Türkiye’ye gelen yabancı sermaye azalıyor, kalite düşük
Küreselleşme sürecinin ortaya çıkardığı en önemli olgulardan biri olarak görülen, ülkelere orta ve uzun vadeli sermaye ve teknoloji getiren doğrudan yabancı yatırımlar dünya genelinde geçen yıl 2009’dan bu yana kaydedilen en düşük değere geriledi.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) verilerine göre, geçen yıl ülkelerin aldığı toplam doğrudan yabancı yatırım (FDI) miktarında bir önceki yıla göre yüzde 13.4’lük düşüş oldu. Geçen yıl dünya genelinde gerçekleştirilen dış yatırım 1 trilyon 297 milyar dolar oldu. Böylece, küresel bazda doğrudan yabancı yatırım miktarında 2009 yılında kaydedilen 1 trilyon 172 milyar dolarlık seviyeden bu yana en düşük değer görüldü. Dünyada en yüksek yabancı sermaye akışı 2 trilyon 34 milyar dolarla 2015 yılında kayıtlara geçmişti.
Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) Gelişmekte Olan Ülkeler için hem ödemeler dengesine katkı sağlıyor, hem de teknoloji emilimini hızlandırıyor. DYY miktarının azalması, bu ülkelerin kalkınma hızını yavaşlatacak.
TEPAV: DYY düşük, kalite zayıf
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) verilerine göre, Türkiye’ye gelen yatırım miktarı da geriliyor. 2015’te Türkiye’ye gelen doğrudan yatırım (FDI) miktarı 19.2 milyar dolarken bu miktar 2018’de yüzde 58 civarında düşüşle 12.8 milyar dolara geriledi.
TEPAV’ın “Türkiye’ye Gelen ve Türkiye’den Giden Doğrudan Yatırımlardaki Gelişmeler” araştırmasının Mayıs 2019 verilerine göre, doğrudan yatırımların net değeri giriş yönünde oldu. Mayıs 2019’da bir önceki yılın aynı ayına göre net doğrudan yatırımlar 51 milyon dolar azalmış ve 204 milyon dolarlık giriş gerçekleşti.
TEPAV raporunda diğer ilgi çekici doneler şöyle:
12-aylık kümülatif verilere göre Türkiye’den giden yatırımlar bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,23 artmış (neredeyse sabit kalmış) ve Türkiye’ye gelen yatırımlar ise %29,3 oranında artmıştır. Gelen yatırımlardaki artışın giden yatırımlardakinden fazla olması, ODI/FDI oranının azalmasını sağlamıştır. Mayıs 2019 verileri Nisan 2019 verileriyle karşılaştırıldığında ise bunun aksi yönde bir hareket olduğu görülmektedir. Giden yatırımlardaki artış, gelen yatırımlardaki artışın üzerinde olduğu için ODI/FDI oranı 1,3 yüzde puan artmıştır.
Mayıs 2019’da Türkiye’den giden yatırımların “mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler” sektöründe yoğunlaştığı görülmektedir. Yurt içindeki yerleşiklerin yurt dışında yaptıkları 625 milyon dolarlık toplam sermaye yatırımlarının 238 milyon doları bu sektörde gerçekleşmiştir. Söz konusu yatırımların %88’i Avrupa ülkelerine gitmiştir. Avrupa’da ise 386 milyon dolarlık yatırım ile Hollanda’nın öne çıktığı görülmektedir. Ocak-Mayıs 2019 kümülatif verilerine göre de Hollanda, %47,5’lik payı ile ilk sıradadır.
Mayıs 2019’da Türkiye’ye gelen sermaye yatırımlarının dörtte biri “inşaat” sektöründe gerçekleşmiştir. Yurt dışındaki yerleşiklerin Türkiye’ye yaptıkları 409 milyon dolarlık sermaye yatırımının %86’sı Avrupa ülkelerinden gelmiştir. Hollanda, gelen yatırımlarda da öne çıkan ülkedir.
Ocak-Mayıs 2019 kümülatif verilerine göre ise İngiltere ve Azerbaycan’ın sırasıyla ilk ikide yer aldığı görülmektedir. Veriler, bu beş aylık dönemde, değişen miktarlarda olmakla birlikte İngiltere’den gelen yatırımların düzenli olduğunu, Azerbaycan’dan gelen yatırımların ise Mart 2019’da yoğunlaştığını göstermektedir.
Haziran 2019’de ne oldu?
Net doğrudan yatırımlardaki zayıf görünüm sürüyor. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, bir önceki yılın aynı ayına göre %44,8 oranında (471 milyon USD) azalarak 581 milyon USD düzeyinde gerçekleşti.
Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre artış kaydeden doğrudan sermaye yatırımları Haziran ayında düşüş kaydetti. Bu dönemde gayrimenkul yatırımları da yıllık bazda düşüşünü üçüncü ayına taşıdı. (İş Bankası Ekonomik Araştırmalar Raporu)
Türkiye’ye gelen DYY’ın dörtte birinin emlak alımları olması verimlilik açısından çok düşündürücü. Bu satın almalar inşaat sektörüne destek verse de, Türkiye’ye yeni teknoloji getirmiyor, ek istihdam da yaratmıyor. Türkiye halan kendi kişi başı milli gelir düzeyinde olan ülkeler arasında en az DYY cezbeden ülkelerden biri olmayı sürdürüyor. Özel sektörün yatırım iştahsızlığını da göz önüne alırsak, yüksek katma değerli ihracat ve yüksek teknolojili üretim hedeflerinin gecikeceği kesin.
YORUMLAR
Yorum Yap