Kılıçdaroğlu: Biz yönetemiyoruz, erken seçime gidelim diyecekler
Kılıçdaroğlu, AKP-MHP ittifakının “Yönetemiyoruz, seçime gidelim” diyeceğini söyledi. CHP lideri, Suriye’de çözümün Esad’la görüşmekten geçtiğini belirtti. “
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “erken seçim” tartışmaları konusunda kendilerinin bir seçim istemediklerini, ancak AKP’nin Türkiye’yi yönetemediğinin farkına vardıktan sonra “Biz yönetemiyoruz, seçime gitmek zorundayız” diyeceğini ifade etti.
İktidarda yaşanan FETÖ borsası tartışmalarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın avukatlarının FETÖ bağlantılı kaç dava aldıklarını ve bu davaların sonuçlarının ne olduğunun izlenmesi lazım. Adalet Bakanlığı izlemeli. O zaman görülecek ki FETÖ borsasında hangi avukatlar yargı üzerine siyasal baskı kurdular ortaya çıkacak” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerekirken, “siyasal iktidarın talebi üzerine tekrar tutuklanmasının bir hukuk faciası olduğunu” da söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
Biz yönetemiyoruz, seçime gidelim diyecekler: (Erken seçim tartışmaları üzerine) Ben, özellikle yerel seçim döneminden bu yana, bir erken seçimi doğru bulmadığımı, parti olarak bizim de bir erken seçim talebimizin söz konusu olmayacağını sıklıkla vurguladım. Biz hâlâ aynı noktada duruyoruz. Bir erken seçim doğru değil. Ancak, erken seçim kararı alacak olan iktidar bloku açısından durumu değerlendirdiğimizde, bir süre sonra bunlar başta ekonomi olmak üzere pek çok konuda Türkiye’yi yönetemedikleri gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaklar. Dolayısıyla “Biz yönetemiyoruz, seçime gitmek zorundayız” diyeceklerdir.
'İŞSİZLİK BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR'
En can yakıcı sorun işsizlik: Ekonomide daralma da olur, küçülme de olur. Ama asıl can yakıcı sorun işsizlik. Tam felaket durumunda. Kötü yönetilen ekonominin vatandaşa faturası işsizliktir. Son bir yılda işsizler ordusuna 938 bin kişi katıldı. Her dört gençten biri işsiz. İşsiz sayımız geniş tanımıyla sekiz milyonu aştı... Bunlar istatistiki veriler. Bu verilerin yarattığı sosyolojik gerçekler ise çok daha acı. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. İşsizliğin olduğu yerde kötü diye tanımladığımız her şey olur. Anneler, işsiz evlatları ile işsiz eşlerini evin salonunda buluşturabilmek için uğraşıyor. Evlat elinde diploması işsiz, babasının yüzüne bakamıyor. Baba işsiz evladına harçlık veremiyor. Toplumun psikolojisi darmadağın. İntihar, cinayet, cinnet vakaları neredeyse kanıksandı. Üretimden koparılmış bir ülkenin geldiği nokta burası. Beton ekonomisi adı altında sürdürülen ekonomi politikası iflas etti. Üstelik kentlerimiz de beton ormanlarına dönüştü. Türkiye içinde bulunduğu krizden ancak planlı programlı bir üretim ekonomisi politikasıyla kurtulabilir. Daha acı olanı ise Saray devletinin tüm bu yaşananları görmezden gelmesi... Çünkü onların işsizlik diye bir sorunları yok.
Cumhuriyet
YORUMLAR
Yorum Yap