Müteahhit hile yaptıysa zaman aşımı olmaz

Eğer müteahhidin yaptığı binada gizli bir ayıp varsa, müteahhit vatandaşa tazminat ödemeli. Eğer müteahhidin ağır kusuru veya hileli bir davranışı varsa da burada bir zaman aşımı bulunmuyor. Yani bina yapıldıktan 30 yıl sonra bile yıkılsa müteahhit bundan sorumlu tutulabilir.

  • | Son Güncelleme:
  • | Patronlar TV

Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerden binlerce kişi etkilenirken, yıkılan binaların müteahhitleri hakkında da soruşturmalar başlatıldı. Yıkılan binaların sorumluları hakkında soruşturmalar sürerken, Avukat Faruk Aktay hukuki süreçler hakkında bilgi verdi.

ABD ve İngiltere’de de barolara kayıtlı olan Avukat Faruk Aktay, “Depremin ardından birçok müteahhit göz altına alındı. Soruşturmalar hızlı bir şekilde yürütülüyor. Ancak, buradaki en önemli konu deprem felaketinin ardından yıkılan binalardan kusuru olan kim varsa yargılanması. Önce müteahhitler belirlenip daha sonra diğer sorumlular da sürece dahil edilebilir. Sürecin mümkün olduğunca geniş kapsamlı yürütülmesi gerekiyor. Bu noktada herhangi bir şikayet olmadan savcılar zaten soruşturma başlatıyor. Dava süreçlerinin hızlı ilerlemesi için davaların birleştirilmesi ve sürecin şeffaf yürütülmesi de çok önemli.” diye konuştu.  

MEVZUATTA DEPREM SUÇU YOK

#reklam#

1999 depreminden sonra ekseriyetle müteahhitlerin ve ilgili sorumluların bilinçli taksirle yargılandıklarını hatırlatan Faruk Aktay, “Bizim mevzuatımızda deprem suçu yok. Yani, imara aykırı, ruhsata aykırı yapı yapmak ile ruhsatsız yapı yapmanın imar kirliliği suçu oluşturduğu, bunun da 1 ile 5 yıl arasında suç teşkil edeceğine ilişkin bir madde var. Ortada ölüm varsa o zaman taksirle adam öldürmeden yargılama yapılıyor. Bilinçli olması bunun ağırlığını artırıyor. Taksirle adam öldürme suçunun cezası 2 ile 15 yıl arasında değişiyor. Bilinçli taksirde de bu ceza 1/3 ile 1/2 oranında artırılır diyor. Dolayısıyla 2 ile 15 yıl olan ceza 3 ile 22 yıl gibi çok geniş bir aralıkta açılıyor. Bazı durumlarda neredeyse hiç cezaevine girmeden tahliye olanlarla karşılaşıyoruz. Burada toplum vicdanı açısından önemli bir yer var. Toplum; adaletin tecelli etmesini, suçlular kimlerse sorumluların yargılanmasını, müteahhitler, denetim firmaları, belediye, imar müdürleri ve kimler varsa ceza almasını istiyor. Ortada yolsuzluk varsa da hepsinin aydınlatılmasını istiyor.” dedi.   

OLASI KAST İÇİN HİLELİ DAVRANIŞ

Bir de olası kast durumu olduğuna dikkat çeken Faruk Aktay, “Olası kastla yargılanırsanız kasten adam öldürme ile suçlanıyorsunuz. Buradaki ceza ise 20 ile 25 yıl arasında. Bu savcının talebiyle belirlenecek bir konu. Ancak, Yargıtay’ın bu noktadaki ağırlıklı kararları sorumluların taksirle öldürmesi yönünde. Olası kast için aranan ise hileli davranış.

Müteahhittin bu konuda hileli davranışlarda bulunması gerekir. Yani, müteahhit yolsuzluğa karışmış, herhangi birisine rüşvet vererek ilgili izinlerini tamamlamışsa olası kastla dava açılması gerekiyor. Sonuç olarak cezaların yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Her ne kadar kanun geriye doğru işlemeyecek olsa da bundan sonra yaşanabilecek durumlar için düzenleme yapılması şart.” ifadelerini kullandı  

MÜTEAHHİT SORUMLULUĞU NE KADAR

#reklam#

Bir müteahhidin yaptığı konuttan 5 yıl boyunca sorumlu olduğunu kaydeden Avukat Faruk Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kısım vatandaşın tazminat tarafı ile de yakında alakalı. Eğer müteahhidin yaptığı binada gizli bir ayıp varsa, müteahhit vatandaşa tazminat ödemeli. Eğer müteahhidin ağır kusuru veya hileli bir davranışı varsa burada bir zaman aşımı bulunmuyor. Örneğin; Yargıtay'ın kararına da daha önce bu konu olmuş. Denetime gelmişler ve denetimden onay almak için normalde olmaması gereken kusurlu yerleri kapatmışlarsa, müteahhidin ağır kusuru bulunuyor. İşte bunun ortaya çıkması için şu anda deprem bölgesinde yıkılan binalardan delil toplanıyor. Böyle bir durumda binanın yapımından sonra 30 yıl geçse de vatandaşın tazminat hakkı bulunuyor. Burada yapıya izin verenler de soruşturulmalı. Eğer izin veren kurumlar ile müteahhitler arasında farklı yollara gidildiyse kimin burada dahli varsa o da soruşturulmalı. Burada izin veren kurum da vatandaşa ödeme yapmalı. Deprem bölgesi dışında da insanlar evlerini kontrol ettirmeye başladı. Burada yapılan denetimlerde evlerin hasarlı çıkması durumunda da farklı durumlar ortaya çıkabiliyor. Müteahhidin hilesi ve ağır kusuru varsa ve bina riskli çıktıysa vatandaş müteahhide ve diğer sorumlulara karşı dava açabilir. Buna iskan belgesini veren belediyeler de dahildir. Belediyeye de dava açılabilir. Çünkü, ‘Ben onun verdiği iskana güvenerek bu daireyi aldım.’ diyebilir vatandaş. Müteahhit ortada yoksa idareye de dava açılabilir.”

KOLONLARIN KESİLMESİ

Aldığınız dairenin bulunduğu bir apartmanda kolon kesilmesi durumunda hukuki sürecin nasıl işlediğine yönelik de bilgiler veren Faruk Aktay, “Daire yeni alındı, biri bu binada bir kolon kesti. Bina bu kolon kesme işleminden sonra yıkılmadıysa ve ‘Bu bina yıkılmalı.’ şeklinde bir rapor çıktıysa ilgili kolonu kesen kişiye bütün malikler dönüp dava açabilir. Hatay'daki depremde yıkılan bir sitede 2016’da kolonların kesildiği iddiasıyla bir soruşturma başlatılıyor. Ancak, takipsizlik kararı veriliyor. Bu kararı veren savcı hakkında da inceleme başlatıldığı açıklandı. Buradaki sıkıntı şu; kolon kesmek binayla ilgili bir tehlike oluşturuyor. Ceza kanunumuzda bununla ilgili bir düzenleme var. Eğer kolon kesildiği için bu bina çökerse ve bir ölüm yaşanmadıysa ceza kanununa göre; bunun cezası 3 aydan 1 yıla kadar değişiyor. Eğer ölümlü bir çökme yaşanırsa o zaman farklı bir yargılama süreci yaşanıyor. Eğer kolon kesme sonucunda bina çökmediyse, kolon kesildiği görülse de takipsizlik kararı veriliyor. Kovuşturmaya yer yoktur deniliyor. Kanuna göre, ortada suçun somut şartları oluşmamış oluyor.” dedi.  

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz