Meral Akşener'in bahsettiği 'tiksindirici borç' nedir?
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in bugünkü grup toplantısında Kanal İstanbul ve diğer kamu özel işbirliği projeleri için ortaya attığı 'tiksindirici borç' kavramı ilk kez 100 yıl önce gündeme geldi.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Kanal İstanbul projesine dair iktidar ile muhalefet arasındaki tartışma giderek sertleşiyor.
Bugün partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Siz nasıl devlet yönetimine talipsiniz? Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar” açıklamasına, “Uluslararası hukukta, ‘tiksindirici borç’ diye bir kavram var; Sayın Erdoğan şimdiden para biriktir” ifadeleriyle cevap verdi.
Akşener, ‘tiksindirici borç’ kavramının şartlarının tamam olduğunu ve tahkimde kazanacaklarını dile getirdi.
TİKSİNDİRİCİ BORÇ NEDİR?
İlk olarak, Alexander Nahum Sack isimli hukukçu tarafından 1927 tarihinde kullanılan ‘tiksindirici borç’, uluslararası hukukun yerleşik bir ilkesi olmasa da ve pratikte uygulaması zor olsa da çoğu kez keskin politik geçişlerin ardından yeni gelen hükümetin borçları kaldırmak için öne sürdüğü bir doktrin olarak karşımıza çıkıyor.
‘Meşru olmayan borç’ ya da ‘iğrenç borç’ olarak da bilinen ‘tiksindirici borç’, hukuk profesörü Robert Howse’a göre keskin politik dönüşümlerde önceki rejimlerin halkı baskılamak amacıyla kullandığı veya faydasızca harcanan paralar için alınan borçlarla ilgili bir kavram.
Doktrine göre bu tür borçlar, devletin borçları değil, bu borçları alan yöneticilerin kişisel borçları olarak kabul ediliyor.
Bu kavram, bazı hukukçular tarafından baskı ve zor altında imzalanan sözleşmelerin geçersizliğine işaret etmek için de kullanılıyor.
UYGULAMADA TİKSİNDİRİCİ BORÇ
Pek çok ülke için benzer şeyler öne sürülse de ilk olarak Küba’daki İspanyol sömürge hükümeti tarafından ABD’nin borçları için gündeme gelmiş, tarihte zaman zaman kimi rejim değişikliklerinden sonra tekrar konu olmuştu.
‘Tiksindirici borç’, Nelson Mandela tarafından Güney Afrika’da eski rejimin borçları için gündeme getirilmiş, Ekvador’da ise 2008 yılında dönemin Devlet Başkanı Rafael Correa tarafından savunulmuş bir tez. Correa iktidarda olduğu dönemde ülkesinin borçlarını iptal ettirmek için yoğun girişimlerde bulunmuştu.
Haiti’de de Duvalier döneminin ardından kalan borçlar için kimi uluslararası kampanyalar yürütülmüş, bu paraların yoksul ülkenin kalkınması için harcanması talep edilmişti.
Nikaragua, Filipinler, Güney Afrika, Kongo, Nijer ve Hırvatistan da eski yönetimlerden kalan borçların ‘tiksindirici borç’ olduğunu öne süren ülkeler arasında.
YORUMLAR
Yorum Yap