Dr. Murat Kubilay: En kötüyü gördük demek için çok erken
Dr. Murat Kubilay, Naci Ağbal'ın görevden alınması sonrasında piyasalarda yaşanan depremi ve bundan sonraki olası gelişmeleri anlattı
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Naci Ağbal’ın Cumhurbaşkanı Kararı ile Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevinden alınması piyasalarda deprem etkisi yarattı. Döviz kurlarında sert artış, tahvil piyasasında ve Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde sert satışlar görüldü.
Ekonomist Dr. Murat Kubilay, Ağbal’ın görevden alınmasının olası gerekçesini, yeni TCMB Başkanı’nın olası adımlarını, döviz kurlarındaki hareketi ve Londra’da TL swap faizlerindeki patlamanın nedenini sozcu.com.tr’ye anlattı.
‘REZERVLERİN PEŞİNE DÜŞTÜĞÜ İDDİASI FAZLA ZORLAMA’
1- Ağbal neden görevden alındı?
Önceki başkan Naci Ağbal'ın görevden alınma sebebi açıklanmadığı için yalnızca tahminlerde bulunabiliyoruz.
AKP ve Saray çevresindeki bir güç veya güven savaşı değilse eğer; nedeni faiz kararlarına yaklaşımda aramak mantıklı olur.
Ağbal'ın çarçur edilmiş rezervlerin peşine düştüğü için sakıncalı geldiği iddiası ise fazla zorlama duruyor; çünkü herkes o olayın hikâyesini biliyor ve karar sürecinin Saray'a kadar uzandığı aşikar.
Zaten Ağbal da görevden alınma sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ederek çizgisini belli etmişti.
‘ARADA 300 BAZ PUANLIK ANLAŞMAZLIK VAR’
2- Hükümet cephesinden faizlerin hemen düşürülmeyeceğine dair açıklamalar geliyor. Bundan sonra ekonomi politikasında ne görebiliriz?
Faiz politikasındaki ayrımın temel sebebi reel faizin düzeyinde saklı.
Yeni atanan Kavcıoğlu'nun yüzde 1 kadar negatif reel faiz verilebileceğini belirten makaleleri var. Bu da gerçekleşen enflasyon üzerinden hesaplarsak ve önümüzdeki 1-2 ay içerisinde enflasyonun zirveye çıkacağını varsayarsak yüzde 15-16 gibi bir politika faizine tekabül ediyor.
Halbuki Ağbal mevcut yüzde 17 olan politika faizi oranını yüzde 19'a taşımıştı. Yani arada en az 300 baz puanlık bir anlaşmazlık söz konusu. Kredi hacmi ve faiz indirimlerinin zamanlaması da ek ayrımlar olabilir.
‘KABİNE AÇIKLANDIĞINDA YENİ RİSKLER OLUŞABİLİR’
3- Ağbal’ın görevden alınması sonrasında dolar/TL kuru pazar günü sığ piyasada 8,50’ye yaklaştı ancak iki gündür 7,70-7,90 aralığında hareket ediyor. Bundan sonra ne olabilir?
Mevcut 7,70-7,90 arasındaki kur seviyesi şu ana kadar yaşananların yarattığı sorunlara karşı makul.
Kabine açıklandığında yeni riskler oluşabilir.
15 Nisan tarihli PPK toplantısında ölçüsüz faiz indirimi de bu riskleri artırabilir.
Pandeminin uzaması, olası S-400 kaynaklı yaptırımların genişletilmesi ve küresel piyasalarda mart ayı başındakine benzer bir çalkantının yaşanması halinde durum daha da kötü hale gelir.
Mevcut kur seviyesi bu riskleri içermiyor; dolayısıyla en kötüyü gördük diyebilmek için henüz çok erken.
Muhtemelen bu risk unsurlarının bir kısmı gerçekleşecek ve önümüzdeki aylarda kur 8,00 seviyesinin üstüne çıkması mümkün hale gelecek.
Daha feci senaryoların temelini oluşturan sermaye kontrollerine ilişkin dedikodular da gittikçe yayılmakta. Fakat bu tip iddialar için elimizde henüz yeterli veri ve bilgi yok; ötesi bankacılık düzenlemeleri gereğince çok özenli konuşmak gerek.
Bu tip olaylar tercih değil bir sonuç olarak gerçekleşir. Yani risk faktörleri aynanda gerçekleşirse o zaman üzerine konuşulabilir. Bu nedenle kötüleşmenin hızı ve sınırlarını kestirmek mümkün değil.
‘YABANCI KAÇMA DERDİNDE, SWAP FAİZLERİNİ PATLATAN BU’
4- Londra’da TL swap faizleri gecelikte yüzde 1000’lere ulaştı. Bunun nedeni ne?
Londra swap piyasasındaki hareketin temelinde TL'ye aşırı rağbet var. Daha önce buna benzer yaşanan olaylarda TCMB ve BDDK kararlarıyla yurt dışına aktarılan TL miktarının kısılması gerekçe olmuştu.
Ancak şu aşamada yurt dışındaki TL arzı değil talebi sorun.
Ekonomi yönetiminin itibarı geriye bir daha dönüşü olmaksızın öyle dağıldı ki herkes panikle kaçma derdine düştü.
Tahvil ve hisse senedi piyasalarındaki büyük çöküşler de bunu doğruluyor.
Özetle swap faizlerinin patlamasında TL ve TL cinsi varlıklardan çıkış ana etken.
Emre Deveci/Sözcü
YORUMLAR
Yorum Yap