Türkiye G20'den çıktıysa Bakan Nebati ABD'ye niye gitti?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Bahar Toplantıları kapsamında geçen hafta içinde ABD'deydi
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Aydınlık'tan Recep Erçin'in yazısından alıntı
G20 bilindiği üzere dünyanın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) büyüklüğü bakımından en büyük 19 ülkesini ve Avrupa Birliği'ni kapsıyor. Oysa Türkiye 2021 itibarıyla artık dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri değil.
Hafta içinde IMF verilerine dayanılarak hazırlanan tabloda Türkiye'nin 2021 yılındaki 806 milyar dolarlık GSYİH büyüklüğü ile sıralamada 21.'liğe gerilediği görüldü. Türkiye 2015'te ise 16. sıradaydı.
Milli gelirimizin 1 trilyon dolara yaklaştığı 2013 yılında da Türkiye yine 16-17. sıralarda kalmaya devam ediyordu. Ancak bu sıralama nominal milli gelirin dolar kuru cinsinden hesaplanması ile bulunuyor.
ÇİN ABD'Yİ ÇOKTAN GEÇTİ
Bir de karşılaştırmalı bir tablo sunan satın alma gücü paritesi endeksi var. Bazı uzmanları buna züğürt tesellisi diyorlar. Ancak ülkelerin yarattığı iktisadi değeri sunması bakımından bu gösterge de son yıllarda çokça kullanılmaya başlandı. Bu sıralamada ise Türkiye 11. sırada yer alıyor.
Döviz kurlarının, küresel finansal kriz, ticaret savaşları, Kovid-19 krizi, enerji krizi ve yükselen enflasyon yüzünden dalgalandığı dönemde dolar kuru üzerinden yapılan milli gelir sıralaması ülkelerin potansiyelini gerçek anlamda yasıtmıyor. Bir de alttan alta kur savaşları durumu var. Üretkenlikte üstünlüğünü kaybeden ülkeler, döviz özelliğindeki/rezerv para da denebilir, paralarının değerini yüksek tutarak enflasyon yaratmadan ithalatla uzun bir dönemi geçirdiler. Çin gibi ana üretici ülkeler ise paralarının değerini düşük tutarak ticarette rekabetçilik kazandılar. Bugün ABD nominal anlamda dolar bazında dünyanın en büyük ekonomisi görünüyor.
Fakat uzmanların aktardığı şu; Çin eğer renminbinin değerini olması gereken gerçek değerine çekerse nominal gelirde ABD'yi çoktan geçti ve dünyanın en büyük ekonomisi oldu bile. Elbette bu çözümlemelerde kişi başına düşen milli gelir, küresel ticaretten alınan pay ve doğrudan yatırım çekme oranları da hesaba katılmalı.
KUR KORUMASI SAYESİNDE İRAN GİBİ YÜKSELİR MİYİZ?
Bir örnek daha 2021 tablosunda İran'ın dünyanın en büyük 14. ekonomisi olduğu görüldü. Oysa komşumuz olan bu ülke ambargolar altında ve ürettiği milli gelir büyüklüğü dış ticareti ile orantısız. Türkiye ise dış ticaret, turizm ve yatırım anlamında çok daha büyük bir ölçeğe sahip. Türkiye'yi ilk 10 ekonomi arasına girecekti! IMF'e göre 23. sıraya geriledi
İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez bu durumu Kendime Yazılar adlı sitesinde inceledi. İran sabit kurda olduğu için ve ayrıca ülkede yüksek enflasyon baş gösterdiğinden ötürü milli geliri hızla şişerken sabit kur sayesinde sıralamada üste çıkmış durumda. Yani bu hesaplama ile İran dünyanın en büyük 14 ekonomisinden biri ama gerçekte böyle bir durum yok. Çünkü karaborsadaki dolar kuru dikkate alındığında ülkenin gerçek milli geliri Türkiye'nin 4'te biri kadar.
