Prof. Dr. Selva Demiralp yazdı: Büyüme yüzde 1,8; ekonomik görünüm nasıl?
"Her ne kadar Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ve Hazine Bakanı Lütfi Elvan şu ana kadar büyük bir uyum sergileseler de piyasalar hala tedirgin"
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, 2020 yılı büyüme rakamlarına ilişkin olarak kaleme aldığı analizde, "2020 yılında yüzde 1,8 büyüme kaydeden Türkiye, pandemi sırasında ekonomisi pozitif büyüyen birkaç ülkeden biri oldu. Büyüme performansı, öncelikle 2020 yılında uygulanan aşırı kredi büyümesi ve düşük faiz oranı politikalarının bir sonucuydu. Ancak, TL üzerindeki baskılar ve bu baskıları telafi etmek için Merkez Bankası rezervlerinin satışının 2021’e mirası, daha fazla kırılganlık oldu. Ekonomik görünüm, bu kırılganlıkların önümüzdeki dönemde nasıl ele alınacağına bağlı olarak şekillenecek." değerlendirmesini yaptı.
Demiralp, Yetkin Report'ta kaleme aldığı yazıda, "Kasım ayında ortodoks politikalara geçişin çok ihtiyaç duyulan rahatlamayı sağladığı ve finansal piyasalardaki gerilimi hafiflettiği doğru. Ancak, uzun vadeli faiz oranları o zamandan beri yükseliş eğilimi gösteriyor. Bu eğilim kısmen ABD’deki 10 yıllık faiz oranlarındaki artıştan kaynaklanıyor (mavi çizgi, sağ eksen). Başkan Joe Biden’in 1,9 trilyon dolarlık teşvik paketi ile aşılamanın yaygınlaşmasının birleşik etkisi, ABD’de enflasyon beklentilerinde artışa neden oldu. Özellikle geçtiğimiz hafta içerisinde oldukça belirgin bir hal olan bu beklenti uzun vadeli faiz oranlarına yansıyor ve TL’yi de olumsuz etkiliyor." düşüncesini dile getirdi.
Demiralp yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Uzun vadeli faizlerdeki yükseliş eğiliminin bir diğer nedeni de mevcut politika duruşunun sürdürülebilirliğine ilişkin genel şüphe olabilir. Her ne kadar Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ve Hazine Bakanı Lütfi Elvan şu ana kadar büyük bir uyum sergileseler de piyasalar hala tedirgin. Özellikle de eski ekonomi ekibini öven veya faiz indirimlerini destekleyen siyasi yorumlar yapıldığında, piyasadaki gerginlikler daha rahat gözlenebiliyor. Son araştırmamız, TL’nin bu tür siyasi yorumlar sonrasında belirgin bir şekilde zayıfladığını gösteriyor. Bu durum, TCMB’nin bu tür baskılara boyun eğeceğine olan inancı yansıtıyor. Macaristan ve Yeni Zelanda’da benzer demeçler görece daha sınırlı bir tepki yaratırken bu ülkelerde de döviz kuru oynaklığı artıyor. Bulgularımız, ekonomik temellerin ve kurumların zayıf olduğu ortamlarda siyasi baskıların ekonomik etkisinin daha yüksek olduğuna işaret ediyor."
YORUMLAR
Yorum Yap