Vatandaşlar gerçekten de dövizden çıkıyor mu?
"Türkiye'de yerleşik tüketici ve işletmeler 3 Mayıs'ta sona eren haftada net 1,2 milyar dolar Döviz satışı gerçekleştirdi." Acaba doğru mu?
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Bu tür bir haber okuyunca, vatandaşların bu yüksek döviz kurlarından döviz bozdurmaya başladıkları ve mesela doların artık doların daha fazla ileri gitmeyeceklerini düşündükleri hesabını yapabilirsiniz. Gerçekten durum böyle de olabilir. Peki ama gerçekten böyle mi?
Doğru olan şey şu döviz tevdiat hesaplarında art arda dört hafta boyunca yurt içi yerleşikler döviz satmış görünüyor. Dört hafta boyunca yerleşikler 3 milyar dolar satmış tablolara bakılırsa… Ve evet bu toplamda doğru.
Ne varki tablonun biraz ayrıntısına inersek iki önemli ayrıntı ile karşılaşıyoruz; ki ne derler bilirsiniz: Şeytan ayrıntıda gizlidir!
İşin gerçeği “Yurt içi yerleşikler” denilen kategori ikiye ayrılıyor: Biri tüzel kişiler yani şirketler, ikincisi gerçek kişiler yani bildiğiniz fert olarak Türk vatandaşları.
İşin ayrıntısına baktığınızda ise aşağıdaki tabloda göreceğiniz üzere birey olarak Türk vatandaşları döviz tevdiat hesaplarını TL hesapları lehine bozdurmuyor; yani döviz satmıyor. Satış yapanlar Türk şirketleri, daha doğrusu Türkiye’de mukim şirketler.
Son hafta döviz tevdiat hesaplarındaki düşüş tablodan da görüleceği gibi tüzel kişilerin satışından kaynaklanıyor. Tüzel kişiler 3 Mayıs’ta biten hafta ile 1,6 milyar dolar döviz satmış. Bireyler ise tam tersine döviz alımına devam ediyor. Yılbaşından beri 11,3 milyar dolar büyüklüğünde döviz alımı yapan bireyler son haftada da söylenenin tersine 400 milyon dolar civarında dolar alım yapmış.
Aşağıdaki grafiğe baktığınızda ise iki şey daha fark ediyorsunuz toplamda da döviz satış eğilimi önceki aylardaki alım eğilimine göre henüz çok cılız. Ötesi bunu döviz tevdiat hesaplarının geniş para arzı oranına yani M2’ye oranına bakarak daha doğru değerlendirecek olursak bir azalma da aslında yok! Yani param miktarı artmış ve bunun DTH’lara giden miktarı ise neredeyse sabit kalmış denebilir.
Üstelik bu açıklanan rakamlar 3 Mayıs ile biten hafta; yani YSK’nın seçim iptal ettiği ve dövizde kurların arttığı günlerin etkisi burada yok. Bu hafta öncesindeki 4 haftada etkili olan ise nihayet Ankara’dan bankaların TL mevduat faizlerinin armasına müsaade çıkmış olması neticesinde TL mevduat faizlerinin arması ve TCMB’nin bazı müdahaleleri sonucu DTH faizlerinin bu yükselişe ayak uyduramayışıydı.
Ekonomik zorluklar ve borçlu şirketlerin TL kıtlığı nedeniyle bir kısım şirketlerin de mecburen döviz bozdurduğu biliniyoır. Nu enedenle TL mevduatlarındaki ek cazibeye rağmen ancak şirketler döviz bozdururken gerçek vatandaşlar döviz alımını sürdürmüş. Üstelik dediğimiz gibi bu yaratılmaya çalışılan algının tersine asıl döviz alım dalgasının başladığı bu haftayı içermiyor.
Elbette DTH hesaplarının azalması ve TL mevduatına dönülmesi dolarizasyonun azalması ve para politikasının daha etkili işlemesi için olumlu bir şey. Keşke gerçekten öyle olsa. Ve olması için tedbirler de alınmalı. Fakat olmayan bir şeyi var gibi anlatmanın kimseye ve ülkeye de faydası değil zararı var; çünkü tedbir alınmasını engelliyor.
Paraanaliz
YORUMLAR
Yorum Yap