Ülkemizde ise Aralık 2021'de devreye alınan Kur Korumalı Mevduat ve sonrasında devreye sokulan bir dizi tedbir sayesinde TL'deki hızlı değer kaybının önüne geçildi. Ekonomi Yazarı Uğur Gürses'in “müdahaleli dalgalı döviz kuru” olarak tanımladığı bizim ise “dar alanda sıkı markaj kambiyo rejimi” dediğimiz yeni politika ile bu yüksek enflasyon ortamında dolar kuru sabit tutulabilirse Türkiye'nin de yeniden milli gelir sıralamasında ön sıralara yükselmesini bekleriz. Küresel ticaretten ve uluslararası doğrudan yatırımlardan aldığımız payı da büyüttüğümüz sürece bu bir yanılsama olmaz. Ama diğer değişkenler sabit kalırsa o zaman bu bir illüzyon olur.
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, ABD'de yatırımcılar ve fonlar dışında Ekonomiden Sorumlu AB Komiseri Paolo Gentiloni, Dünya Bankası Başkanı David Malpass, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkanı Odile Renaud-Basso, COP-26 Başkanı Sn. Alok Sharma, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Başkanı Makhtar Diop, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Sayın Christine Lagarde, Singapur Maliye Bakanı Lawrence Wong ve İtalya Ekonomi ve Maliye Bakanı Daniele Franco gibi isimlerle ikili görüşmeler yaptı. EBDR ile yeşil finansman, COP-26 ile iklim hedefleri ve yeşil projeler, IFC ile karbonsuz ekonomik kalkınma ve büyüme, Lagarde ile ise küresel ekonomik gelişmeler üzerine görüşmeler yapıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, ABD'de yatırımcılar ve fonlar dışında Ekonomiden Sorumlu AB Komiseri Paolo Gentiloni, Dünya Bankası Başkanı David Malpass, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkanı Odile Renaud-Basso, COP-26 Başkanı Sn. Alok Sharma, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Başkanı Makhtar Diop, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Sayın Christine Lagarde, Singapur Maliye Bakanı Lawrence Wong ve İtalya Ekonomi ve Maliye Bakanı Daniele Franco gibi isimlerle ikili görüşmeler yaptı. EBDR ile yeşil finansman, COP-26 ile iklim hedefleri ve yeşil projeler, IFC ile karbonsuz ekonomik kalkınma ve büyüme, Lagarde ile ise küresel ekonomik gelişmeler üzerine görüşmeler yapıldı.
YELLEN İLE GÖRÜŞTÜLER Mİ?
Gelelim Bakan Nebati'nin ABD'deki temaslarına. Esasen rutin bir toplantı gündemi. Genelde hemen her bakan bu toplantıları halkla ilişkiler açısından iyi kullanageldi. Fakat Bakan Nebati'nin dönemine denk gelen farklı bir durum var. Dünya Gazetesi Yazarı da olan kamu ilişkileri uzmanı Ussal Şahbaz sosyal medyada yaptığı paylaşımla dikkatimizi çekti. Geçen dönemde FED Başkanlığı da yapan ve Biden'ın görevi devralması ile ABD Hazine Bakanı olarak atanan Janet Yellen, Atlantic Council'de yaptığı konuşmada “Friend-shoring” kavramına işaret etmiş. Ussal Şahbaz bu kavramı şöyle detaylandırıyor:
“Tedarik zincirleri 'güvendiğimiz' ülkelerde olsun. Amacımız sadece serbest ticaret değil, güvenli ticaret. ABD diyor ki; 'serbest ticaret değil güvenli ticaret istiyoruz.” Şahbaz'ın aktardığına göre, Yellen bu noktada ABD ile ticaretin kurallarını da şu temellerde şekillendiriyor: “Dijital hizmetler, veri mahremiyeti ve sınır ötesi veri transferleri ile İklim değişikliği ve karbon fiyatlaması.” Esasen Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı da benzer bir yola girdi. Yükselen Çin'i dengelemek için Atlantik cephesi ticarete bir yeşil duvar örüyor. Üzerine de dijitalden dikenli tel çekiyor. Bu yeni durumu acaba Bakan Nebati, G20 toplantılarında fırsat bulup Janet Yellen ile konuşabildi mi?
