Bilim Kurulu’nun ‘Yüz yüze eğitim en az bir ay başlatılmamalı’ tavsiyesinin ardından Milli Eğitim Bakanı Selçuk, okulların 31 Ağustos’ta uzaktan eğitimle açılacağını duyurdu. 21 Eylül’de de Bilim Kurulu’nun tavsiye ettiği sınıflarda ‘aşamalı ve seyreltilmiş yüz yüze eğitim’ başlayacak.

Küresel pandeminin Türkiye’de ortaya çıktığı Mart ayında kapatılan ve dönemin uzaktan eğitimle tamamlandığı süreçte nasıl bir formül izleneceği beş aydır tartışılıyor. Gözlerin çevrildiği Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda “Her türlü senaryoya hazırız. Aç denirse açacağız, açma denirse açmayacağız” ifadelerini kullanmış ve sürekli olarak dört farklı senaryo olduğunu gündeme getirmişti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 10 Ağustos günü gerçekleşen Bakanlar toplantısında da konunun masaya yatırılacağı konuşuluyordu ancak toplantı sonrası konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, okullara dair bir açıklamada bulunmadı. 

KOCA: BUGÜNLERİ ARARIZ 

Okulların durumu, Bilim Kurulu toplantısında masaya yatırıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Önerimiz, yüz yüze eğitimin, en az bir ay boyunca başlatılmaması, gerekirse online yapılması, yüz yüze eğitime kademeli geçilmesi yönünde” dedi. Koca, vatandaşları uyararak “Önümüzdeki günlerde Kovid-19 iletişimi konusunda yeni çalışmalar ortaya koymaya çalışacak, düzenlemelere gideceğiz. Artış bu hızla devam ederse bir daha yaşamak istemediğimiz ağır tedbirlere dönmemiz gerekebilir. Tedbirlere riayet hala istediğimiz seviyede değil. Bu konudaki gevşeme bize bugünlerimizi aratabilir” ifadelerini kullandı. 

KONUDA SEYRELTME YAPILACAK

Kameraların karşısına geçen Milli Eğitim Bakanı Selçuk ise alınan kararı duyurdu. Selçuk “31 Ağustos okulları uzaktan eğitimle açıyoruz. 21 Eylül’de Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen sınıflarda, aşamalı ve seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitime başlanacak. Dileyen özel okullar 17 Ağustos itibarıyla uzaktan eğitim araçlarıyla eğitim faaliyetlerine başlayabilecek” dedi. Okulun ilk haftasında özel bir uyum programının uygulanacağını dile getiren Selçuk, 21 Eylül’de hangi yaş gruplarının öncelikli olarak okula başlayacağına Bilim Kurulu’nun karar vereceğini söyledi. Seyreltme derken, derslerin ve konuların seyreltilmesi, belirli konuların belirli noktalarının özellikle ve öncelikle yüz yüze verilmesinden bahsediyoruz. Açık ise uzaktan eğitim ve EBA televizyonları ile kapatılacak” diyen Selçuk, şöyle devam etti:

“Okullarımıza mali destek vermek ve diğer teknik destekleri sağlamak için de gereken planlamaları yaptık. Bakanlık olarak tüm süreç boyunca sahada ve okullarımızda olacağız. Standartların uygulanması 2000 denetmenimiz tarafından sahada denetleniyor. Maske tedariği bakanlığımız tarafından sağlanacak. Okullarımızın hijyen standartlarını artırmak üzere de çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Veliler, okullarımızı açtığımızda öğrencilerimize, öğretmenlerimize, destek personellerine ve servis sürücülerine varana kadar herkesin sağlık durumu HES kodlarıyla takip altında olacak. Servislerde, okul bahçesi girişinde maske ve benzeri standartlar hususunda kılavuz çerçevesinde belirlenmişti. Öğrenci ve öğretmenlerimiz ve velilerimiz için rehber ve kılavuzlar hazırladık. Bunların ne şekilde uygulanacağının ayrıntısını da devam ettireceğiz. Sınava giren öğrencilerimizle ilgili olarak müfredat içeriği onlara yönelik olarak yapılacak destek konusunda planlamalar yapılıyor.”

366 BİN SINIF LAZIM

Öte yandan İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan ise bakanlığın yeni döneme hazırlıklı olmadığı görüşünde. “Amerika’da bir yaz okulunda, dersler açık havada yapılmasına rağmen virüs taşıyan bir çocuk diğer çocukların yüzde 44’ünü enfekte etti” diyen Türkkan “Kimse çocuğunu bu şartlarda okula göndermeyi düşünemez. Mevcut durumda 15 milyon 88 bin örgün eğitim öğrencisi 571 bin derslikte eğitim görüyor. Sosyal mesafeye göre 10 kişilik sınıflarda ikili eğitim-öğretim görülecekse en az 366 bin dersliğe daha ihtiyaç bulunuyor” ifadelerini kullandı.

"OKULLAR DİĞER RİSKLERE BENZEMEZ"

ABD ve İsrail’de süper taşıyıcı olan ve hastalığı belirtisiz geçiren öğrencilerin çok sayıda kişiye virüsü bulaştırdığı belirtilirken, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü “Okullar konusu gri bir alan” alan deyip, riske dikkat çekti: “Hayır dediğiniz zaman 26 milyon insanın hayatından bir yılı çaldığınızı varsayın, 26 milyon yıl. Bunu çalmak kolay değil, eğitim kolay vazgeçilecek bir şey değil. Okullardaki risk diğer risklere benzemez. Düğünlerdeki bir araya gelmeler birkaç saatlik ama 26 milyon kişi günde 4-5 saat, haftanın 5 günü yıl boyu bir araya gelecekler. Risk çok büyük ama yönetilemeyeceği anlamına gelmez.”

MEB’DEN ÇALIŞMA: ÖĞRETMENİN HASTALIĞI ÖĞRENCİNİN BİLGİSAYARI VAR MI? 

MEB’e bağlı il, ilçe milli eğitim müdürlükleri çalışma başlattı. Öğretmenlere, e-nabız üzerinde tanımlanmış kronik hastalığı olup-olmadığı sorulurken, öğrencilerin bilgisayarlarının olup- olmadığının tespit edilmesinin istenildiği öğrenildi. Eğitim Sen’in yaptığı ‘Pandemi Koşullarında Eğitim’ başlıklı araştırmaya göre ise okulların fiziki mesafeyi korumak için yeterli olmadığı, düzenli dezenfeksiyon yapmaya kurum bütçesi yetmeyeceği ve maske kullanarak ders anlatımının 20 dakika ile sınırlandırılması gerektiğine vurgu yapıldı. Eğitimcilerin neredeyse tamamının sağlıklarından endişe ettikleri ortaya çıktı.