Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar, “Vefa!..” başlıklı bir yazı kaleme aldı.  

Usta gazeteci Dündar köşesinde, koronavirüs tedavisi gören Rahmi Koç’un, Levent Kırca ve Bekir Coşkun’un son günlerinde yaptıklarını aktardı.  

“HİÇ UMMADIKLARI KİŞİLERDEN GÖRDÜKLERİ UNUTULMAZ İLGİ VE DOSTLUKLARI ANLATMAK İSTİYORUM”

Uğur Dündar, yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Bekir Coşkun ve Levent Kırca…

Yok, yok, yerleri asla doldurulamayacak olan bu iki büyük değerimizin ortak özellikleri olan müthiş mizah yeteneklerinden söz etmeyeceğim.

Hastalıklarında çektikleri acılardan da…

Size, Levent ve Bekir'in, kanserin pençesine düştükten sonra yaşadıkları hayal kırıklıklarını, buna karşın hiç ummadıkları kişilerden gördükleri unutulmaz ilgi ve dostlukları anlatmak istiyorum.

Levent'ten başlayayım:

Mizah ustası Levent, eşi Oya Başar'la birlikte “Olacak O Kadar” programını yaparken, reyting kanalları arasında o dönemde yaşanan büyük rekabet nedeniyle, emeklerinin karşılığını istedikleri ölçüde alıyor, kazandıkları paralarla da hem kendi ailelerine, hem de geniş bir ekibe, geçim imkanı sağlıyorlardı.

Hiç abartmıyorum, Levent “Para da para” diye tutturmuş olsaydı, “Olacak O Kadar”ın tek bölümünü bir milyon dolara satabilirdi!.. Evet, tam bir milyon dolara!..

Çünkü ona bu rakamı ödeyecek olan televizyonlara reyting rekorları kırdırıyor ve dakikalarca süren kuşakları dolduracak kadar reklam aldırıyordu.

Bu nedenle eşi değerli sanatçı Oya Başar'la magazin malzemesi üretmeden, servet paylaşımı ve nafaka kavgaları yaratmadan ayrıldılar.

“HANGİ TELEVİZYONA GİTTİYSE ÖNÜNE OLMADIK ENGELLER ÇIKARDI”

Yol ayrımına giderlerken Levent, “Olacak O kadar”ı yapmaya devam edeceğini ve eskisi kadar kazanmasa da maddi sıkıntı çekmeyeceğini düşünüyordu.

Ama onun bu hesabı, ekranda tutmadı.

Çünkü şaka yollu da olsa eleştiriye hiç tahammülü olmayan siyasi güç, hangi televizyona gittiyse önüne olmadık engeller çıkardı.

Bununla da yetinilmeyip aleyhine davalar açıldı, hapis cezaları verildi. Yaşasaydı cezaevine bile girebilecekti.

Ve Levent, olağanüstü çabasına karşın o güzelim programı, reyting kanallarının hiçbirinde ekrana getiremedi.

“RAHMİ KOÇ, HASTANEYE KADAR GELMİŞ VE ‘HAYDİ TOPARLAN BAKALIM, BİRLİKTE AMERİKAN HASTANESİ'NE GİDİYORUZ’ DEMİŞTİ”

Maltepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yattığında kiralık evde oturuyor, oyunlarını, hastalığı nedeniyle titreyen bacaklarıyla çıktığı kiralık sahnede oynuyordu.

Dost bildiklerinin çoğu, onu yalnız bırakmış, arayıp sormaz olmuşlardı.

Bu arada hiç beklemediği kişilerin unutulmaz jestleriyle karşılaşmıştı.

Örneğin Koç Holding'in Onursal Başkanı Rahmi Koç, hastaneye kadar gelmiş ve “Haydi toparlan bakalım, birlikte Amerikan Hastanesi'ne gidiyoruz” demişti.

Levent, gözlerini yaşartan bu jeste teşekkür etmiş ve tedavisinin sürdüğü devlet hastanesinden ayrılmamıştı.

“RAHMİ BEY AMERİKAN HASTANESİ DOKTORLARINI BEKİR İÇİN SEFERBER ETMEKLE KALMIYOR…”

“Efsane” Bekir, hastalığı sırasında kendisiyle OdaTv için başarılı bir röportaj yapan Makbule Cengiz'in sorularını cevaplarken “Bazı yakın bildiklerim hastalığım sırasında ortalıktan kayboldular, buna karşılık hiç beklemediğim şekilde çok yakın ilgi gösteren kişiler oldu…” demiş.

Başta Emin Çölaşan olmak üzere biz köşe arkadaşlarının kendisini hiç yalnız bırakmadığını, örneğin daha önce yakından tanımadığı Soner Yalçın'dan şaşırtıcı bir yakınlık gördüğünü ve gazetesi SÖZCÜ'nün hep yanında olduğunu söylemiş.

Şimdi geliyorum, Levent Kırca ve Bekir Coşkun'un son dönemindeki tedavi süreçlerinde yaşadıkları ortak olaya…

Burada karşımıza yine Rahmi Koç çıkıyor.

Rahmi Bey Amerikan Hastanesi doktorlarını Bekir için seferber etmekle kalmıyor, hastalığın her aşamasını yakından takip edip sık sık ziyaretine geliyor.

Sadece ikisine değil, başka yazar ve sanatçılara da benzer sıcak yaklaşımlar sergiliyor.

Benim can arkadaşlarım Levent Kırca ve Bekir Coşkun başta olmak üzere Türkiye'nin yazar ve sanatçı değerlerine sahip çıkan Rahmi Bey'e, onların aziz hatıraları adına teşekkür ediyor, koronavirüsle mücadelesinde acil şifalar diliyorum.”