Yastık altındaki 5 bin ton altının değeri 300 Milyar Dolar

İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Esen, yastıkaltından çıkarılan yıllık 10 ton altını, yıllık 100 ton yapmak gibi bir hedeflerinin bulunduğunu belirterek, "Biz her sene 200 ton altın ithalatı yapan bir ülkeyiz. Sadece 100 ton çıkması demek, 100 ton daha az ithalat yapmak demek" dedi.

  • | Son Güncelleme:
  • | Patronlar TV

İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. (İAR) Üst Yöneticisi (CEO) Ayşen Esen, Kuyumcu Altın Değerleme Sistemine (KAD-SİS) ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, İAR’nin faaliyetleri hakkında bilgi vererek, altın konusunda İstanbul ve Türkiye’yi dünyanın altın merkezi yapma ülküsü her daim devletin gündeminde olduğunu, kendilerinin de bu sürecin parçası olduklarını belirtti.

Altında uluslararası akreditasyonların önemine işaret eden Esen, dünyada kabul gören 70 akredite firmanın bulunduğunu, bunların içerisinde İAR’nin dünyanın en büyük ikinci rafinerisi konumunda olduğunu kaydetti.

Esen, İAR’nin altınlarının tüm dünyada geçerliliğinin bulunduğunu vurgulayarak, İAR’nin yıllık ihracatının ortalamada 1 milyar dolar olduğunu, sektör ihracatında ön sıralarda yer aldıklarını söyledi.

Türk halkının altın ile ilişkisini duygusal bir ilişki olarak tanımladığını, herkesin dedelerinden ninelerinden bunu görmüş olabileceğini aktaran Esen, geçmişte bankalar aracılığıyla altının finansal sisteme dahil edilmesine ilişkin süreci anlattı.

‘Yastıkaltında 5 bin ton altın, fazlasıyla toleranslı hesaplanmış bir rakam’

#reklam#

Esen, 2010 yılında İAR, World Gold Council ve Merkez Bankası’nın çalışmalarını Altın Borsası verileri ve Dış Ticaret rakamlarını bir araya getirerek, ortaya somut verilere dayanan bir hesap çıkarttıklarını belirterek, “1984 yılı sonrası dönemine ait kayıtlı verilere dayanılarak yapılan hesaplamalar neticesinde yaklaşık 3 bin 800 ton altının ekonomik sistem dışında, yastıkaltı altın olduğu tespitini yaptık. Eski tarihlerde kayıt dışının olduğu dönemlerde de yastıkaltında biriktirilmiş altınlar da var” diye konuştu.

Eski yıllardaki Darphane üretimine bakıldığında yılda 30-40 ton, son 3-4 yılda ise 90-100 ton altın ürettiğinin görüleceğini aktaran Esen, “Darphane’de 90-100 ton altın üretmesi demek hemen hemen 90-100 tonun yastıkaltına gitmesi demek. Finansal bir araç olmadığı için ister istemez kişilerin tasarruflarında birikiyor” dedi.

Esen, dünyada bir savaş çıktığında her para biriminin değeri sıfıra kadar gidebileceğini, ancak altının her zaman güvenli liman olduğunu ifade ederek, yastıkaltında 5 bin ton altının, daha önce bahsettiği 3 bin 800 ton üzerinden hesaplandığında fazlasıyla toleranslı hesaplanmış bir rakam olduğunu, 5 bin ton altın yaklaşık 300 milyar dolara tekabül ettiğini kaydetti.

Madenciliğin meşakkatli bir süreç olduğuna işaret eden Esen, “Bu ülkenin ihtiyacı yıldan yıla 400 ila 500 ton arasında değişiyor. 200 ton üretiyorsanız, 200 ton da ithal ediyorsanız ben buna faydalı ithalat diyorum. Çünkü üzerine katma değer konuluyor ve dünyaya ihraç ediliyor. Yastıkaltından çıkacak altının her tonu ithalattan azalacak miktar demek” şeklinde konuştu.

Esen, İAR öncülüğünde 2010 yılında başlatılan Altın Bankacılığına değinerek, 10’un üzerinde banka ile çalıştıklarını, Türkiye'de bu süre zarfında toplanan söz konusu 100 tondan fazla altının yaklaşık yüzde 95'inin kendilerinin iş birliği ile çıkarıldığını dile getirdi.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz