Yatırım Ofisi Başkanı: Gerçekçi olmak gerekirse yeni proje başvurusu almadık
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, “gerçekçi olmak gerekirse dünyadaki yeni yatırım iştahı azaldığı için çok yüksek miktarda yeni proje başvurusu almadık" dedi.
- | Son Güncelleme:
- | Patronlar TV
Dünya ekonomi çevreleri, ABD-Çin arasındaki ticaret savaşları nedeniyle küresel tedarik zincirlerinde başlayan değişimin pandemi sonrasında hızlandığını konuşuyor. Uluslararası yatırımcıların gündemini en iyi takip eden kurumlardan biri olan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin Başkanı Burak Dağlıoğlu da küresel tedarik zincirlerindeki değişimin artık kendini iyice hissettirmeye başladığını söylüyor.
Bu konuda Türkiye'nin en avantajlı ülkelerden biri olduğunu kaydeden Dağlıoğlu, "Pandemi sonrasında Türkiye'de hiç yatırımı olmayan şirketler, burada üretimi yapılmayan ürünler için bilgi talep etmeye etmeye başladı. Dünya yatırım ortamı toparlandığında Türkiye'ye yönelik güçlü bir yeni yatırım akımı bekliyoruz" dedi. Tedarikte sıkıntı yaşamak istemeyen yatırımcılara, pandemi sürecindeki performansımızın altını çizerek 'Yeni yatırım için en sağlam ve hazır ülke: Türkiye' mesajını verdiklerini belirten Dağlıoğlu ile beklenen küresel yatırım dalgasında Türkiye'nin nasıl pozitif ayrışacağını konuştuk.
Yatırımı bırakın, dünyada ekonomik aktivitenin durma noktasına geldiği pandemi sürecinde uluslararası şirketleri Türkiye'ye yatırıma davet eden bir kurumun başındasınız. Sanırım bu süreçte en zorlu görevlerden biri sizinki olmalı. Nasıl geçirdiniz, neler yaptınız, zor muydu gerçekten?
Bütün dünya için zor bir dönemden geçtik. Dünyada ekonomik aktivite durdu ya da yavaşladı diyebilirsiniz ama biz hiç durmadık. Pandeminin en başından itibaren öncelikle Türkiye'de yatırım yapmış, yapacak ve yapma potansiyeli olan tüm kuruluş ve kişilerle sürekli iletişim halinde olduk. Burada yatırım yapmış olan şirketlerin sorunlarıyla bizzat ilgilendik. Yabancı çalışanların seyahat konusundaki sıkıntılarından tutun, sokağa çıkma yasağının üretimlerini etkilememesine kadar birçok konuda kendilerine destek olduk. Ayrıca uzun süredir üzerinde çalıştığımız ve sona yaklaştığımız yatırım dosyalarının sonuçlanması konusunda da işi sıkı tuttuk. Şu an isim veremiyorum ama yatırım kararı alan ve eylül-ekim aylarında temel atma törenleri gerçekleştirmeyi planlayan şirketler var. Pandemiye rağmen Peak Games gibi bazı şirket satın alma ve ortaklıkların da bu süreçte tamamlanmasıyla moral bulduk. Ancak hepsinden önemlisi bu süreçte proaktif bir yaklaşımla, güçlü bir iletişim ile yeni yatırım dosyaları oluşturmayı başardık.
Yeni yatırım dosyası derken neyi kast ediyorsunuz?
Bizim yeni projeler kazanmamız lazım. Bu kapsamda da gerçekçi olmak gerekirse dünyadaki yeni yatırım iştahı azaldığı için çok yüksek miktarda yeni proje başvurusu almadık. Ama şu hoşumuza gitti şu an halihazırda Türkiye'de bulunmayan şirketlerden, burada üretimi olmayan bazı ürünlere yönelik bilgi talebi dosyalarında (Request for information – RFI) dikkat çekici bir artış oldu. Bunların hepsi bizim için yeni yatırım dosyaları. Örneğin daha dün böyle yeni bir talep geldi önemli bir şirketten. Biz de hemen Türkiye'nin yatırım ortamını, teşvikleri, sektörel bilgileri, son dönem faaliyetlerimizi anlatan kapsamlı dosyaları şirketlere ilettik.
Ne anlama geliyor bu bilgi talebi artışı?
Bir kere uluslararası şirketlerin Türkiye ilgisi devam ettiğini gösteriyor. Bunların çoğu daha önce temas etmiş olsak da bir şekilde Türkiye'ye yatırıma öncelik vermemiş şirketler. Ama şimdi, özellikle dünyada tedarik zincirlerinde ciddi bir değişime gidildiği böylesi bir dönemde, bu ilgi son derece önemli. Önümüzdeki dönemde yatırımların artacağının ilk işaretleri.
Peki, bu bilgi talebi ne zaman yatırıma dönüşür?
Uzun vadeli yatırım kararları uzun soluklu süreçler sonrasında alınıyor. Kimi dosyalar 2-3 yıl bile sürebiliyor. Bu bilgi talebi dosyalarının ne zaman yatırıma dönüşeceği ile ilgili şirketlerle görüştüğümüzde, bize şu anda toparlanma planlarını yaptıklarını, özellikle tedarik sistemlerine yönelik risk analizlerine baktıklarını söylüyorlar. Bir yandan da Türkiye gibi alternatif üretim merkezlerini değerlendiriyorlar. Biliyorsunuz ABD-Çin başta olmak üzere ticaret savaşları nedeniyle küresel tedarik zincirlerinin sorgulanması konusu pandemi öncesinde de önemli bir gündemdi. Pandemiyle birlikte şirketlerin tedarikte yaşadığı sıkıntılar bu değişim sürecini hızlandırdı. Uluslararası şirketler şu an yeni yatırım bölgelerine bakıyorlar. Bu noktada da son derece sofistike üretim altyapısı ve AB gibi kilit bir pazara yakınlığı nedeniyle Türkiye, birçok aday ülkeden pozitif ayrışıyor. Bundan kimsenin şüphesi yok. Dünyanın ekonomik seyri biraz daha normalleşince Türkiye'ye yönelik yeni bir yatırım akımı, yeni bir yatırım dalgası gelecektir.
Yeni tedarik merkezi arayışındaki şirketlere ne mesaj veriyorsunuz?
Şirketler küresel tedarik zincirinde değişikliğe gitme konusunda artık yavaş yavaş somut adımlar atmaya başladı. Biz de bu süreçte proaktif bir anlaşıyla hazırlıklara başladık. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bu tedarik zincirlerindeki olası gelişmelere yönelik hazırlık yapıyoruz. Dosyalarımızı hazırladık, arayış içindeki şirketlerle temasa geçtik. Hangi şirketlerin, hangi sektörlere yönelik ihtiyaçları var bunları tespit ettik. Ürün ve hatta şirket bazlı çalışıyoruz. Türkiye'nin pandemi sürecinde sağlıktaki performansının ve ekonomik aktiviteyi ara vermeden devam ettirmesiyle sahip olduğu sofistike üretim altyapısının altını çiziyoruz. Bu krizde en hızlı toparlanacağı öngörülen ülkelerden biri Türkiye. Dolayısıyla biz de Türkiye'nin yeni yatırımlara en hazır ve sağlım ülke olduğu mesajını veriyoruz. Dünyadaki kriz sonrasının yatırım dalgasına en hazır ülke Türkiye ve dalga geçmişten de daha güzel olacak.
OLGUNLAŞAN YATIRIM SALGIN DİNLEMİYOR
2020 yılını nasıl bitiririz, 2021 için yatırım beklentiniz nedir?
Ne kadar yatırım alacağımız hep soruluyor ve biz de hep rakam vermekten kaçınıyoruz. Yılın ilk yarısında Türkiye'de 10 startup'a yatırım oldu. Yani yatırımlar yavaşlamış olmakla beraber bir yandan da salgını dinlemiyor. Geçmişten bu yana devam eden dosyaların sonuna yaklaştığınızda da durdurmanın imkanı olmuyor. Çünkü yatırım kararının da bir akışı, etkilediği diğer kararlar var. Nisandan bu yana yaşanan yavaşlamanın da eylül gibi sağlıkta her şeyin yolunda gitmesi halinde tekrar hareketleneceğini bekliyoruz. Eylülden sonra olumlu haberlerle otomotiv, mühendislik, altyapı yatırımları, kimya ile ilgili yeni yatırım haberleri duyacağız. Sonbaharla beraber yatırım gündeminin tekrar hareketlendiği günler gelecek. 2021 için ise dünyadaki iyileşmeyle paralel ve pozitif ayrışarak olumlu beklenti içindeyiz.
15 ŞİRKET TÜRKİYE İÇİN FON KURUYOR
Yeni yatırımlar en çok hangi alana gelecek?
Türkiye'de şu anda 15 civarında girişim sermayesi fonu kuruluyor. Her birinin büyüklüğü onların kendi mahremi o yüzden tek tek söylemek istemiyorum ama oluşacak fon büyüklüğü bir milyar TL'nin üzerinde olacak. Bunlar sadece başlangıç aşamasındaki girişimlere yatırım yapacak fonlar. Daha çok teknoloji alanındaki girişimlere yatırım gelecektir. Mobilite, e-mobilite, enerji, kimya, bilişim teknolojileri gibi alanlarda yatırımlara ilgi yoğun.
