Ülkenin en değerli arazisi… TRT'nin Ulus'taki arazisi ne olacak?
TRT’nin İstanbul’daki tarihi Harbiye ve Ulus binalarının akıbeti belirsizliğini koruyor.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle bakıma alınacağı ve boşaltılacağı belirtilen binaların oldukça değerli olması, peşkeş iddialarını gündeme getirdi.
TRT’nin İstanbul’daki çok değerli olan tarihi Harbiye ve Ulus binalarının depreme dayanıksız olduğu iddiasıyla boşaltılacağı ve tadilata alınacağı haberleri sonrası belirsizlik sürüyor. Binalarda kısmi boşaltma işlemi yapılsa da kimi bölümlerde mesailer sürüyor.
Binaların tamamen boşaltılacağı, bu süreçte kiralanan başka bir binada 2 yıl süreyle geçici olarak çalışılacağı iddia edilirken, söz konusu binaların çok değerli olmaları peşkeş iddialarını da gündeme getiriyor.
Haber-Sen 5 No'lu Şube Başkanı Özlem Berkit, söz konusu binalardaki son duruma ve iddialara ilişkin açıklamalarda bulundu.
'Sorularımıza yanıt verilmedi'
Sürecin çok karmaşık olduğunu, birçok şeyin hâlâ belirsiz olduğunu vurgulayan Berkit, "TRT’nin İstanbul’daki üç binasında da depremle ilgili sıkıntılar olduğu, iki ayrı yerden alınan raporların da bunu gösterdiği söyleniyor" dedi.
Ulus’taki binanın A bloğunun bu nedenle boşaltıldığını aktaran Berkit, “Bu süreçte ne yapılacağı konusunda net bilgiler almak için genel müdürden randevu talep ettik. Bu talebimiz sürekli olarak reddedildi. Yazılı olarak ne yapılacağına ilişkin sorularımızı ilettik ancak bu sorularımıza da yanıt alamadık. ‘Süreç nasıl ilerleyecek, binalar boşaltıldığında nereye gidilecek, binalarda nasıl bir tadilat işlemi yapılacak, ne zaman geri dönülecek’ gibi sorularımıza henüz hiçbir resmi yanıt alamadık” dedi.
'Digitürk'e ait bina iki yıllığına kiralandı, bir yılı geride kaldı' iddiası
Ayazağa’da Digitürk’e ait bir binanın iki yıllığına kiralandığını hatta bu sürecin de bir yılının geride kaldığı iddiaları olduğunu aktaran Berkit, “Bu iddia sonrası da resmi bir yanıt alamadık. 'Hem Ulus hem de Harbiye’deki birimler toplanacak, bu binaya geçilecek. Binaların tadilatı sonrası geri dönülecek' deniyor. Ayrıca TRT’nin Çekmeköy’de bir arsası var, buranın ihaleye çıkarılacağı, televizyon biriminin de büyük ölçüde orada yapılacak binaya geçeceği belirtiliyor. Bu konuda da tüm girişimlerimize rağmen hiçbir bilgi verilmedi” diye konuştu.
'Asıl endişemiz Ulus binasına ilişkin, Türkiye'nin en değerli arazisi'
Muhatapların resmi bilgi vermediği tabloda çeşitli kanallardan farklı bilgiler edindiklerini aktaran Berkit, Ulus ve Harbiye’deki iki önemli binanın akıbetine ilişkin endişeleri olup olmadığına ilişkin sorumuza ise şu yanıtı verdi:
Harbiye’deki bina 2. derece tarihi eser olarak tescil edildi. Daha önce BM’ye verileceği söylenmişti, yoğun eylemler sonrası bundan geri adım atılmıştı. Tescilli bir yapı olması dolayısıyla bu binanın akıbeti konusunda bir risk yok demek isteriz ancak bir gün içinde farklı kararlar alınabiliyor...
Ancak asıl endişemiz Ulus binasına ilişkin. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en değerli arazilerinden birisi burası. O binanın boşaltılması sonrası ilgili yapıları Çekmeköy’e taşıyabilecekleri söyleniyor. En büyük endişemiz buranın akıbeti. Dediğim gibi, bu konudaki sorularımıza resmi ağızlardan bir yanıt verilmiyor.
Yanıt bekleyen sorular
Sendika tarafından TRT Genel Müdürlüğü'ne iletilen ve yanıt bekleyen kritik sorular şöyle:
1. TRT Radyoevi Harbiye ve TRT Televizyonu Ulus binalarının depreme dayanıklı olup olmadığına ilişkin herhangi bir rapor/değerlendirme bulunmakta mıdır? Bulunmaktaysa, hangi kurum/kuruluş/uzman(lar)ca hazırlanmıştır ve bu rapor(lar)daki tespitler ve öneriler nelerdir?
2. Binalarla ilgili “güçlendirme çalışması yapılması gerekiyor” şeklinde bir rapor söz konusu ise buna ilişkin planlamanın ve sürecin şeffaf bir biçimde yürütülmesi gerektiği açıktır. Bu bağlamda anılan binalardaki TRT çalışanlarına henüz bu yönde bir bilgilendirme yapılmamasının gerekçesi nedir? Olası bir taşınma durumunda seçenekler değerlendirilirken çalışanların çocuklarının okul durumları ve ikamet yerleri göz önünde bulundurulmuş mudur? Çalışanların ne zaman bu yönde bilgilendirilmesi düşünülmektedir?
3. Ayazağa yerleşkesinde kiralamaya gidilmeden, TRT yönetiminin bu süreci kendi olanaklarıyla Tepebaşı, Ulus ve Harbiye yerleşkeleri arasında taşınma şeklinde yürütmesi seçeneği değerlendirilmiş midir? Bir yerleşkede güçlendirme yapılırken, buradaki birimlerin diğer yerleşkelere aktarılarak hizmetin aksatılmadan yürütülmesi seçeneği değerlendirildi ise, bu seçeneğin benimsenmemesinin gerekçesi nedir? Değerlendirilmedi ise, neden değerlendirilmemiştir?
4. Stüdyo ihtiyaçlarının Ankara’daki TRT stüdyoları aracılığıyla karşılanması seçeneği değerlendirilmiş midir? Değerlendirildi ise, bu seçeneğin benimsenmemesinin gerekçesi nedir? Değerlendirilmedi ise, neden değerlendirilmemiştir?
5. TRT yönetiminin İstanbul Ayazağa yerleşkesinde bulunan TV8 merkezindeki bazı çalışma alanlarını ve stüdyoları kiraladığı iddiası doğru mudur? İddiaya konu çalışma alanları ve stüdyoların mülkiyeti kime aittir? TRT’nin, Acun Medya’nın ve BeinSport’un iddia edilen kira sözleşmesindeki hak ve yükümlülükleri nedir? 2 yıllık süre için imzalandığı iddia edilen kira sözleşmesinde süre uzatımı olabilirliği bulunmakta mıdır? 2 yıllık süre için imzalandığı iddia edilen kira sözleşmesinde, toplam kira bedeli nedir? İmzalandığı iddia edilen sözleşmeye göre, yalnızca binanın kiralanmadığı, aynı zamanda altyapının kurulmasının da TRT tarafından üstlenileceği ileri sürülmektedir. Kurulacak altyapı (enerji alt yapısı, stüdyo alt yapısı, network alt yapısı, ofis alt yapısı, vb.) için harcanacak tutar ne kadardır? Acun Medya’dan yapılan başka bir “bütünlüklü kiralama” sözleşmesine göre, altyapı ve hizmet satın alımı da dahil aylık 280 bin lira gibi makul bir bedel ödenmişken, Ayazağa’ya yerleşilmesinde neden daha maliyetli olan “genel kiralama” yöntemi tercih edilmiştir? Buna ilişkin herhangi bir alternatif analizi /fizibilite çalışması yapılmış mıdır?
6.Ülkemizde ilk Covid-19 vakasının tespit edildiği 10 Mart 2020 tarihinden bu yana pandemi tablosu giderek daha da kötüleşmiş ve nihayet 25.08.2020 tarihli ve 2020/11 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile uzaktan ve dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemlerine yeniden geçilmiştir. Böyle sıkıntılı bir dönemde, taşınma ve inşaat işlemleri ile ilgili olumsuz senaryolar konusunda herhangi bir kurum/kuruluş/uzman tarafından risk analizi yapılmış ve alternatifler değerlendirilmiş midir?
7. Haber Merkezi’nin en önemli işlevlerinden biri, haberi en kısa sürede ulaştırabilmektir. Bu nedenle Taksim’e en yakın binada konuşlanan Haber Merkezi’nin, Ayazağa’ya taşınmasının doğuracağı olumsuzluklar dikkate alınarak farklı alternatifler değerlendirilmiş midir? Değerlendirildi ise, neden Ayazağa tercih edilmiştir? İstanbul trafiği de dikkate alındığında olay yerine ulaşmak ve haberi yetiştirmek artık daha güç hale gelmeyecek midir? Haber Merkezi’nin en azından geçici bir süreyle Tepebaşı’ndaki binayı kullanması seçeneği değerlendirilmiş midir? Değerlendirildi ise, Tepebaşı’nın tercih edilmemesinin gerekçesi nedir?
8. Çalışanlar açısından bakıldığında; Ayazağa binasının bulunduğu nokta, ulaşım açısından oldukça sorunlu bir bölgedir. Servisler Harbiye binasına ortalama bir /bir buçuk saatte gelirken, Ayazağa dikkate alındığında bu süre neredeyse iki katına çıkacak ve çalışanların günde en az 3-4 saati İstanbul’un yoğun trafiğinde geçecektir. Bina çevresinde restoran, kafe vs. gibi herhangi bir olanağın bulunmaması, yemekhaneyi alternatifsiz bırakmaktadır. Bu iki konu TRT Yönetimi tarafından dikkate alınmış mıdır? Dikkate alındı ise, nasıl çözümler düşünülmüştür?
9.Ayazağa’daki fiziksel ortam açık ofis şeklindedir ve bu durum kalabalık gruplar halinde yakın mesafelerde çalışmaya neden olacaktır. Cumhurbaşkanlığının 2020/11 sayılı Genelgesi ile tüm kamu kurumlarında uzaktan ve dönüşümlü çalışma öngörülürken, TRT İstanbul iç yapımlar, spor, haber, radyo çalışanlarını aynı ortamda bir araya getirmenin yaratacağı risklere ilişkin herhangi bir kurum/kuruluş/uzmandan değerlendirme/rapor alınmış mıdır? Alındı ise, olası risklerin ortadan kaldırılması için neler öngörülmektedir?
10.Ayazağa’da ısıtma-soğutma ve havalandırmanın merkezi klima sistemiyle yapılacağı iddia edilmektedir.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Sinan ADIYAMAN17/03/2020 tarihinde verdiği bir demeçte (https://www.gazeteduvar.com.tr/saglik/2020/03/17/ttb-alarm-verdi-hastanelerde-maske-eldiven-ve-dezenfektan-bitiyor/), merkezi ve kapalı devre havalandırma sistemi bulunan hastanelere ilişkin bir değerlendirmede bulunmuş ve gerekli önlemler alınmazsa böyle yapıların Koronavirüs’ün yayılımı açısından tehdit oluşturacağını şu sözlerle açıklamıştır:
“Hastaneler havalandırma sistemi olarak kabaca iki farklı yapıda inşa edilir. 1. Doğal ventilasyonlu binalar. Bunlar bizim eski tip, penceresi açılan, hatta balkonu olan hastaneler. 2. Merkezi havalandırmalı binalar. Bunlarda pencereler açılamaz. Genellikle döner kapı ile girilen binalardır. Bu tür binalarda, bina içerisindeki hava ısıtılır/soğutulur ve tüm bina içerisinde sirküle edilir. Enfeksiyon kontrolü açısından bir odadaki bulaş etkeni (bakteri, virüs, mantar vb) merkezi havalandırma ile tüm binaya yayılabilir. Bu nedenle de bazı odaların ve bazı yoğun bakım yatakları, negatif ventilasyonlu “izolasyon odaları” olarak inşa edilir. Mimari olarak, yoğun bakım ünitesi dışarıdan tek bir klinik gibi görülebilmesine rağmen, izole odalar yoğun bakım ünitesinin bir köşesinde, buradan izole ve ayrı bir antresi olan kapalı izolasyon odalarında, bulaşıcı hastalığı olan hastalar tedavi edilebilir. Buradaki hava negatif basınçlıdır ve emilen hava HEPA filtreden geçerek, ana hava dolaşımına katılır. Hemen yanında yer alan yoğun bakım tarafındaki yatak ve çevresi merkezi havalandırma ile drene olduğu için buraya bulaştırıcı hastalığı olan hasta yatırılamaz.”
