NSPmethod’un yaratıcısı Dilek Er’den kendine koçluğun sırrı.

Bu yöntem insanların günün kalabalığında bir sürü bölücü dürtü içinde  kendine rahatlıkla yapabileceği bir deneyim olsun diye yaratıldı.

  • | Son Güncelleme:
  • | Patronlar TV

Tüm liderlik kitaplarında insanın önce kendisini yönetmesi gerektiği hep vardır; her yıl binlerce kitap çıkar liderlikle ilgili ve hepsi de önce öz farkındalık ve kendini yönetmeyi vurgular. İşte bu yüzden en iyi üniversitelerin liderlik gelişimi programları UCLA, Harvard.. kendine aynayı tut ve doğru sorunu bul diyerek başlar. Kendini tanıma bilgelik, kendini yönetmek ise iradedir. Birey kendine doğru güvenini oturtunca işte o zaman çevresini de motive etmeye başlar ve ilişkileri iyileşir. İki beyin hücresi arasında oluşan sinaptik bağlantının sürekli olarak tekrar etmesiyle kalıcı hale gelmesi için sürekli aynı soruları kendine sormakla değil bir hedefi fiziksel gerçekliğe dönüştürme ile olur. Kişinin kendi dikkatini yapmak istediklerine göre toparlaması için; odak gerekir; bu geliştirilebilen bir şeydir. Doğası gereği insanda odak dalgalıdır. Odaklanma anlamla başlar, tekrar ister. Farklı kanallardan beslemek gerekir. Özdeğer, özsaygı, özgüven, özşefkat inşa etmek kendinle doğru ilişki kurmayı geliştirir. Her insanın motivasyonu farklıdır ve biz bunu ancak ihtiyaçlarımızı bilirsek ve dile getirirsek karşılarız ve normal halimizde olan üretkenliğimize devam ederek paşa paşa yaşarız. Başka amacımız ne olabilir ki? Bu kalabalık içinde istediğim gibi rahat ve kolaylıkla yaşamak.

Dünyaca ünlü firmaların başarı planlaması, işe alım, takım gelişimi  gibi süreçlerde uyguladığı Birkman profil analizini Türkiye’ye getiren kişisiniz? Nedir bu metod, sizin bu metodla tanışmanız nasıl oldu?
 
Çalışan performansı ve gelişimi ile ilgili konularda  firmalara hizmet verirken bir enstrümana ihtiyacımız oldu, çünkü içinde koçluğa  alan açan  bir  kolaylaştırıcı  araç lazımdı, nasıl bir aşcıya tencere veya marangoza matkap lazımsa; ve o araçla uluslararası koçluk  kongresinde  Amerika’da tanıştım ve vaka çalışması yapıldı ve tercümelerini yapıp kültürümüze uyarladım ve böylece serüven başladı. Pek çok kuruma da aracın faydalarını aktardım.
 
Kurumsal firmalara yetenek yönetimi ve lider koçluğu yapıyorsunuz , ya da mentorluğu mu demeliyiz? Bu iki kavram  biraz karışıyor gibi hangisi ne zaman yapılıyor ? Vermiş olduğunuz koçluğun kurumsal firmalara ne gibi faydaları oluyor? Eğitimlerinizden bahseder misiniz?
 
Koçluk aslında konuya değil kişiye yapılır; mentorluk ise konu ile beraber yapılır;  her mentorluk içinde mutlaka bir koçluk süreci vardır. Soru teknikleri ile o kişinin gerçeğinden dinlenenin farkındalığı ve bir kapı varsa kilidi aralama uygulamasıdır. Kurumsal programlarda tamamen o andaki  ihtiyaca göre bir deneyim tasarlıyorum ,herkese göre kişiselleştirilmiş ve takıma yatırılan dinamikler her  zaman sinerjiyi destekleyen uygulamalarla oluyor. En son  Shell Londra Merkezi ile uzaktan çalışan takımlarla, bireyin davranış ve beklentilerini tüm takımınkilere yatırdık, pek çok ülkeden yöneticiler İstanbul’a geldi  ve giderken ceplerine  kendilerine ait bir motivasyon kutusu içinde  uzaktan ilişki yönetimi haritası alıp ülkelerine dönmelerini sağladık. Ve bu yaptığımız pandemiden bir ay önce idi, ne kadar önemli insan kaynağına yatırım değil mi?
 
Kendi NSPmetod’unuzu geliştirdiniz. Nedir NSPMetodu? 
 
Kısaca bir kendine koçluk yöntemidir, o da nerden çıktı? Son 10  yıldaki tüm profesyonel koçluk eğitimi alanlara yapılan  bir araştırmadan sonra tasarlanmıştır. Bu eğitimleri  alan herkese soruldu; “siz en çok ne fayda sağladınız koçluk eğitiminden?” Gelen cevaplar hep aynı idi ; “ en çok kendime koçluk yapmaya yaradı “ …. Ve bu yöntem insanların günün kalabalığında bir sürü bölücü dürtü içinde  kendine rahatlıkla yapabileceği bir deneyim olsun diye yaratıldı. Basit olmalıydı: N (niyetler), S (seçenek ve seçimler) , P (plan ve performansları) kapsayan pek çok içiçe döngüden ve beden zihin ara yüzünden  oluşuyor. Beynin çalışma prensipleri ve nöroplastisiteden yararlanıyor. Yaşam stilindeki önceliklere ve yakıt alınan duraklara göre dallanıp kişiye bir koç gibi doğru sorguları saplayıp, değişik düşünce yolları oluşturmayı hedefliyor. Dünyada kabul görmüş  tüm mentorluk ve koçluk yetkinliklerini de barındırıyor. Bu işleyişi beynin basit çalışma prensipleri ile birleştirince de ortaya bu  etkili nöroplastisite yöntemi çıktı.Bir nörolog ile konu uzmanı olarak, bir profesör ile de akademik tarafı sentezlendi. İçinde her türlü beden zihin ilişkisi yer alıyor, en eskilerden tai chi felsefesinde olduğu gibi, o andaki katılımcıların getirdikleri kendi dünyasından gerçek hayattan parça ile yapılıyor. Takımın  profil haritası çıkıyor. En kudretli insan, kendisine hakim olandır diyen Seneca gibi öz farkındalık ve yönetimle yola  çıkılıyor ve niyete göre devam ediliyor. Zor zamanlarda “ben” değil “biz” olmayı deneyimlettiriyor. Sadece zıt kutupları ayırarak yapılan  uygulamanın 10 yıldır kanvas tablolarını saklarım. Hepsi kendine münhasırdır. Sosyal memeliler olarak ilişkiler ve normlara göre hayat ağacımızın yaprakları yeşeriyor ve kuruyor ve dökülüyor, köklerimizin ihtiyacını bildiğimiz anlar var oldukça yaşam sürüyor. “Sanmasınlar ki yıkıldık, sanmasınlar ki çöktük , sadece başka bahara yaprak döktük.”  Hz Mevlana.
 
Uzun yıllar kurumsal hayatta yöneticilik yaptınız. Bize kurumsal deneyiminizden bahsedebilir misiniz?
 
İlk işim sistem analistliği idi; çalışanların  elle uzun zamanda yaptıklarını otomasyona yatırarak, 20 yıl kadar BP ‘de farklı ülkelerde hep insan ve verimlilikle; nihayetinde çalışan motivasyonu arttırabilme üzerine çalıştım. Bu insana teknoloji ile katkı işi idi; Almanya - İngiltere ve Hollanda da 110 ülkenin sistemler arası arayüz haberleşmelerini desteklemeye kadar gitti. İlk 1997’de Amsterdam’da, cep telefonu ile yakıt alma projesinden sonra ülkemizde dünyada tek olan pompada yazarkasayı ve taşıt tanıma sistemlerini geliştirdim. Sistemlerin konuşması ne kadar karışık olsa da insanlar arası olandan daha kolaydı. Bayi yönetimi ile satış ve pazarlama ağırlıklı , o zamanlar revaçta olan bağlılık programlarını yönettim, zor bir dönemdi dünyada en çok toshiba dvd playerı tüketen ülke olmuştuk. Hepsinde müşteri ve bayi  duyarlılığı ile ilgili  değişik ülkelerde çalışma olanağı buldum.Farklı kültürlerdeki projelerden aldığım hazla kendi şirketimi kurup performans  ve motivasyon arttırıcı programları tasarlamaya yönetmeye devam ettim ve global olarak liderlik ve koçluk gelişimine ağırlık  veren eğitimleri parçalı öğrenme plarformu ile tasarladım. ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) akreditasyon eğitimlerini ülkemizde başlatarak akreditasyona “vurgu” yapmaya çalıştım. Sağlıktan üretime sektörle ve akademi ile çalışma imkanı buldum ve  üç farklı ekol profesyonel koçluk eğitimi ile derinliğimi arttırmaya  çalıştım, halen Chicago Üniversitesi Günlük Norobiyolojimiz eğitimine de devam ediyorum…
 
Çok sık seyahatleriniz oluyor. Seyahatlerinizde edindiğiniz tecrübeler nelerdir?
 
Seyahat işimin bir parçası ve sürdürülebilir bir gelişim ve yenilikçi yaklaşımları hizmetlerimize katmak için her yıl iki üç insan ve yetenek konulu kongrede bulunurum , her birinde hem aynı sektörden uluslar arası iş birlikleri ve yeni araçlar ile zenginleşiyorum. En son ilk defa bir Türk danışman olarak, NSPmethod ile Dublin’de EMCC ( Avrupa Mentorluk  ve Koçluk Kuruluşu) uluslararası kongresine konuşmacı olarak davet edildim.Her bir paylaşımda anladım ki dünyanın her yerinde(Sidney,Nairobi,Atina,Atlanta,Amsterdam,Gaziantep) insan motivasyonu ve yakıtı aynı aslında arabalar gibiyiz benzinci lazım; yeni teknolojiler ve generasyonun istekleri de farklı ve bunu görerek devşirilmeli her şey; işler, süreçler ve yöneticiler. Bu başarı için de yeni bir öğrenme tekniği olan micro parçalı öğrenmeyi hayata geçirip bir mobil uygulama haline getirdim. Halen pek çok firmada kullanılıyor ve sadece video izleme değil düşündüren sıkmadan öğreten, kişiye göre sorgulama taktiği ile unutmayı azaltan bir platform sağlıyor.  Bir yöneticimiz bana “Dilek hanım, minik minik günlük bilgi şeklinde aktaralım ki konuyu sıkılmasınlar ,bir şey olduğunda bunu bilmiyorduk demesinler” demişti; aslında herkes  her şeyi, bir kerelik öğreniyor ama bir ay sonra sonra %10 u kalıyor. Artık öğrenenler değişiyor ve bizim de bu konuda  uyumla ilerlememiz gerekiyor , digital geçmişim olmasının faydalarını bu tasarımlarda yaşadığımı itiraf etmeliyim. Şimdi beynimizin olduğu her yer ofisimizdir. Kendine koçluk yapabilirsen tabiki..
 
Sporu çok sevdiğinizi belirttiniz. Tutkunu olduğunuz sporlar nelerdir?

Hep değişik sporlari içiçe yaşadım ; ilk önce kayak takımında  şirketler arası yarışlar, daha sonra da SUP  ayakta kürek sörfünde Hollanda da yapılan  yarışlara ilk Türk olarak katıldım ve ülkemizde gelişmesi gereken  bir spor dalı olarak eğitimlerini de destek vermeye başladım. Spor yapar bir beden  beyin sağlığı için en iyi arkadaştır. Üzgünseniz zıplayın bi kere deneyin farkını göreceksiniz. Tasarladığım her programda mutlaka bedeni kullandırıyorum. NSPMethod içinde de kürek deneyimini her katılımcı yaşamadan günü bitirmiyoruz.
İlerlemek için bir küreğin suya girmesi gerekir değil mi ?

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz