"Hepsini onay alarak yaptım" diyen Özkan'ın avukatı Tuna da "Asıl problem, dere yatağının imara açılmasıdır. Şartları oluşmadığı halde rant için burayı imara açanlar sorumludur" dedi.

Kastamonu'daki sel felaketinde çok sayıda kişi hayatını kaybederken birçok ev iş yeri de hasar gördü. Felaket sırasında yıkılan Ölçer Apartmanı'nın müteahhidi Mehmet Özkan ise İstanbul Esenyurt'ta yakalandı. Özkan dün akşam tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Halktv.com.tr'den İsmail Saymaz, Özkan'ın ifadelerine ulaştı. Zemin etütçüsünün görüşü doğrultusunda kendi oturduğu Rüya Apartmanı'na beş, Ölçer Apartmanı'na iki metre derinlikte temel kazdığını kabul eden Özkan, Ölçer'in çay malzemesi üzerine inşa edildiğini kaydetti. Ayrıca bu durumun Bozkurt'ta onay gören bir durum olduğunu söyleyen Özkan, "Hepsini onay alarak yaptım" dedi. Avukatı Mehmet Tuna ise "Asıl problem, dere yatağının imara açılmasıdır. Şartları oluşmadığı halde rant için burayı imara açanlar sorumludur. Dere yatağı olmasına rağmen belediye, İller Bankası'ndan talepte bulunmuş" ifadelerini kullandı.

'ONAYLANAN BİR DURUMDU'

"Bu Bozkurt'ta onaylanan bir durumdu. Hepsini onay alarak yaptım" diyen Özkan, "Kimse 'Buraya yapı yapmanız uygun değil' demedi" diye konuştu. Avukatı Mehmet Tuna, dere yatağını imara açan İller Bankası ve Bozkurt Belediyesi'ni suçladı.

Özkan, 18 Ağustos'ta Abana Polis Merkezi'nde alınan ilk ifadesinde Ölçer Apartmanı ile kendisinin oturduğu Rüya Apartmanı'nı ve çayın diğer yakasında üç blok halindeki Yıldız Sitesi'ni inşa ettiğini anlattı.

Sorguda, "Ölçer'in selden aşırı zarar görmesinin temel sebebi nedir? Rüya Apartmanı hasar görmemişken, apartmana yakın olan Ölçer, neden yıkılmıştır?" sorusu yöneltildi.

Özkan, Devlet Su İşleri'nin 6-7 yıl önce derenin kenarında tahkimat çalışması yaptığını, yaya köprüsünün alt kısımda 7-8 metre genişliğinde, çaya inip çıkmak için açıklık bırakıldığını anlattı. Selin bu boşluktan girerek istinat duvarını yıktığını, yönünü Ölçer'e çevirdiğini belirten Özkan, şöyle devam etti:

"Sel binanın temelinin altını oydu. Binanın temeli radya (düz taban yüzey) olduğundan az bir kısmı oyulduğunda tamamı göçer."

Rüya'nın bodrumla birlikte 12, Ölçer'in ise dokuz kat olduğunu anlatan Özkan, "Rüya'nın arka kısmı kayalık, ön kısmının bir miktarı çay malzemesidir. Zemin etütçü bir kat daha inilmesi gerektiğini söyledi. Ölçer için herhangi bir tavsiyede bulunulmadı" dedi.

'ÖLÇER'İN ALTINDAKİ MALZEME TAMAMEN ÇAY MALZEMESİDİR'

Özkan, İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde ise Rüya'da iki, Ölçer'de tek bodrum katı olduğunu kaydederek, şu bilgiler verdi:

"Rüya'nın yeri belediyeye aitti. İnşa ederken zemin etütçüsü buranın daha derin olması tavsiyesinde bulundu. Bunun sebebi zeminin yarısının kayalık, yarısının çay malzemesi olmasındandır. Beş metre derine indim. İller Bankası'nca imara açılan Ölçer'in bulunduğu arazide onlar tarafından zemin etüdü gerçekleştirilmişti. İki metre derine inildi. Ölçer'in altındaki malzeme tamamen çay malzemesidir. Yapıyı yaparken, kimse 'Buraya yapı yapmanız uygun değil' demedi."

'ÇAY MALZEMESİ KULLANILMASI BOZKURT'TA ONAY GÖREN BİR DURUM'

Özkan, tutuklanmak üzere sevk edildiği İnebolu Sulh Ceza Hakimliği'nde Ölçer'i inşa etmeden önce DSİ'nin istinat duvarı yaptığını ve çayı üç metre daralttığını söyledi. Özkan, "Bu şekilde kaldırım genişletilmiş oldu. Rüya ve Ölçer apartmanlarının bulunduğu kısım Ezine Çayı'nın en dar olduğu bölgedir. Ölçer'in zemini tamemen çay malzemesidir. Bozkurt'ta içerideki binalarda da temelde çay malzemesi kullanılmıştır. Bu, Bozkurt'ta onay gören bir durumdu. Hepsini onay alarak yaptım."

'ASIL PROBLEM DERE YATAĞININ İMARA AÇILMASI'

Avukatı Mehmet Tuna ise dere yatağı olmasına karşın bölgeyi imara açan belediye ile sağlıklı zemin etüdü yaptırmayan İller Bankası'nı suçlayarak, şöyle konuştu:

"Asıl problem, dere yatağının imara açılmasıdır. Şartları oluşmadığı halde rant için burayı imara açanlar sorumludur. Dere yatağı olmasına rağmen belediye, İller Bankası'ndan talepte bulunmuş. İller Bankası sağlıklı zemin etüdü yapmadan imara açılmasında muvafakat etmiş. Dere yatağı olarak bırakılan yerin su taşkınlarına sebebiyet vermeyecek şekilde bakımlı olması ve istinaf duvarlarının yapılmış olması gerekmektedir. Bunu yaptırmayanlardan şikayetçiyiz."

Tuna, taşkının saat 13.30'da başladığını, binanın saat 20'de yıkıldığını vurgulayarak, "Vefat edenlerin kurtarılması mümkünken bu yapılmamıştır" dedi. Ayrıca Tuna, HES'lere ait su toplama havzalarının usulune uygun yapılmadığını söyledi.