YENİ DOĞALGAZ REZERVİ YATIRIM İÇİN DE ÖNEMLİ
Türkiye'nin Karadeniz'de keşfettiği doğalgaz rezervinin yatırım çekme faaliyetlerinize bir etkisi olur mu sizce?
Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği bu müjde, enerji ithalatı kaynaklı cari açığın yaşandığı Türkiye için önemli bir dönüm noktası. Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz rezervi ülkemizin enerji güvenliğini bir üst noktaya taşırken, rekabetçi ve sürdürülebilir büyümesine de katkı sağlayacaktır. Ulusal ve uluslararası basında geniş yer bulan haberin piyasalara da olumlu etki ettiğini gözledik. Benzeri müjdeli haberleri Karadeniz'deki diğer kuyularımızdan ve özellikle Akdeniz'deki sahalarımızdan almayı ümit ediyoruz. Takdir edileceği üzere doğalgaz kaynaklarının varlığı başta enerji ve petrokimya olmak üzere birçok sektörde yatırımlar için önemli bir temel teşkil ediyor. Bu bağlamda söz konusu rezervlerimiz uzun vadede ülkemizdeki yatırımlar için kritik bir altyapı sağlayacaktır ve uluslararası yatırımcıların da dikkatini çekecektir.
TEDARİK ZİNCİRLERİNDEKİ DEĞİŞİM GAYET GERÇEK
Küresel tedarik zincirlerindeki değişim gerçek mi?
Dünyada küresel tedarik zincirleriyle ilgili çok derin bir tartışma var. Bütün danışmanlık şirketlerinin farklı bakış açılarıyla da olsa bu konuda çalışmaları var. Örneğin bu konudaki son araştırmalardan birinde şirketlerin yüzde 83'ü tedarik bölgelerini çeşitlendireceklerini söylemiş. Şu anda şirketler bu yeni bölgelerin nereler olacağını belirlemeye, planlamaya çalışıyor. Evet, küresel tedarik zincirlerinde bir değişim olacağı beklentisi gayet gerçek. Sadece tekstil ihracatımızdaki artışa baktığınızda bile bunu görebiliyorsunuz. Bu noktada Türkiye'nin kriz yönetimindeki başarısı dahil birçok konuda rakiplerinden pozitif ayrıştığını göreceğiz.
BATI KADAR ASYA DA İLGİLİ
Türkiye ile ilgili bilgi talebinde bulunan şirketler hangi ülkelerden?
Bizde her zaman bir yoğunluk var ama bu kez farklı olan Türkiye'de üretimi olmayan ürünlere yönelik bir talep söz konusu. Ayrıca ilk kez temas kuran şirketler var. Bu da önemli çünkü yeni şirketlerin yatırımı ve yeni ürünlerin yatırımı gündemde. Bir diğer nokta da batılı şirketlerin yanı sıra Asyalı şirketlerden de bilgi talebi geliyor.
YATIRIMCI İÇİN AŞININ BULUNMASI KİLİT KONU
Yatırımlar ne zaman hareketlenir?
Bu bizim elimizde olan bir şey değil. Aşının bulunması buradaki kilit konu. Bunu herkes biliyor bunun dışında Çin-ABD ilişkilerinin seyri de önemli bir etken. Bizim dışımızdaki bu durumların etkileri özellikle sağlıkla ilgili olumlu gelişmelerin ardından azalacaktır.
SOFİSTİKE ÜRETİM GÜCÜ İLE AYRIŞIYORUZ
Bizi pozitif ayrıştıran özelliklerimiz neler?
Tedarik zincirlerindeki değişimi bugünden yarına göremeyiz. Bu sürecin etkilerini dünyada 3 yıla kadar net görmeye başlarız. Türkiye'ye ise bu anlamda ilgi çok hızlı bir şekilde arttı. Örneğin biz uluslararası bir şirketin Türkiye'deki üretimlerinde de kullandığı bir ara mamülü burada üretmeleri için o şirketi daha önce ziyaret etmiş ve yatırıma davet etmiştik. O dönem bu konuyu gündemlerine almamışlardı. Ama pandemide tedarikte yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle bu ürünü hızlıca Türkiye'de üretmeye başladılar ve hatta şu an ihracatını planlıyorlar çevre ülkelere. Dolayısıyla biz bu süreçte daha yaptığımız temaslara ektiğimiz tohumların hızla yeşerdiğini görebiliriz. Artık daha önce sadece Çin'e güvenen şirketler, 'benim Avrupa'ya daha yakın olmam gerekiyor' diye düşünmeye başladı. Avrupa ile Çin arasında sofistike üretim kabiliyetine sahip olan tek ülke Türkiye.
Hülya Güler/Sabah
YORUMLAR
Yorum Yap