böyle karar verdi' diyecekler.
YORUMLAR
Yorum Yap