SON İKİ YILDA HIZLI ARTIŞ
Çünkü ABD son birkaç yıldır Türkiye'nin en büyük ticaret ortakları arasındaki konumunu güçlendirmeye başladı. 2021 yılı sonunda ABD'den 13.1 milyar dolar ithalat yaptık. En çok ithalat yaptığımız ülkeler içinde ABD, Çin, Rusya ve Almanya'nın ardından 4. oldu. ABD'den ithalatımız 2013-2021 döneminde 11-13 milyar dolarlar seviyelerinde seyretti. Geçen yıl ABD'ye ihracatımız 14.7 milyar dolar oldu. Bu ülke en çok ihracat yaptığımız ülkeler sıralamasında Almanya'dan sonra ikinci sırada yer aldı. 2013 yılında bu ülkeye ihracatımız 6.6 milyar dolardı. 2019 yılında dönemin ABD Ticaret Bakanı, Türkiye'ye gelerek bir dizi görüşmeler yaptı. Görüşmelere katılan iş dünyası temsilcilerinin aktardığına göre ABD, Çin ile olan ticaret savaşında Türkiye'yi alternatif bir pazar olarak listesine yazdı. Batı, Çin'den ithalatını azaltırken belli kalemlerde ona alternatif olabilecek ülkelerden daha çok mal almaya gayret ediyor. Bu anlamda 2016 yılında 8.9 milyar dolar olan ABD'ye ihracat da son iki yılda yüzde 65 civarında arttı. Yukarıda aktardığımız ve Janet Yellen'in programına aldığı “Friend-shoring” kavramı uyarınca Türkiye'nin ABD ile ticaretindeki artışı sürdürmesi G20 toplantıları kapsamında acaba bir görüşme yapıldı mı? Bakan Nebati, JP Morgan toplantısında yatırımcılarla görüştü
FONCULARDAN HABER VAR AMA...
Aslında Bakan Nebati, ABD programının daha ilk günlerinde bu ülke ile ekonomik ilişkileri öne alan bir toplantıya katıldı. ABD’nin ekonomi ve iş dünyasının önde gelen STK'larından Uluslararası Mutabakat için İş Konseyi'nin (BCIU) toplantısında konuşan Bakan Nebati burada, sağlık hizmetleri, altyapı, bankacılık ve finans sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri ile bir araya geldi. Toplantıda, şirketlerin Türkiye’de mevcut ve planlanan yatırımları ile faaliyetleri hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Nebati, “Kendilerine Türkiye’nin ekonomik görünümü hakkında bilgi vererek, neden ülkemize yatırım yapmaları gerektiğini bir kez daha vurguladık.” dedi. Hazine kaynaklarına görüşmeleri sorduk.
Aldığımız bilgilere göre BCIU ve Amerikan Ticaret Odası (AmCham) ile JP Morgan’ın düzenlediği üç farklı yatırımcı toplantısında yapılan görüşmeler de Bakan Nebati, Türkiye’nin küresel ve bölgesel zorluklarla mücadele kapasitesinin arttığını mesajını verdi.
Yatırımcıların ise Türkiye’deki yatırımlarını daha da artırmak istedikleri, son yapılan sukuk ihracının başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğine atıf yaptıkları tarafımıza iletildi. Anlaşılan yatırımcı görüşmelerinden kasıt yeşil yatırım denilen doğrudan istihdam yaratacak, tesis kuracaklar değil foncular. Buna göre İngiltere'den sonra ABD'de de foncularla iyi bir diyalog kurulmuş. Fakat FED'in agresif faiz artırımlarına geçeceği süreçte Atlantik'ten ne ölçüde finansman çekilebileceği tartışmalı. Diğer yandan son jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle Türkiye’nin küresel ölçekteki rolünün ön plana çıktığını yatırımcılar ve ekonomistler tarafından ifade edilmiş. Dünyadaki çok kutuplu ortamın daha da belirginleştiği şu dönemde “Türkiye'nin kutuplar arasındaki köprü hikayesi” söylemde yatırımcılar tarafından satın alınmış görünüyor. Fiiliyattaki yansımalarını ise görmemiz için suların durulması gerekecek.
YORUMLAR
Yorum Yap