Buna paralel olarak, Sağlık Bakanlığının Koronavirüs salgınına karşı açıkladığı 14 önlemden biri (https://www.youtube.com/watch?time_continue=2&v=3Z7MrCQHO-k&feature=emb_logo) “Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırmak”tır.
Ayrıca, Koronavirüs salgının ilk kez ortaya çıktığı Çin'in Hubei Eyaleti Wuhan şehrindeki iki hastanede, Koronavirüs’ün bulaşma yolları ve hızıyla ilgili yazılan makalede (https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2020.03.08.982637v1) odaların havalandırılmasının, yerlerin ve özellikle tuvaletlerin düzgün temizliğinin Koronavirüs’le mücadelede etkin yöntemler olduğu ortaya konmuştur.
7 Mart 2020 tarihinde yayımlanan başka bir makalede ise, havalandırma sistemlerinde kullanılan filtrelerin 5.000 nanometreden küçük parçacıkları süzemediği belirtilmektedir (https://www.dailymail.co.uk/news/article-8086457/Coronavirus-spread-air-conditioning-contagious-previously-thought.html). Ek olarak, Koronavirüs’ün boyutunun henüz bilinmediği, ancak benzer bir solunum yolu hastalığına yol açan SARS’ın boyutunun 120 nanometre olarak kayıtlara geçtiği ifade edilmektedir.
6331 sayılı ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 10, 11, 12 ve 13’üncü Maddelerinde, ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlara yönelik alınması gereken önlemler sıralanmaktadır.
Bu bağlamda, Ayazağa’daki kapalı devre merkezi havalandırma sisteminin yaratabileceği risklere ilişkin herhangi bir kurum/kuruluş/uzman raporu mevcut mudur? Mevcut ise, olası risklerin ortadan kaldırılması için neler öngörülmektedir?
11.Olası bir taşınma durumunda, Radyo binasında çalışmalarını sürdüren sanatçılar provalarını ve kayıtlarını nerede ve nasıl yapacaklardır?
12.“Anıtsal Yapı” statüsü bulunan TRT Harbiye Binası, radyo binası olarak tescil edilmiş, başka amaçla kullanılamaz bir yapıdır. Harbiye binasının daha önce BM’ye devredilmesi gündeme gelmiş ancak kamuoyunda oluşan tepki nedeniyle bundan vazgeçilmiştir. Ulus ve Harbiye’de yapılacak olası güçlendirme çalışmaları sonrasında, bu yerleşkelerdeki binaların başka kurum/kuruluş/kişilere devredilmesi/satılması/kiralanması gibi bir durum söz konusu mudur? Olası bir taşınma durumunda, Ulus ve Harbiye Yerleşkelerindeki yapıların tümüyle TRT çalışanlarının hizmetinde kullanılmak üzere işlev göreceği kesin bir tarih öngörülmekte midir?
13.5. soruda bahsedilen çalışma alanlarında ve stüdyolarda kurulacak altyapı, kira sözleşmesinin sonunda nasıl değerlendirilecektir? Bu altyapı, kiralayana ya da mülkiyet sahibine mi devredilecektir? Böyle bir durumda, bu altyapının kurulması için harcanan bedel TRT’ye geri ödenecek midir? Bu husus sözleşmede nasıl düzenlenmiştir?
Haber.soL
YORUMLAR
Yorum Yap